çok gençtir.

zira bu konudaki kezbanlik ölçütü "ilk sevgili"den ziyade yaştır daha çok.. genç arkadaslar alinmasinlar tabi *

neden mi yaş?

mesela bence 25 yasina gelmis ama hayatinda hiç ciddi bir iliskisi * olmamis bir gayin guven ve iliski konusunda tongaya dusme ihtimali, 19 yasinda ama gomlek gibi sevgili degistiren bir gayin tongaya dusme ihtimalinden çok daha dusuktur. genç olan zaten o yuzden gomlek gibi sevgili degistirmektedir, zira her çekim hissettigine asik oldugunu, hayatinin erkegi oldugunu zannedecek kadar kezbandir.. atlayiverir.. tez canlidir.. tecrubesizdir.. azgindir.. vs..

oysa belli bi yasa gelmis olan bir gay * az biraz dunyayi ve insanlari da tanimaya basladigi için, bazi tecrubeler edinebildigi için; sadece ozel hayatinda degil, genel anlamda kimseye kolay kolay %100 guvenmez ve kosulsuz teslim olmaz.. suphecidir.. insanin bazi konularda kendine bile sapina kadar guvenemeyebilecegini anlamaya basladigindan, eger varsa ve ne kadar seviyor olursa olsun sevgilisine de sapina kadar guvenemez..

genellemelerde yaniliyor da olabilirim elbet ama, en azindan benim hissettigim bu sözlük... *

* kezban tribi..

yüz, vücut veya çük fotomu koysam; kezbanlardan yagacak mesajlardan dolayi uygulamanin ve hatta telefonumun kilitlenecegi * ama foto koymadigim için ayni kezbanlar tarafindan bilmeden etmeden yargilandigim, block yedigim, iplenmedigim dating seysi. ama yine de kullaniyorum zira yasadigim yerdeki hornet kullanicilari, yani geyler turkiye'dekiler kadar dangalak ve kompleksli degil.

ayrica teknik olarak en rahat ettigim uygulama.

(bkz: telefüz)

zeki demirkubuz'un ustalik eseri gibi bir sey. filmin sonlarina dogru o meyhane sahnesi'ndeki fon muzigi, ardindan gidilen yerdeki "bekir abinin esas hikayesi" muhabbeti ve nihayet final konusmasi insani oturdugu yere çakar bildigin... *

"ne yazık" anlamında da kullanılır. olmasını istediğiniz ama ol(a)mayan şeyler için mesela.

tam 180 cm olan biri olarak normal boy olduğunu düşündüğüm ölçü. hatta çok uzun bir boymuş gibi bahsedilen bi ton giriyi şaşırarak okudum. bana sorsan 183 ve üzerine uzun diyebilirim şahsen. fakat bir yandan 180'in ülke ortalamasına göre azıcık uzun kaldığının da farkındayım sanırım.

lights out asia - running naked through underground cities

"all the things that we could be doing
instead of staring at these walls
over and over again.."



*

parfum kullanmayi bilmeyen insan olabilir. ayrica bazi parfumler yogun ve etkili notalara sahip olduklari için iki fıs da sıksan yikanmissin hissi verebiliyor karsidakine. ki en sinir oldugum 'karsidaki' modelidir. hayir guzel kardesim yikanmadim, kullandigim parfum yogun. caldion, jagler veya en dandirik kokularin tras kolonyasi gibi kokan en dandirik doldurma versiyonlari turunden adi erkek parfümlerinden baska bi halt bilmeyenler bir de o çemçük agizlariyla * "ayyy çık sıkmışsın yıkınmışsın rismin" geyigi çevirmiyorlar mi.. ayh arap sabunu kazaninda bogulasicalar...

parfum candir efenim.

stephen daldry yonetmenliginde, tom hanks, sandra bullock ve thomas horn'un basrolleri oynadigi ve 2011 amerikan yapimi filmi de vardir. gayet basarili ve etkileyicidir. hele o muzikleri...

http://ayisozluk.com/lnk/ex

söz konusu çorap gri veya siyah bilek çorabı ise çıkarılmasa da olur bence.. *

mâni oluyor halimi takrire hicâbım;
üzme yetişir, üzme, firâkınla harâbım.

* *

insanin ruhuna dokunan, disaridaysa saatlerce gokyuzune, denize baktiran, hayal kurduran, geçmise/gelecege goturebilen, yalnizliginda elini tutup basini oksayan janr.. sonbahar ve kis mevsimlerinin soundtrack'i..

(bkz: lights out asia) *
(bkz: blueneck)
(bkz: caspian)
(bkz: epic45)
(bkz: french teen idol)
(bkz: hammock)
(bkz: if these trees could talk)
(bkz: mogwai)
(bkz: mono)
(bkz: pg.lost)
(bkz: the black heart procession)
(bkz: sigur ros)
(bkz: this will destroy you)
(bkz: a silver mt zion)
(bkz: the album leaf)
(bkz: july skies)
.
.
.
gider...

feminen degilse ve muthis bir ustalikla saklayabiliyorsa bile; ilgi alanlarindan * * muhakkak açik verecektir.. konusturun...

ilkokul 1 veya 2'ydi.. okul servisi nedense evin onunden degil de sokagin basindan aliyordu beni.. ben de evden oraya kadar yururdum kendimden buyuk çanta sirtimda, annem de camdan bakardi ben servise binene kadar.. mahalle de kopek dolu..

bir sabah ne olmussa biraz geç kalmistim; servis gelmis duruyor sokagin basinda.. yaka paça paldir kuldur çiktim evden servise dogru kosuyorum yetiseyim diye.. o kopekler pesime takilmasin mi.. onde aglaya aglaya ciyak ciyak kosan ben, arkada 7-8 tane havlaya havlaya kosan it, annem camda beline kadar çikmis feryat figan.. mahalle birbirine girdi sabahin 7'sinde.. servisteki liseli abiler indiler falan.. zar zor yetisip onlarin arkasina saklanmistim.. onlar höt möyt diye kopekleri kovmuslar ve beni servise bindirmislerdi.. okula kadar agla agla içim çikmisti..