rixton isimli, pek de boyband kivaminda olmayan adamlardan olusan bir muzik grubunun sarkisidir. guzel de bir sarkidir. sozleri soyledir:
[chorus:]
all i need's a little love in my life
all i need's a little love in the dark
a little but i'm hoping it might kick start
me and my broken heart i need a little loving tonight
hold me so i'm not falling apart
a little but i'm hoping it might kick start
me and my broken heart
yeah...
[verse 1:]
shot gun, aimed at my heart, you got one
tear me apart and then some
how do we call this love
i try to run away but your eyes
tell me to stay, oh why,
why do we call this love
[pre-chorus:]
it seems like we've been losing control
somebody tell me i'm not alone
when i say
[chorus:]
all i need's a little love in my life
all i need's a little love in the dark
a little but i'm hoping it might kick start
me and my broken heart i need a little loving tonight
hold me so i'm not falling apart
a little but i'm hoping it might kick start
me and my broken heart
[verse 2:]
maybe some part of you just hates me
you pick me up and play me
how do we call this love?
one time tell me you need me tonight
to make it easy, you lie
and say it's all for love
[pre-chorus:]
it seems like we've been losing control
somebody tell me i'm not alone
when i say
[chorus:]
all i need's a little love in my life
all i need's a little love in the dark
a little but i'm hoping it might kick start
me and my broken heart i need a little loving tonight
hold me so i'm not falling apart
a little but i'm hoping it might kick start
me and my broken heart
[bridge:]
whoa oh, whoa oh
me and my broken heart whoa oh, whoa oh
me and my broken
yeah, yeah, yeah
(me and my broken)
yeah, yeah, yeah
how do we call this?
[chorus:]
all i need's a little love in my life
all i need's a little love in the dark
a little but i'm hoping it might kick start
me and my broken heart i need a little loving tonight
hold me so i'm not falling apart
a little but i'm hoping it might kick start
me and my broken heart
soğuk hava kılcal damarların daralmasına ve kan basıncının yükselmesine sebep olur. kan basıncı yükselince böbreklerdeki filtreleme ve geri emilim sistemleri suyun geri emilimi yönünde değil suyun dışarı atılması yönünde çalışır*** bu yüzden daha kısa sürede/daha sık işeme ihtiyacı hissederiz.
soylenen sozlerle duygularin ters sirada islemesidir. duygulari ice atmak kismi abartilmadigi surece daha sagliklidir. en basta " unuttum" denir aslinda aci cekiliyordur. sonlara dogru ara ara hatirlanir, hakkinda guzel seyler soylenebilir*** ama duygular notrlesmistir. tabi bunu yapabilmek icin saglam bi kazik yememis olmak gerekir.
her ayicigin ayri bir karakteri olmasi durumunu sirinlere benzettigim bu arkadaslar bir yandan da teletabiler gibi gobekleriyle dogaustu eylemler* gerceklestirmektedirler. bir de yanlis hatirlamiyorsam bulutlarin ustunde yasiyorlardi.
bear sevenlerin genelde kastirip bear olmalarindan oturu olusan durumdur. sonra o bearlar tabi ki bear seviyor olacak adam bear seviyo diye bear olmus.
bir donem takintili gibi surekli yedigim sonra baymis olan cikolatacik. bizim bolumun kantininde gereksiz pahali* oldugunu fark etmemin de bunda etkisi oldu tabi.
sıkıntı kapasitesiyle doğru orantili oldugunu düşündüğüm kapasitedir. ne kadar sıkılırsan o kadar bosa calisir kafa, o baslik bu baslik entry dagitirsin opucuk dagitir gibi.
şahsen anneme ve babama bir açıklama yapmayi dusunmuyordum fakat o vakitlerdeki erkek arkadasimla gecenin bir yarisi telefonda siddetle kavga etmemize babamin kulak misafiri olmasiyla durum değişiverdi. bundan birkac gun sonra gel seninle bi konusalim bi derdin var belli sikkinsin diyen babamin beni garip sorularla sorguya cekmesi benim sinirlenip ne var ne yok ortaya dokmemle sonuclandi. hatta bir ara biraz kabaca tabirlerle "sizinle cinsel hayatimi konusmayi dusunmuyorum" demis olsam da bi sekilde anlatmam gerektigini düşündüğümden aciklamaya basladim. haliyle once "nasil bisey ki bu?" "napilir bu durumda?" "tedavi falan edilen bir sey mi?" gibi sorularla tepki vermeleri beni sinirlendirmis/üzmüş olsa da ben anlattikca anladiklarini gormek gercekten rahatlatici ve sevindiriciydi. hatta ben size bikac yazi belgesel gibi seyler gondereyim dedikten sonra ben onları bulana kadar internetten arayip kendilerinin biseyler okumaya baslamalari, kafalarini karistirak kisimlari sormalari falan mutlu etti, cunku cabaladiklarini görüyordum.
ayrica olaya tek tarafli bakmamak lazım. annem "simdiye kadar birkac escinsel oldugunu fark ettigim orgencim oldu, hicbir zaman onlara farkli davranmadim, ama kendi oglum bana bunu soylediginde nasıl davranacagimi ne dusunecegimi bilemedim" dedikten sonra fark ettim ki acilmak evlat icin oldugu kadar ebeveynler icin de zor bir durum hatta onlar için daha bile zor olabilir. bunu unutmamak onemli. escinsellik konuda bilgileri olsa bile ilk andan cok rahat olamamalari normaldir.
ardindan duyduğum bikac soz hala aklima geldikce beni duygulandirir. mesela annemin "ben karisamam karismasina da boyle oldugun icin sen uzulursen diye korkuyorum" demesi ve babamın bikac saat sonra gelip "tamam oyleyse ama biz baska bi konu konusacaktik, niye uzuyo bakalim bu cocuk seni?" demesi. yani olumlu sonuclandiginda cok guzel olur. artik bir derdim oldugunda ailemle rahatca konusabiliyorum. ciddi bir iliskim oldugunda sevgilimi goturup tanistirabilirim falan. guzel seyler bunlar.
kizkardesim zaten mesajlarimi falan okuyup ogrenmis oldugundan (ben de onun bildiginin farkinda oldugumdan) sevgilimle tanistirdigimda sadece sevgilimi begenmeyip "bosver sana baska bulalim huysuz bu" demisti. *
o panik var tabi, kıskançlıktan mıdır beğenip kendine yedirememekten midir bilemem ama ikincisi gibi sanki. sonuçta kız olsam verirdim diye kalıplaşmış bi söz var, adam vermek istiyor ama 'kız olsam' diyerek 'toplum uygun görse' demek istiyor.
öncelikle astral seyahat üzerinde uzmanlaşıyoruz. sonra bedenimizi tekrar dönmemek üzere terk ediyoruz. gidip ruhani ortamlarda hayatımıza devam ediyoruz.
yalnız bi nokta var ruhlar sevişiyor mu bilmiyorum. sevişmiyolarsa bi miktar uzaklaşabilirsiniz cinsel kimliğinizden. ama şunu biliyorum ki içinizde var ibnelik, o yüzden çok kasmayın*
geçen yanaştığım yeni zellandalı çocuk bana "dude" deyince yaşadığım hissin türkçe karşılığıdır. ertesi gün de "bro"dedi. ama ingilizce konuştuğumuzdan mütevellit "bro foot, ass foot"* diyemedim tabi ben*