yüksek lisans

yüksek lisans, lisans eğitimi bittikten sonra devam edilen eğitime verilen isimdir. tezli ve tezsiz yüksek lisans olarak ikiye ayrılır. yüksek lisans başvurusu yapmak için ales sınavına girip yeterli puan almış olmak ve başvuru yapılan programın gerekliliklerini yerine getirmek gerekmektedir.

daha kendisine -hayat planlandığı gibi giderse- bir iki sene var fakat şimdiden derdi sardı.. ne yapsam ne etsem, nasıl yapsam... oku oku nereye kadar vs...



*entryi ve/veya başlığı ''anlamsız'' bulan arkadaşım hayrola? canını ne sıktı böyle?
yaptığım ama hayrını göremediğim bir basamak. tabi her şey gibi bunun da bir işe yaraması kişiye bağlı. daha çok askerden kaçmak için yapılıyor, hadi ertelemek diyelim. vakti zamanında erteleme gerekiyordu ve sonuç ortada.
ortalamanız 3.20 üstü ise direkt olarak yurtdışında yapılması önerilen eğitim. özellikle kuzey amerika ülkelerindeki master eğitimi kişiye deli olaylar katar mesleki ve hayat tecrübesi olarak.

bir de. yüksek lisans ile lisansüstü kelimeleri aynı anlamlara sahip değildir. yüksek lisans, lisansüstü programlardan biridir. bunun yanında master diploması/sertifikası almak da bir lisansüstü programıdır mesela.

genelde bu olaya saracak olanları toefl veyahut ielts korkusu sarar, türkiyedeki ingilizce eğitiminin yerlerde olduğunu varsayarsak korkmalarından daha doğal birşey de yoktur.
günümüzün saçma eğitim ortamında, üniversitenin artık sıradan kalmasından sonra iyi iş bulmak ve diğerleri arasından sıyrılabilmek için herkesin başvurmak zorunda hissettiği, kimilerinin askerden kaçabildiği kadar kaçmak için fırsat olarak gördüğü eğtim mertebesi.
ülke sınırları dışında gerçekleştirme planları yapılırken, toefl ve gre havada uçuşurken, aile büyüklerinin her ne hikmetse maddi desteğini geri çekmesi ile afallanılan, akıbetinde burs seçeneğinden de faydalanılamayacağı haberi ile vazgeçilmek zorunda kalınan eylem.. yaşattığı hayal kırıklığının, insanın aklına daha önce gelmeyen hareketler denemesine neden olduğu görülmüştür (bkz: askere gitmek).
artık neden başladığımı bile unuttuğum, geçen sene teslim etmem gereken tezi bu sene bitirsem iyi diye düşünmeye başladığım lisanüstü eğitim. eğer amaç akademisyen olmaksa bu yolda atılması gereken ilk adımmış gibi görünse de aslında değildir. yapılması gereken master için harcayacağın iki yılı ingilizce ve ales'e çalışarak harcamak ve kolay yoldan bir üniversiteye öyp ile yerleşmektir. yüksek lisans sonra da yapılır yeter ki iş olsun. (bkz: şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler)
2012 yılında bir tanesini sırf dersin hocası ezberindeki bilimsel verileri tahtada masturbasyon yapıyor diye bıraktığım hede.
doğru yerde, doğru bilim ınsanlarıyla yapılası eylem.
master falan deyince bir şeye benzediği sanılıyor ama aynı tas aynı hamam. lisans eğitimi ne ki yükseğinden ne bekliyorsun. ha sosyal bilimlerde böyle. möendismiş, hukukmuş, tıpmış bilemem.
girmek için ales'i kazanmanın çok zor olduğunu düşündüğüm şey. umarım başarabilirim. öteki döneme girmeyi planlıyorum. laboratuvarda biyolog olmak benim düşüncem değil çünkü. kendimi geliştirmek istiyorum.
tez aşamasında olduğum enstantağne. eğer olur da uzatma alırsam enstitüye, tez danışmanıma ve tez jürime atacağım mail aşağıdadır. sevgiler...

ben master ders döneminden sonra yemin ediyorum disipline girmiş bir öğrenci olarak, sen kimsin benim tezimi uzatıyorsun? sen kimsin? sana bir tavsiyem, yazık o git asistanlarına sahip çık önce. inşallah allah seni öğrencilerinle terbiye etmesin. inşallah allah seni, o geride bıraktığın yarım tübitak projelerinle terbiye etmesin. sen çok alçak bir danışmansın, çok alçak. insanlara süre uzatma verene kadar. senin akıl hocalarını da biliyorum. senin akıl hocaların, kendi öğrencilerinin yazdığı tezlere baksın. hepsini çıkarırım! oğlum ayağınızı denk alacaksınız. herkes ayağını denk alacak! öyle kolay değil bu enstitüde tez yazıcam da, beni tez jürisi... seni tez jür kim koruyor? hangi tez jürisi o, hangi tez jürisi seni koruyor! kim?? herkesten hesabını sorarım. kimse bana bu konuda konuşamaz. dört dörtlük çalışan, bu enstitüde çalışıp, köpek gibi çalışıp akademisyen gibi yaşamaya çalışan, tez danışmanını, katılımcılarını en iyi derecede çalışmaya katmaya çalışan, aslan gibi feed backini veren, son düzeltmelerini yapan. ne yaptınız ulan siz? ne yaptınız! nerde ne yaptın! pis! yazdığı tezi pisleyen şerefsiz adam! onu bile bir danışmanlık sayıyorsun, o bile bir danışmanlık değil. git intihar et be. yazdığım tezi pislemem be ne olursa olsun. git ulan kendi tezini yaz! yazarım tezimi, öyle bir öğrenciyim biliyor musunuz? tez yazdıysam, o insanlar ne olursa olsun, beni ilgilendirmez arkadaş. görmedim bilmiyorum derim be!
çalışmak istediğim hocanın 2.80 gano, 90 ales puanı, 65 yds puanı istediği şey.
zamanımızda üniversite eğitiminin kalitesi lise düzeyinde kaldığı için artık üniversite eğitimi gibi gerekli görülen, bu yüzden başvuruların tavan yaptığı eğitim kademesi. bunda yeni düzende üniversite eğitiminin artık yeterli olmaması da payı büyük. konusu ne olursa olsun bir yüksek lisans titrine sahip olmanın, iş bulmak için olmazsa olmaz olduğuna inandırılan bir dönemdeyiz. halbuki akademik kariyer düşünenlere yönelikti eskiden. şimdi işe alınma şartı. eğitimini aldığınız şeye yönelik işe başvurmanıza da gerek yok, yeter ki o yüksek lisans diploması kasanızda dursun. kapitalizmle birlikte artan iş rekabetinin iyice metalaşmış hali, vücut bulmuşu.
tezsiz yapıldığında, bir sonraki basamak olarak görülebilecek doktora programlarına kabul edilme ihtimali oldukça düşük olan bir eğitim basamağı.