üzgünken her şeyin çok salakça gelmesi

facebook'ta yapılan salak salak esprilere normalde "hehe" deyip geçersin, ama moralin bozukken, ciddi bir sorunun varken aynı şey çok öküzce gelir. insanların tatil yapıp, "x'den merhaba herkeseeee!!!" diye video çekmelerine anlam veremezsin. eğlenecek ne vardır ki? televizyondaki salak salak dizileri görünce televizyonu parçalamak istersin. batıdaki insanların saçma sapan viral paylaşımlarını görünce "eğlenecek ne buluyorlar ki" dersin. geçmişte yaşanan onca kötülüğe, zor durumda olan onca insana rağmen birileri nasıl gülümsüyor diye şaşırırsın. internette ilgilendiğin ya da ilgilenmediğin konularla ilgili dolu ders görürsün ve "insanlar oturup bunu nasıl yazdı" diye şaşırırsın. çünkü senin aklında sadece bulanıklık ve televizyon paraziti vardır. 2 ile 2456'i bile çarpamazsın. motivasyonal sözler çok aptalca gelmeye başlar. "benim sorunumu nereden bilecekler ki?" diye düşünürsün. çevrendekiler "takma öyle şeylere ya, illa geçecek" deyince, ağızlarına bir tane vurasın gelir. annen baban sana sahte sahte "niye üzgünsün :(" dedikleri zaman ağızlarına sıçmak istersin ama ona bile enerjin yoktur. dünyan küçülmüştür. sanki bütün dünya sadece senin odandan oluşuyormuş gibi gelir. hiçbir yere çıkamazsın. yatmaya çalışırsın, yatmaya yakınken kalbin hızlı hızlı çarpmaya başlar. uykunda ya rüya görmezsin, ya da sürekli aynı kabusu görürsün. normalde dünya yansa sikinde olmayacak insanlar sana kötü davranınca moralin bozulur. ölmeye çalışırsın, ama ölümden korktuğun için, ya da kendini öldürmekten korktuğun için, ya da dünyada yapmak istediğin şeyler olduğu için kendini öldüremezsin. iyice kendinden bıkarsın. normalde resmini gördüğün, fantezisini kurduğun iskandinav ya da arap erkeklerinin resmini görünce hiçbir şey hissetmezsin. bir felaket haberi duyunca umutlanırsın. bitse de gitsek modundasındır çünkü. korku oyunlarının atmosfer müziklerini müzik niyetine dinlersin.