kader

2006 yapımı zeki demirkubuz filmidir.masumiyet filminin başlangıç olaylarını anlatmaktadır.
ingilizcesi fate. insanın yaşayacağı ve yaşadığı bir çok olayı temsilen bağladığı kelime.
kader oyununa gülemediyesen espiriyi anlayamamışsın demektir.http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=461338
--- spoiler ---

herkesin inandığı bir şey vardır bu amına koduğumun hayatında, benimkisi de sensin. napiym!

--- spoiler ---

--- spoiler ---

birden durup dururken icim ciz etti. bir baktım gene ayni karin agrisi. öyle özlemişim ki seni. dönerken bir meyhane gördüm, bir iceri girdigimi hatirliyorum bir de rakıya yumuldugumu. arkasindan en az 4 cigaralık. sonra bi gözümü actım karşıdan karlı dağlar geçiyor. bir daha açtim basımda bir cocuk "kalk abi" diyor, "kars'a geldik". otobüsten indim yürümeye basladim. dedim allahım neredeyim ben, burası neresi? sonra güç bela burayı buldum. kapının önünde durup düsündüm. dedim "bekir, bu kapı ahret kapısı, bu köprü sırat köprüsü, bu sefer de geçersen bir daha geri donemezsin", "iyi düşün" dedim, düşündüm, düsünüyorum, ama olmadı, dönemedim. sonra "bak oğlum" dedim kendi kendime, "yolu yok, çekeceksin. isyan etmenin faydası yok, kaderin böyle. yol belli, eğ başını, usul usul yürü şimdi".

--- spoiler ---
benimki gayet edebi bir dille yazılmış hayat eseri. bazılarının ki best seller..
bulmacalarda '' alın yazısı'' olarak sorulan 5 harfli kelimedir. aynı zamanda bir bayan ismidir.
murat dalkılıç'ın* son albümünde yer alan güzel parçası.

sözleri ;

tüm hatıralar resimler
sende kalsın
ne güven ne inancım
kalmadı aşka

tüm hatıralar resimler
sende kalsın
ne güven ne inancım
kalmadı aşka

eskidendi her lafına
saygıyla eğildiğim o günler
şimdilerde kalbimde
hiçbir etkin yok
bu daha da güzel

kader kader kader deyince hep
kendime kızıyorum
neden neden bu kalbime acı veren
zalimi seviyorum

kader kader kader deyince hep
kendime kızıyorum
neden neden bu kalbime acı veren
zalimi seviyorum

yahya kemal beyatlının geçiş adlı eserinde şöyle geçer ; ''hiç şaşmayan saat gibi işler durur kader.''

ne kadar da haklıdır, kaderin şaştığını gören olmamıştır.
tüm zeki demirkubuz filmleri içinde benim için zirvede olan filmdir. masumiyet filminin bir sahnesinden -kırda haluk bilginer ve güven kıraç'ın sohbet ettiği sahne- esinlenip yazılmış senaryosu. ilk sinema filmi deneyimi olmasına rağmenufuk bayraktarizleyiciyi nefis bir oyunculuk çıkarıp bekir'in yanı başımızda yaşayan bir insan olduğuna ikna etmiştir. uğur'un takıntılı aşkı, istanbul'un arka sokaklarındaki yaşam mücadelesi, insan ilişiklerindeki çıkmazlar öyle gerçek anlatılmış ki o mahallede olaylara bizzat şahit olmuşsunuz duygusu uyandırıyor. her izlediğimde başka bir ayrıntı ve lezzet keşfettiğim usta işi bir filmdir.
bütün karakterleri için ayrı ayrı filmler çekilsin istediğim **** "türk sinema tarihinin en iyi 3 filmi listesi"ne tereddütsüz alınabilecek zeki demirkubuz filmidir.
şeytandan sonra her türlü kötü olayın sorumlusu olduğuna inanılan ilahi olgu.
türk sinemasının en güzel filmlerinden biridir, ayrıca benim bir zeki demirkubuz hayranı olma nedenimdir. filmi izlerken bekir'i canlandıran (bkz: ufuk bayraktar )'ı ilk kez izlediğim için "acaba olağanüstü yetenekli bir aktör mü, yoksa yönetmen sokaktan geçen birini mi çevirip oynatmış?" diye ikileme düşmüştüm. öyle doğal ve gerçekti ki insanda "bir bekir var hayatta ve bu, o!" duygusu uyandırıyor. kaç kere izlediğimi hatırlamıyorum, şimdi açsam hiç izlememiş gibi severek, keyifle yine izlerim.
vildan atasever'i bana sevdiren filmdir. çok acıdır ki, hayat böyle bir şeydir. bazen açıklaması, neden sorularına verilecek cevabı yoktur. aranmamalıdır.

(bkz: zeki demirkubuz)
zeki demirkubuz'un ustalik eseri gibi bir sey. filmin sonlarina dogru o meyhane sahnesi'ndeki fon muzigi, ardindan gidilen yerdeki "bekir abinin esas hikayesi" muhabbeti ve nihayet final konusmasi insani oturdugu yere çakar bildigin... *
ne gariptir ki çoğu dildeki/inanıştaki cinseyeti kadındır bunun.

türkiye'de "kahpe kader" olur,
ingiliz dilinde 'destiny' ya da 'fate' olur ve kadın ismidir,
roma inanışında 'fortuna' bir tanrıçadır,
vs vs

kadının adı yok; doğrudur. ama kaderi hep aynı.


gelen yüz kırk dokuz mesaj sonrası düzenleme:
sanırım ne dediğim pek anlaşılmamış. (bkz: çıkar şu üstündekileri ne dediğin anlaşılmıyor)

efendim, şöyle ki;
dinlerin ve dahi dillerin bile ne kadar ataerkil olduğu hususundan dem vurmaya çalışmıştım. 'kader', 'fate' ya da 'fortuna'. heteroseksist bakış açısı yüzünden 'kader' denilen olgunun 'kadın' ile ilişkilendirildiğini ve bunun da oldukça 'hastalıklı' bir açı olduğunu anlatmak istemiştim. zira bu heteroseksist ataerkil bakış açısına göre kader ikirciklidir, kahpedir, yüzüne gülmez, seni sevmez. aynı şekilde, bu bakış açısı kadını hep ikinci plâna atmış, onu horgörmüş, hatta ve hatta yok görmüştür.
anlatamamışsam demek...

l'ham de foc dinleyelim de ağzımızın tadı yerine gelsin: