ekonominin ne kadar kötü olduğunun göstergesi olan hornet klişesi. mühendisler bile boş zamanlarında 10 dakikası 5 tl'ye cuk cuk yapar olmuş. halbuki bana söylese aile şirketimizde aylık 150 milyora işe alırdık kendisini, yazık gerçekten.

benim hiç karşılaşmadığım yalanlardır. valla. mesela birkaç tane küçük sikliyle yapmıştım ama hepsi de önceden bunu belirtmişti. zaten hiç erken boşalana denk gelmedim. kimse de bir kere de 5 posta vaat etmedi. yönelim ve rol konusunda yalan söylemişlerdir belki ama o da beni ilgilendirmiyor. çünkü hepsinden tek bir rol talep ettim. tip konusunda fotoğrafta gördüğümden daha kötüleri çıktı ama bu da zaten türk erkeklerine özgü bir şey değil. öyle yani, genelde ortalama ve üstü aletlerle olması gerektiği kadar yapmışızdır. şanslıyım la.

20 yaşımda üniversite birinci sınıf öğrencisiyken hornetten tanıştığım ve benden bir-iki yaş büyük biriyle deneyimlemiştim. aslında aleti ortalamanın bir tık üstüydü ama neredeyse hiç zorlanmadığımı hatırlıyorum. zaten sonradan anladım ki zorlanıp zorlanmama; bunun ilk deneyiminiz olması, aletin kalınlığı, kremlenmiş olma, alıştırarak girme gibi hususlara tam tamına bağlı değil. küçücük aletin zorladığını da hatırlıyorum, kocaman aleti bam diye içime aldığımı da. ilk seferde çok zorlanmazken, onuncu da kıvrandığımı da.

ayrıca pek canım yanmadan merakımı gidermiş olmanın sevinci dışında pek bir şey de hissetmemiştim. zaten partnerim de aman aman yakışıklı bir şey değildi. ama gördüğüm en kışkırtıcı taşaklara sahipti ve uzun uzun onları yalamış, seksten sonra da koyun koyuna uzanırken esmer, gerektiği kadar dolgun ve diri taşaklarını okşayarak partnerimle sohbet etmiştim. ah olsa da yine yalasam.

@hemtapamhembatam bunun prototipidir. "ya yavrum ben trollük yapıyorum, maksat eğlenmek..." diye diye abazalık icra etmektedir. zaten kendisi ilkokul iki terk olup, o gün bugündür eline bir hikaye kitabı bile almamıştır. bütün kültürel bilgisi, müstakbel partnerine kendisini entelektüel bir insan olarak lanse edip, onu yatağa atmak için google'dan ezberledikleriyle sınırlıdır. özellikle mühendislikle ilgili ezber okumaya bayılır. bunu yaparken de rengini gizleyemez; olmadık yerde "hiç t cetvelini götüne sokmayı denedin mi?" gibisinden çıkışlar yapar. allah var, müzik bilgisi barlara, gece klüplerine oynatma listesi oluşturacak kadar iyidir. evet maldır.

sürekli tekrar yaparak isimleri akılda tutulabilecek oyunculardır. azim, sabır, feraset ister bu iş.

nathan bronson (gerçi translarla pornoları da var)
raul costa
leonardo conti
philippe dean
jared grey

ihalesi hemtapamhembatam'a yapılmış olan yazardır.*

işsizliktir. aslında mesleki yeterlilik açısından bakıldığında fazlasıyla hak ettiğim işleri, eşcinsel olmam sebebiyle hak edemediğimi düşünüyorum.

eskiden benim için en kötü durumun ilişkisizlik olduğunu düşünürdüm ki, birkaç sene öncesine kadar bu durum, gerçekten de bende depresyon sebebi olmuştur. ne zamanki artık hayatı tek başıma taşımaya karar verdim, bu sefer de işsizlik gibi daha kötü bir ihtimali yaşamaya başladım. daha kötü çünkü işsiz olarak hayatı taşıyabilmek mümkün değil.

eşcinsel romantik ilişkiyi değil, yasak aşk ilişkisini konu edinen kitaptır. bu yasak aşk ilişkisi iki erkek arasında yaşanmaktadır, o kadar. nitekim kitapta eşcinsel romantik ilişkiyi karakterize eden neredeyse hiçbir şey olmadığı gibi bir de bu ilişki, temelsiz birtakım varsayımlarla resmedilmiştir. bu açıdan tam bir hayal kırıklığıdır. edebi işçiliği de maalesef bir o kadar kötüdür.

fantezi olarak son platoniğimden istediğim ama yapmadığıdır. sadece bir keresinde onu terk etmek istemiştim ve ateşli bir kavga etmiştik. kavgadan sonra "yüzüne bir tane vurmak istemiştim" demişti. hala hatırladıkça yükselirim.

ha bu arada fantezisine de karşı çıkan bir görüş artık mevcuttur. bir ara editlerim.

edit: arkadaşlar niye eksiliyorsunuz bu entryi? karşı çıkan ben değilim, sadece öyle bir görüş var. entrynin ilk kısmı da zaten benim hayatım, benim kararım.

(bkz:levitaston)

buna inanan insanı mıknatıs yardımıyla kandırabilir ve hatta şanslıysanız badeleyebilirsiniz.

kulağa benim nickimden bile daha saçma gelen eylem.

stabil bir ilişki yürütmek için ortamdaki en uygun vasıtalar bunlarmış gibi geliyor bana. sonuçta bunların bir kısmı, bir kadınla istemeden evlenip, zoraki bir ilişkiyi yıllarca sürdürebilen insanlar. seninle haydi haydi yetinip, devamlılığı olan bir ilişki yürütürler.

daha gencecik ve ilik gibi olduğum için hiç yaşamadığım durum. henüz hiçbiri evlenmedi, ufukta da gözükmüyor. ama yaşasam yalnız ve değersiz hissedermişim gibi geliyor. o sırada yeni bir sevgilimin olmasını isterdim.

bir taraftan da güzel bir şey aslında. ben heterolara aşık olan ve onları sadece erkeklerden kıskanan bir insan olduğum için, başının bir kadınla bağlanmasını isterim. şimdiye kadar benden başka bir erkekle bir şey yaşamadılar, inşallah bundan sonra da yaşamadan başlarını bağlarız. ay acaba ben mi eversem bunları?