yalnızlık

41 Entry Daha
zaman zaman onunla hesaplaştığımı duyumsuyorum kirli, tozlu lambamın sarı, puslu ışığı altında; cevaplar bulmaya çalıştıkça benden daha da uzaklara kaçmasını beklediğim halde daha da yaklaşıyor bana, daha da içime nüfus ediyor, daha da benliğimi kendisiyle yoğuruyor, daha da ben oluyor, daha da o oluyorum, daha da bütünleşiyor ve kayboluyorum sonunda. hedef ettiği tek bir nokta varsa o da akıl sağlığım; biliyorum; yalnız olmadığımı ve bunun karamsar bakış düzlemimin kısıtlı boyutsal analiz yeteneğinden geldiğini. * * günleri günlere ekliyor, hayatımda olduğunu varsaydıklarımı başkalarına ilikliyor, düğmeliyor ve yine ben kalıyorum ortada; kendimle, kendi benimle, benim diğebileceğim başka benler yarattığımı düşünüyorum ve sonra soruyorum kendime: -benim içimde kaç tane ben var? içimde varlığını sürdürmesine devam etmesine izin verdiğim daha kaç benin birbirini düzmesiyle piç olan yeni benler yaratmama izin vereceğim? bedenimi ele geçirmeye çalışıyorlar sırayla, başaramadıkça birlik olmayı da öğreniyorlar; birken üç, üçken beş, beşken yedi olup kuşatıyorlar etrafımı; köşelerim keskin, köşelerim uçsuz. bakışlarım yorgun bir martının seyir günlüğü gibi, denize dargın bir balığın solungaçlarına benziyorum çoğu zaman; su yerine zehir aksın istiyorum içimden. -acaba yalnızlık böyle birşey mi? sorusu beynimde dolanan bir kıymığın verdiği acı zevki bana tattırırken içimden bir gemi daha kalkıyor rotası belli olmayan yolculuklara ki liman da yok ortada soluklanabileceği; şimdi sen; toprağım olur musun?
126 Entry Daha