rakı

dolapta durmasina ragmen dokunmadigim icecek. bilemiyorum nedenini. bazen cok canim cekiyor bazen diyorum bu ne lan.. kokusu guzel ama.
ortamina gore guzellesen icki aslinda. arkadas ortami oldu mu tadindan yenmez. yenmez zaten icilir.
ama tek basinizayken maalesef eziyettir.
içmek, ertesi sabah tekrar hayata dönülebilen ve her gün tekrarlanabilen bir intihar şeklidir.

charles bukowski
arak(rakı) denilince ilk aklıma gelen, rahmetli dedelerim ve amcalarımdır.
daha sonra ise, üstad aydın boysan akla gelir.
hergün içilerek tadı kaçırılmaz.
yalnızken de güzel gider, dost meclisinde de eşlik eder.
mutluyken de paylaşılır, hüzünlüyken de efkar dağıtır.
böyle mübarek bir yoldaştır bu meret!
içinizden geçerken hafif yakar, bir mânâlı bakış gibi. sonra tozu toprağı alır, feraha düşer gönül. her yudumunda iyi ki gelmişiz dünyaya dedirtir. aşkın aslında iki kişiyi kavrayan bir şey olmadığını; sofrayı, arkadaşları, muhabbeti sarmalayan bir hissiyat olduğunu ancak rakı içince anlarsınız. içmeyen güzelleşemez, sözün kısası. çok lazımdır, pek elzemdir.
her içtiğimde, neşet ertaş ustanın zahidem türküsünü dinleme isteği uyandıran içkidir.
an itibariyle gecemizi şenlendirerek yağ gibi akmakta.
an itibarıyla birlikte vakit öldürdüğüm, en bi' sevdiğim içki.
(bkz: içip içip sözlüğe gelmek)
çok anlam yükledik şu rakıya.. muhabbetine, anısına, kafasına, şarkısına her şeyden parça parça yapıştırdık.

geçen bir yerde okudum belki de üstüne yazılmış en derin sözdü: "istediğin kişiyi terket, istediğini sev. ama her rakı içtiğinde beni hatırlayacaksın."
hatun kişisi kendinden bu kadar eminmiş, allah kabul etsin.

edit: benim hatırladığımsa, ağzının kenarında kusmuklarıyla nişantaşının orta yerinde iki kolunu açıp düştü düşecek haliyle "seni seviyorum aşkım" diyen sevgilim.

edit 2: sek ve yanında çay içilmesi öneriir. ikisi de içimi kolaylaştırıyor.
kokusuyla bile kendinden geçebileceğin, dünyanın en büyük icadı olan içki.
bülent arınç'ın vardar ovası vetosu ile yeniden gündeme gelen muhteşem içki.

kendince mübarek addettiği ağzına bu içkiyi yakıştırmamak ve rakıya nefret kusmak hayli ilginç. kaldı ki rakının dili olsa da konuşsa arınça neler derki kimbilir. sırf rakı dile gelip derdini anlatamıyor diye oluyor bunlar.

(bkz: diren rakı)
eylülden beri içemediğim...bütün özlediklerim benden ayrı yaşıyor...herkesle de içilmez ki bu meret!
damıtma usülüyle üretilen ertesi günü bombok alkol mamülü. bunun bir de boğma versiyonları vardır muhtelif bölgelerde. akdenizde hatay, adana, mersin bölgesinde incir, üzüm şeklinde karşımıza çıkarken iç anadolu , ege ve trakyada da karşılaşınca şaşırmamak gerekir. bulgarlar bile damıtmaktadır. malum erik meyvesinden mastika adıyla. yunanistanda uzo adıyla karşımıza çıkar ki , bizim tekel ya da muadil farketmez kralı gelse yanından geçemez.

önemli not : hatay bölgesinde yerel bitki murt ( arapçası hambeles ) bitkisinden elde edilen mamulse bildiğin fil hayvanını yerle yeksan edecek düzeydedir.adamım diyenin iki kere düşünüp içeceği üründür. ilgilenen ve bulabilenlere tavsiye sarı elma kırıgı ve kuru kahveyle ağustos güneşinde içiyosun sonra ellerini açıp allahım sana geliyorum şeklinde patlatıyosun bombayı.
yanında balıklı, haydarili, börülceli dost sohbetlerini, samatya'yı, asmalımescit'i, urla'yı hatırlatan iç çektiren içki. yanında rakı olan herhangi bir dost sohbetini, mekanı unutmanız mümkün değildir. anları hafızaya kazıma özelliğine sahiptir meret.
yunanistandaki kuzeni uzo, lübnandaki araktır. fransada pastis, italyada sambucadır. ama sambuca şekerli olup, likör niyetine aperatif olarak içilir.
uzun süre içilmezse özlenendir.
ilaçtır... buzları eritir, yanlışları düzeltir...öle bakarsın gülümsetir, içersin şenlendirir, şiiri sevdirir, insanı sevdirir...öyle böyle değil şahane, harikûlade, âlâ bir içkidir.
tek içebileceğiniz gibi (pek tevsiye edilmez), mezesi, masası ve ahbabı ile bu dünyadan yaşadımda geçtim dedirten anılar biriktirir.
içmesine bilene zevk-ü sefa, içmesini bilmeyene derd-ü cefadır ...
benden öte beni çıkarır ortaya