"merhaba sevgililer günü 2013,
sevgi, anneannemle dedemin yaşadığıdır.
hikâyelerini anlatayım. mebrure 10 yaşında, hamdi 14. samanlıkta sigara içmeyi öğretmiş gizli gizli hayatının aşkına. tanışmışlar.
anneannem 1911 doğumlu. osmanlıyı da gördü, türkiye cumhuriyetini de. çarşaf da giydi, balon etekler topuklu ayakkabılarla baloya da gitti. ceza reisinin kızıydı, milletvekili karısı oldu. altı çocuğu oldu, biri öldü, biri komünist, biri ülkücü, biri dindar, biri ateist, biri kemalist oldu. en çok kocasını sevdi. hep sevdi.
hizmetçileri oldu, hamdi başkasının elinden yemek yiyemez diyerek 60 sene her akşam yemek yaptı. 60 sene her sabah hamdinin çayını karıştırdı ben karıştırmadan içemez o çayını diye. her banyoda hamdiyi sıcak sularla, köpüklü liflerle yıkadı tek başına yıkanmayı sevmez diye. 60 sene bir gece ayrı yatılmadı, çünkü yatağa küs girilmezdi. aynı yastıkta kocandı, gün gün.
komünist kız annem gibi olmayacağım diye büyüttü kendini. kimsenin yemeğini yapmayacağım, çayını karıştırmayacağım, kızarsam bağıracağım, dargınsam ayrı yatacağım diyerek... çok sonra anladı ki annesi yaptığı her şeyi sevgiyle, isteyerek, sevgilisi için, sevgisi için yaptı. çok sonra anladı ki annesi mutluydu, kızından daha mutlu.
anneannem 98 yaşına kadar yaşadı. dedem öldükten 15 sene sonra durdu kalbi. 15 sene boyunca hamdi gelecek beni almaya, hazır olmalıyım, artık gitmem gerekiyor dedi. geçen sene artık ne çocuklarını hatırlıyordu, ne beni, ne kendini, sadece hamdiyi hatırlıyordu. gözleri kapanmadan önce geldi dedi.
bize bakıyorum da, hamdimiz mi yok, yoksa biz mi mebrure değiliz?
başka hayatları bile bile, başka adamları göre göre, birinin kızı, birinin karısı, birinin annesi olmaktan başka bir şey ararken mebrure olunamıyor. o yüzden hamdi de var olamıyor.
çayını sevgiyle karıştıracağınız biri olsun..."
facebook'ta ışıl b. cinmen paylaşmıştır. bizim de böyle "bir sevgilimiz olacak mı "dediğim andır!