acıda sadece bilgi değil… "mebzul miktarda da" zevk vardır. bdsm'deki (açılımını uzun uzun yazacak mecalim yok) "adrenalin rush" denen (havalı bir laf ama türkçeye çevirmek de zor; meraklısı netten bunu da aratsın) olay gerçektir:

gözler kararır önce… beyin (ve de kimlik) dağılır; çünkü acı korkusu -eşiğinin bekçisi acı olan geçit- geçilmiş; ıtırlı bahçeye ulaşılmıştır. itırlı bahçe, beynin önceden belki de hiç kullanılmamış bir yerlerine varış, oraları uyandırıştır. titretir, kendine getirir o topraklara ayak basış… glaucus'un "daha önce hiçbir arının uçmadığı çimenliğe girişi" gibidir. bitersin… hazdan tükenirsin… ve de yok olmayı öğrenirsin. bir yanın sıfıra ererken, diğer yanın hiç korkmadan, sanki uzaktan, olanı biteni soğukkanlılıkla ve de şaşkınlıkla izler.

acı ile cinsel hazzın aynı kumaştan biçildiğini -kutsallıkta erkeklere beş basan- kadınlar bilir en çok: bir bakın bir kadın ve bir erkeğin sevişirken yüz ifadelerine… ne dediğimi anlayacaksınız"dır"!

biraz daha ileri gideyim: aslanlar kutsaldır paganizmde. ana tanrıça'nın (örneğin kibele'nın) hep iki yanındadırlar. ve onlar avlarını önce dişlerini boğazına saplayarak boğar, sonra yerler. bir takım paganist bdsm'ciler avlanan –genelde- ceylanların aslında o anda zevk içinde öldüğünü iddia ederler.

bilemem bu kadarını… pek de ilgilenmem. insan beynine sahibim çünkü; ne ceylan, ne de aslanım. ama insan gibi bilirim bdsm'yi yaşamayı.

sevdiğinizle, ya da güvendiğiniz partnerinizle, hele ki "sıkıntı" denen o kaçınılmaz bitiş yavaştan ele geçiriyorsa ilişkinizi… bir deneyin derim.

sormak istediğiniz varsa yazın. çekinmeyin.

hermann hesse'nin meşhur romanlarından olan " narziss und goldmund"da, roman kahramanlarından birinin yaptığı keşfi hatırlattı bana: "yüksek bir acı ile yüksek düzeydeki bir zevk anında, insanın yüz ifadesi neden birbirinin aynıdır?"
bu bir aşkınlık mı, yoksa bedenin algıladığı sinyalin şiddeti nedeniyle verilebilecek tepki olarak, yüz kaslarının fazla seçeneği olmamasından mı?
sekste de zevk ve acının birlikteliği böyle birşey sanırım...bir erkek olarak boşalırken hissettiğimiz o şiddetli zevkin, sanki bizi öldürüyormuş gibi tükettiğini hissetmeyenimiz var mı?

zıtların birlikteliği yasasını hatırlatır...

uzun zamandır yerlerde sürünen libidonun yerini alan, aynı lgbt+ gibi geniş bir şemsiye olan bdsm uygulamalarının hakkıyla yapıldığında, kişideki endorfin ve adrenalin hormonları ile sağlanan birlikteliktir. cinsel zevkin çok ötesinde bir hazza sahip olmaktır ve ip izleriyle, kızarıklıklarla, yanmalarla geçecek sonraki günler ise bu bağımlılığın molalarıdır sadece^^

daha önce de yazmıştım tekrar edeyim: bağımlılık yok olmaz sadece şekil değiştirir!