muhabbet kuşu

en küçük papağan türü. bizde de var bi tane. muhteşem sevimli ve keyifli yaratıklar. renkleri ayrı bi güzel şımarık şımarık hareketler bambaşka. her eve lazım.
daha çok birbirleriyle muhabbet ederler. eğer birden fazlasını besliyorsanız sizinle muhabbet etmeye tenezzül etmez sikine bile sallamazlar.
yalnızlığınıza eşlik etsin istiyorsanız tek besleyin ve mutlaka yavru iken alın. tam bir sevgi pıtırcığına dönüşürler. elinizden yem yemeler, kulağınızı cimcirmeler falan.. benim vardı yeşil renkli bir tane. ismi kiwi idi. kafesinin kapısı hep açıkti.. omuzumdan hiç ayrılmaz, sofrada bizimle yemek yardi.
tabi fazla özgürlük bozdu keratayı. balkonun camının açık olduğu bir gün özgürlüğün kışkırtıcı sesine kulak verdi ve pırr diye uçup gözden kayboldu.. o gün bu gündür hem özlerim hem yolunu gözlerim şerefsizin.
omzuma çıktığında sinirlerimi alt üst eden hayvan. seviyorum sevmesine de... böyle tırnakları batıyor sanki acayip derecede huylanıyorum. uykudan uyandığı anda bıcır bıcır ötmesiyse ayrı bir mesele. sus iki dakika, biraz da ben anlatayım şerefsiz...
ayrıca bir umut sarıkaya çizgi öyküsünü getirdi aklıma. yedinci kareye dikkat:

papağan familyasındaki en küçük türdür. bıcır bıcır sesler çıkarır, şımarıklık yapar. tek yaşıyorsa içinizden birini eş seçer ve bağlanır. tek başına yaşayan erkek muhabbet kuşları sizinle iletişim kurmak için sesinizi taklit eder... bu hınzırlar evcilleşince kafanızda gezer, kulaklarınızla, saçlarınızla oynarlar. mutasyon türlerin harika mor renkleri vardır. malesef bu cüce papağan çoğu çocuğun elinde telef olur. su ve yem verilmemiş ve bir sabah kafes tabanında ölü bulunmuş muhabbet kuşu hikayeleri hiç bitmez...

ps: hiçbiri jako etmez, edemez...
ortaokula gittiğim zamanlardı; 1 dişi, 1 de erkek muhabbet kuşumuz vardı. çiftleşmeleri için kutu koymuştuk ama bir türlü yumurtlamıyordu. dişisi de çok yaramazdı ve evin içinde uçurmaya çıkarttığımız zaman bir gün gizlice tülbentin içine koyup kuşu duvara fırlatmıştım. sersemleyip perdelerin üzerine çıktığında tekrar yakalayıp bir kaç kere daha yapmıştım aynı şeyi. aradan zaman geçtikten sonra bir gün okuldan eve geldiğimde kuşların öldüğünü öğrendim. annem kapının önüne gömmüş. yeri nerede diye sorduğumda gösterdikten sonra evden gittiği zaman mezarından çıkarıp ağacın dalındaki orak ile kafasını kopardıktan sonra tekrar yerine gömmüştüm. kuş diyince vicdan azabı duyuyorum. saygılar...
mavişi öyle severdim ki, okuldan eve gelen ben onunla ilgilenir; suyunu, yemini değiştirirdim. çocukluk işte, çocuk aklıyla sevdiğim ilk kuşumdu. bir gün eve akşam saatinde geldiğimi anımsıyorum; onun sesini duymuyordum bir şeyler olduğunu anlamamıştım. annemin yaptığı hareketleri izliyordum sadece; kafesine gidiyor, kafes kapağını açıyor ve onu oradan çıkarıyordu. bende; "annem, herhalde kafesini temizleyecek" diye, düşünüyordum. öyle değilmiş. maviş soğuktan ölmüştü. sessizlikle beraber, nasıl bir tepki vereceğimi bilmiyordum. bir daha da evde kuş besleyememiştim.
bu kuşlara isim koyma konusunda pek yaratıcılık gösteremedik türk milleti olarak, mesela yüzde 50'sinin adı çapkın'dı, yüzde 30'u da boncuktu. başka bir isim vermek anarşistçe mi bulunurdu bilmemki.

bu kuşların konuşanlarını bulmak bir hayli dertti. gerçi bizim öyle bir derdimiz olmamıştı. şans eseri çok özel bir tanesini edinmiştik. genelde bu kuşlar sarı, yeşil ve mavi olurlardı ama bizimkisi bildiğin mordu. daha sonra ona sarı renk bir dişi almıştık. 50 kadar yavru yapmışlardır. hepsinin rengi de yeşil olmuştu, yeşilin her türünü denemişler ve istisnasız her yavru da konuşmuştu. o yüzden bizimkiler yavru yapınca tanıdık ettik herkes sıraya girerdi. ama bu kuşların vahşileri hiç çekilmez, mesela aldığımız dişi öyleydi. bir de sanıyorum bunların en iyi türü jumbo'ymuş. bu türleri daha zeki ve daha gösterişli oluyor. bizim erkek kuş da jumboydu yanılmıyorsam. bizim çapkının fiziksl özellikleri arkadaşlarımın uyduruk muhabbet kuşlarından daha farklıydı, kafası daha büyüktü mesela. alacaksanız jumbo alın.
kanatları olan-uçmak için yaratılmış hayvanların kafeslerde yaşatılması*. canı sıkılan insanların eve-kafeslere hapsettiği zavallı kuşlardır.
pek bilinmese de bir papağan türü olan, avustralya kökenli kuştur. doğada bulunanlarının tüy rengi yeşildir. ayrıca doğada tohumla beslenirler.