sözlük yazarlarının utandığı anlar

bulamadım böyle bir başlık. varsa affola... ben başlıyorum öyleyse.

yıllar önce babam bir davet verecekti. aperatif seçimi yapılacakken ağzımdan "prezervatif olarak bunu düşünebiliriz" çıkmıştı. babacığım da yarı gülümseyip yarı da anlayışla bakarak "o aperatif evladım" demişti. annemse kıs kıs gülerek uzaklaşmıştı. hala kulaklarıma kadar kızarıyorum.
çocukken amcamın evinde tatildeydik. ortaokul olması lazım. televizyonda şu aradığınız halde hattı bir türlü düşüremediğiniz yarışma programlarından var. hani bir soru soruyor, 250 ya da 500 euro filan veriyor ya. kelime bulmaya çalışıyorsun, bir kaç harf çıkmış. ben de amcamın, aşırı muhafazakar kuzen ve çocuklarının yanında uyduğu için y.rak kelimesini ağzımdan kaçırdım. sonuç; bir sessizlik oldu, kanal değiştirildi, zoraki başka muhabbet açılmaya çalışıldı.
ortaokul yıllarında ilk kırık notumu aldığımda çok utanmıştım.hatta bir daha almam diye düşünmüştüm ama tam tersi bağımlılık yaptı.
annemin 7.sınıfta internet kafeyi basması yeterince rezil olduğum bir andı ha bir ben yıl sonu sınıf eğlencesinde ilkokulda halk oyunlarında efe seçilmiştim hareketleri karıştırıp ağlayarak gitmiştim o kadar hazırlık yarıda kaldı eşim mal gibi tek başına oynamıştı djxjskjx
3. sınıftayken de babam kepçeyle okula bırakmıştı sjjzjs
doksanlı yılların rüya gibi geçen dönemlerinde 1998-2000 arasıydı yanlış hatırlamıyorsam. o zamanlar her şey daha değerliydi, insanlar şimdiye göre biraz daha görgüsüzdü. cd ler daha popüler olmadan kasetler vardı. abim karışık şarkı listesi hazırlayıp kasetçi de kasete aktarmıştı, evde sürekli o kaset çalınınca haliyle ben de arasından bi şarkı ezberlemiştim.tabii küçükken en sevdiğiniz şarkı, ezberlediğiniz şarkıdır. neyse ben de bi şey öğrenmişim bi yerlerden. kasete ses kaydı diye bir olay varmış ama nasıl yapılıyor hiç bilmiyorum.

evde kimsenin olmadığı bir zamanda geçmişim teybi kurcalayıp şarkı söylüyorum. ama oldu mu olmadı mı hiç bir bilgim yok en son sıkılıp olduğu gibi biraktım.

günlerden bir gün ben, babam, abim kısacası ailemle arabadayız ve o kaset takılı. bir şarkı iki şarkı derken bi an şarkı kesildi ve benim ses başladı '' ölmem mi beni taşlara vurun....'' yani böyle bir utanç olamaz. hani biraz soyleyip sussa da hadi neyse derim de ne uzun söylemişim arkadaş dinle dinle bitmiyor.sesim desen zaten başlı başına rezillik.bir de üstüne abimin kasetini mahvetmişim. utançla karışık onun mahcubiyeti var. o günden sonra o türkü bir yerlerde çaldı mı fırsat bulursan ortamdan kaçardım bulamasam da dizilerde sevişme sahnesi çıkmış gibi başka şeylerle ilgilenirdim.
bayramda eve gidince hatırlatayım da biraz gülelim. unutmuşlardır şimdi.
ayy hiç utandığım bir anım yok benim. ay ne kadar da utanmazım. haa pardon bir tane var evet. sıkı durun anlatıyorum.
yaklaşık 3 yıl önce oturduğum kurtuluş caddesinde bir adet gay dostu bir cafe vardı. belki bilenler vardır cafe no:150. neyse ben buraya 2 sefer falan gittim. sonra kapanmış zaten. gittiğim ilk akşam cafeden çıkarken kapının dışarıya doğru açıldığını farketmeyip kendime doğru çektim. o sırada kapıda cebelleşirken tam kapının yanındaki kalorifer peteğinin üzerine konulmuş olan yapay çiçekli saksıyı devirdim ve kırıldı. orada çalışan çok tatlı bir çocuk vardı. o da gaydi. hemen koştu ben hallederim dedi. hiç niye kırdın dikkatli olsana falan diyen yok o kadar kibarlar. bu arada paçanga börekleri de şahaneydi. neyse gel zaman git zaman 26 aralık haftasıydı sanırım. kurtuluş civarı ermeni ve rumların çoğunlukta olduğu bir muhit olduğundan noel oralarda kutlanıyor halen. böyle ufak küçük noel baba hediyelik eşyası satan bir dükkan vardı. ordan bir adet kurabiyelik aldım ve gittim cafeye.
girdim içeri orada bir lezbiyen arkadaşımız vardı. ablamız diyecem ayıp olacak bizim yaşlarda olduğunu tahmin ediyorum. o geldi açtı kutuyu falan. bu tatlı çocuk da orda tabi. ayy bu ne güzel hediye çok teşekkür ederiz derken ablamız bombayı patlattı. demesin mi sen yoksa bu hediyeyi bu tatlı çocuğa mı aldın diye. ben kem küm yok yani öyle değil falan derken kıpkırmızı oldum falan ama yani öyle böyle utanmadım. neyse durumu bir şekilde kurtardık. sonra çocuk bana ısmarladığım yemeği falan getirdi. sonra bir kadeh de şarap geldi yemeğin yanına. meğer bu çocuk göndermiş. allaammm ikinci sefer utan utan yerin dibine geçtim o akşam. neyse biraz hoş sohbet yaptık herkesle. sonra vedalaştık. duydum ki kapanmış cafe. üzüldüm. çocukla bişey olmadı tabii ki aramızda. hoş ve tatlı olsa da.