valla bir zaman öyle bir duruma düşmüştüm. bundan birbuçuk sene önce. ve şaşırtıcıdır ki adamı sadece kameradan görmüştüm, çok az şey konuşmuştuk. ve (nasılsa) bir bear sayılmazdı. ama gönül işte.. bu adam izmirde yaşıyordu, birkaç gün telefonlaştık.. ama bana hayal kurmamam gerektiğini söyledi. o zamanlar 'kezbanlık'tan olsa gerek gerçekten ütopik hayallerim vardı.. okuldan sonra onun yanına yerleşmek, orada çalışmak gibi. (bu olaylar oluyorken hala kendimi bir eşcinsel olarak tanımlayamıyor olmam da işin ayrı bir trajedisi tabi.) neyse, ben çok geçmeden olmayacağını anladım ama içimde bitiremedim bu ' aşk'ı. tüm yaşamım evde uzanıp düşünmek oldu, o dönemki derslerimin hiçbirini veremedim. sadece kameradan gördüğüm bir adam yüzünden bu hale düşmüş olmamı yediremiyordum da kendime. yaklaşık 3 ay böyle acı çektim. 3 ay sonrasında silkelenip kendime geldim ve kendikendime ''naaptın hacı sen yaav..'' dedim. benden ve benim hayat enerjimden daha önemli ne vardı ki bu dünyada? sonradan sonraya lise arkadaşlarımla yaptığımız bir izmir seyahatinde bindiğimiz uçakta (ilk uçuş deneyimim) ekrandaki hostes şunları söylüyordu;
**olası bir aksilik durumunda tavanlardaki oksijen tüpü açılacaktır. çocuklu kişilerin ''çocuklarından önce'' kendilerinin oksijen maskesini takmaları gerekmektedir. bu anons bana çok iyi gelmişti.. yani insanın kendisi iyi olmadan hayatı algılaması, çevresindekileri sevmesi, koruması mümkün olamıyordu, hayat aslında herbirimizin enerjisinin yansıttığı bir süreçti. biz olmadan ''bizim için'' dünya'da olamayacaktı. ama yine de izmire vardığımda yine aklıma geldi bu insanevladı, yine az biraz depresyon karıştı ruhuma. arkadaşlarım sağolsunlar beni kendime getirdi. ve geriye baktığımda gördüğüm, *bir aşk, 3 ay boyunca sadece biyolojik faaliyetleri devam eden bir yaşam formu olan ben, ve büyük bir ders.
diyeceğim o ki siz siz olun kimseyi kendinizden çok sevmeyin *
aşık insan rezilleşir:
aşağıdaki yazar; hayatının en rezil anını anlatabilir misin ?
yaşadığım en 'extreme' duygu, aileme eşcinsel olduğumu söylediğim anda hissedildi. aslında söylemek te değildi, bir çeşit kusma gibi, istemsizce ağzımdan çıkan ve kendi kendimi dumura uğratan sözcükler..
-anne... .. ben kadınlardan hoşlanmıyorum..
sonrasında annemin gözlerinin dolmasıyla birlikte bana bir titreme gelmiş, sinir krizine girilmiş, gecenin sonu hastanede geçirilmiş, hemşire hanımın ilk müdahale sırasında bana ''iyi misiniz'' demesiyle tüm ağlama ve öğürme nöbetleri bir kenara çekilip kahkahalarla hastaneyi inletme moduna geçilmiştir. çok azını hatırlıyorum ama hayatımda öyle bir duygu yoğunluğu yaşadığımı hatırlamıyorum. gülmek ve ağlamak çok yakın eylemlermiş, ölümle yaşam çok yakınmış birbirine, adeta ikiz kardeşmiş tüm bunlar.. o zaman öğrenmiştim...
peki ya sen alttaki yazar; senin şimdiye kadar en büyük ' travman' ne oldu hayatta?
niki saint (aziz,yüce,ör; st petersburg) on eki olan 'st' ve ayı anlamında 'bear' dan oluşmuş yazardır. yani aziz ayı , aynı zamanda ismi de azizdir bu yazarın.
bir arkadaşı kendisini davet etmem üzerine beni kırmayıp ayı sözlük 2. yaşgününe katılmış olan ağabeyimiz. kendisini pek bi severiz, sayarız.. umarım herşey istediği gibi olur.
bildiğiniz tombik köy erkeğidir bu yahu * ayrıca son gördüğümde tekyönde üstü başı çıplak bıngıl bıngıl hopluyor, zıplıyordu..
(bkz: tekyönde deprem) * (bkz: çok mu çok oluyorum)
zirvede boynu bükük , onurlu , cool erkek karizması yapmaya çalışmıştır. ama gel gelelim, gece evine tıpış tıpış yalnız dönmüştür. * (bkz: ne çektin be)
belki de alakalıdır;
''yani
olmuyor,
olmuyor ne yapsam..''
çokça eğlendiğimiz zirve. geçen seneki de çok güzeldi ama bu gerçekten profesyonel bir organizasyon olmuş. tüm ekibe kucak dolusu sevgilerimi, teşekkürlerimi gönderiyorum.
gerek ayılarock performansı, gerek ramadan, gerek olay kadın almira, gerek hala, gerek doğumgünü pastası, gerek filizkunun kurabiyeleri, gerek sürpriz hediyeler *, gerek teras6nın deniz manzarası... gerçekten çok çok güzeldi. böyle bir organizasyon için emeğini veren herkese teşekkür ederim. baxa'da yanımda, o da hediyeler için teşekkürlerini iletmemi istedi.
2. doğum günü zirvesine katılmayacak havalarında olan, ama ısrarlarıma boyun eğemeyeceğini bildiğim, tarafımdan orada olacağına dair garanti verdiğim pis şişman.
kısa sürede ilgiyi üstüne toplamayı başarmış, anladığım kadarıyla kafası çalışan, eleştirel ve yanılmıyorsam birazda çirkef yazarcan.
- çirkefleri severim, örnek olarak max blum'u veririm âlâsıyla.
zirvede boynu bükük , onurlu , cool erkek karizması yapmaya çalışmıştır. ama gel gelelim, gece evine tıpış tıpış yalnız dönmüştür. * (bkz: ne çektin be)
belki de alakalıdır;
''yani
olmuyor,
olmuyor ne yapsam..''
objektif bakış açısı
bencillik içermeyen ilişki ve diyaloglar
bilim
mantık (bazı konularda)
bilinçli aile yapısı
bilinçli ebeveynler
toplumsal kardeşlik
hiyerarşik olmayan düzen
adalet