zen ve motorsiklet bakım sanatı'nı okuduğum sıralar keşfettiğim felsefe. yine yaşadığım psikoloji beni bir kitaba götürmüştü ve ben yine kendimi bir kitapta bulmuştum.
kitap da felsefesi de anlaşılması çok zor cinsten. sanırım anlayabilmek için o bilinç seviyesini yaşıyor olmanız lazım. ve ben dahi kitabın büyük kısmını anlayamadım.
zaten zen felsefesi de hakikat diyebileceğimiz şeyin anlatılamayacağını söyler. hakikati duyarak, okuyarak anlayamazsınız der. yani ben kitabın anlayamadığım kalan kısmını anlayabilmek için hakikati daha da keşfetmeliyim. e haliyle bundan sonra kitabı okuduğumda sadece biraz daha kendimi bulmuş, kendimi okumuş olacağım.
her neyse sanırım beni en çok etkileyen öğretileri: insanın elindekilerin kıymetini bilmesi gerektiği, onu mutlu edebilecek her şeye zaten sahip olduğu ve her şeyin yalnızca göründüğü gibi olduğu, arkasında bir mana aramamak gerektiğidir.

kitapla ilgili beni en çok etkileyense: yalnızca politik sistemleri değiştirmenin dünyayı daha iyi bir yer yapmayacağı, insanı da değiştirmek gerektiği düşüncesi. yani diyor ki hırsızı ıslah etmediğiniz müddetçe kapıya hangi kilidi vurursanız vurun, hırsıza kilit dayanmaz.
(bkz:zen ve motorsiklet bakım sanatı)
(bkz:zen hikayeleri)