yol hikayeleri

8 Entry Daha
adanadan iskenderuna cumartesi geceyarısı arabayla gidiyorum. gişelerde parayı ödedim, tam hareket edicem debriyaj halatının koptuğunu anladım*. yapacak bişey yok deyip arabayı hafif yokuş aşağı saldım ve sağ tarafta cebe parkettim. sabaha kadar arabada uyuyup ertesi gün pazar olmasına rağmen tamirci ararım diye düşündüm. <br> <br>o sırada gişede arkamda bekleyen 4x4 yanıma yanaştı ve sürücüsü ne olduğunu sordu. anlattım durumu. "araba bu şekilde de gidebilir, sen benim arabayı al, ben bunu kullanayım, beni takip et" dedi. adam benim arabayı aldı, sanki hiç sorun yokmuş gibi gidiyor, ben de gece saat 12 de onu takip ediyorum. içimden de "beni tenhaya çekip zikmeye kalkacaksa neyse de*, böbrekten olmasak bari" derken bir benzinliğe girdik. çalışanlar bana doğru geldiler ve arabadan benim indiğimi görünce şaşırdılar. meğer o abi bu benzinliğin sahibiymiş. elemanlara arabanın anahtarını verdi ve durumu anlattı, sonra da eve, eşine telefon edip "bu gece bir tanrı misafirimiz var, hazırlık yapar mısın?" dedi. ben de içimden "aha, ya sandviç yapacaklar, ya da böbreği evde alacaklar" diye geçirdim. adamın evine, daha doğrusu malikanesine gittik. eşi bizi hemen sofraya davet etti. hayatımda yediğim en lezzetli şeylerle karnımı doyurdum. sonra da bana deniz manzaralı bir yatak odası gösterdiler, sabaha kadar güzelce uyudum. sabah terasta hep beraber kahvaltıdan sonra abi beni benzinliğe götürdü. araba tamir edilmiş, yıkanmış, depo doldurulmuştu. ödeme yapmak için ne kadar masraf olduğunu sorduğumda abi "gece yarısı yolda mahsur kalmış bir insanın parası alınmaz. sen bizim misafirimizdin" dedi. <br> <br>kendisiyle ben başka bir yere tayin oluncaya kadar görüştük. bu ülkeden ve üzerindeki insanlardan ümidi kesmememi sağlayan nadir insanlardandılar.
1 Entry Daha