" bir objeye duyulan sevgi, objeye sahip olma isteğinden gelir. insanlar objeyi kontrol edemediklerini düşündüklerinde ya da obje onları huzursuz ettiğinde olumsuz davranışlar sergilerler." gibi harika bi psikolojik çözümlemesi vardır.
kendinden önceki behaviorist
akımına göre insanın davranışlarının etki ve tepki sonucu oluştuğu açıklar. duygu ve bilinçe önem verilmez yok sayılırdı. işte burada freud insan davranışlarının bilinç hatta bilinç altı davranışlarının da etkilediğini açıklar ve bence asıl psikoloji buradan başlar . psikanaliz in babalığına bürünür.
cinsellik konundaki düşünceleri doğru yada yanlış ama insanların davranışlarını cinsellik ve saldırganlıkla yönlendirildiğini düşünürsek gününüz insanların haritasını o dönemde bize yansıtmıştır *
sapık gibi anılmasının aksine, birçok izlenimini taktir ettiğim filozoftur.
insanin en huzurlu zamanlarını annenin rahmindeyken geçirdiğini , hayatındaki en büyük acıyı doğarken yaşadığını ve hayati boyunca yine anne rahmindeki mutluluğu ve huzuru yakalama arzusunda olduğu , fakat boyle birşeyin mümkün olmadığı gibi insanin da hayatta mutlu olmasının biraz zor olacağını düşünür. çok da mantıklıdır kanımca ..
sonuç olarak psikoloji konusunda kulaktan dolma bilgilere sahip kişilerce büyük haksızlığa uğradığını düşündüğüm bilim adamı. kendisi belki de en çok okuyan en çok araştırma yapan bilim adamlarından biriydi, tarih alanında, psikoloji ve sosyoloji alanında ve tıp alanında koca bir kütüphane dolusu kitap okuyup kendisini her yönden zenginleştirmişti. acımasızca eleştirmeden, sapık damgasını vurmadan önce yaşadığı dönemi ve psikolojiye katkılarını göz önünde bulundurmakta fayda vardır kanımca.
hadi bu konuyu geçelim kendinden sonrasında etkilediği insanlar adler yön göstermiştir. hatta insan davranışlarını hayvanlarla eşit ama biraz farklı olduğunu açıkladıktan sonra hümanizm in doğmasına katkı sağlamıştır.
insan düşünen hayvandır. çıkarımını unutmayalım
(bkz: freud seven gay )

nezdimde* gradiva'ya bakışıyla anımsarım freud'u. poststructuralist filozof jacques derrida'nın "mal d'archive: une ımpression freudienne" adlı eseri, freud'un bilimsel yönü olduğu kadar, sanat derinliği de olan bir insan olduğunu görmemizi sağlar.
bunlar dışında, freud'un antik mısır*'a ilgisi de, ayrıca dikkate değer

"garip değil mi? yüzüne gülecek kadar dost sandığın kişiler, aslında arkandan konuşacak kadar yüzsüzler. " sözünün sahibidir.

uykularında babasını hayvan(geyik miydi daha mı yabani bir şeydi hatırlayamıyorum) olarak gören ve annesine karşı kafamın yatmadığı seksüel bir yatkınlığı olan "hans" diye bir çocuğun psikoterapilerini içeren kitabın yazarıdır. sonra hans büyümüş sağlıklı birey olmuş ancak çocukken yaptıkları şeyler korkutucuydu.

(bkz: freud sürçmesi)

ayrıca bir yazar. hoş gelmiş.

(bkz:askk)

günümüz psikologlarının destekleyici olarak kullanmak istemedikleri ve görüşlerine katılmadıkları insan kişisi.

psikanaliz kurumanı geliştiren kişidir.

"benim gibi bir insan, kendini tümüyle verebileceği bir konusu olmadan yaşayamaz. belleğini saran bir hırsa ve yeteneğe ihtiyacı vardır. ben yeteneğimi ve bunu nerede kullanacağımı buldum. sınırlarımı çizdim."
- sigmund freud