alamancı
(bkz:
almanyacı)
(bkz:
almancı)
bazen keşke almanya bunları sinir dışı etse, türkiye'de de değişen yönetim kabul etmese dediğim insan grubu.
dünyada içten pazarlıklı ağız birliği eden en büyük insan grubu da olabilirler.
yakın hissedilen roman karakterleri
schrödinger'in kedisi/kabus - imre kadızade
make ayı sözlük great again
pembe bir baloncukta yaşamak zorundasın faşizmi
az önce ekşi'de okuma yaparken aklıma geldi bu. yazarcan çevresindeki insanların sürekli mutlu olması gerektiğini ona hissettirmesinden yakınıyor. ve haklı da. üstelik bu mutlu olmak zorundalığıyla da sınırlı değil. sürekli mutlu olmalısınız, her saniye kakara kikiri yapmalısınız, sosyal olmalısınız, yarınlar yokmuşçasına gezmeli tozmalısınız... belki çok daha fazlası...
üstelik insanlar bu faşizmi bizzat kendilerine de farkında olmadan uyguluyor olmalı. çünkü ben de çok yakın bir geçmişte bu içgörüyü kazandım. muhtemelen çoğu insan hala içgörü kazanamadı. eğlenceli daha olmadı çok entel sohbetler yapmalıyım, üzülmemeliyim, enerjik ve hayat dolu olmalıyım vs.
hayatın o pembe baloncuğu çok sınırlı bir grup insandan başkasına bahşetmediği gibi bir gerçek var. ve gerçekleri gözardı ederek yaşamanın da zararla sonuçlanacağı gibi de bir diğer gerçek. misal kendine bu faşizmi uygulayan bir insan üzüntülerini çok daha yoğun yaşayacaktır.
relationship goals
ben artık yalnız olduğumu hayal ediyorum. çünkü huzur ancak böyle yaşanabiliyor.
ifşa olmuş yazarların hikayeleri
ifşalandımsı hikayelerim:
amfinin en arkasında sandalyede oturuyordum. hornette herif bakıyordum. sonra arkadaşımın bana doğru geldiğini gördüm ve ekranında hornet ana sayfası açık olan telefonumu kucağıma koydum. arkadaşım da, "kolay gelsin" dedi, gitti.
yeni tanıştığım bir çocuğu arayacaktım ama yanlışlıkla aynı isimdeki okuldan bir çocuğu aramışım. dakikalarca konuştuktan sonra fark ettim.
açıkça bir şey söylemedim ama myjudas bir erkekle neden böyle konuşuyor diye illa ki sormuştur çocukcağız.
bir parkın bahçesinde - ay pardon bahçe demişim- tuvaletinde bir çocukla oynaştık falan, gecenin çok da geç olmayan ancak kimsenin de o parkı gezmediği bir vaktinde. ardından parkın ismini taşıyan tramvay durağından tramvaya bindik ki o an arkadaşlarımla karşılaştım. "myjudas xxx parkında işinde" gibisinden laflar ettiler. tramvaya gayet samimiyetle bindiğimiz halde çocukla hala birbirimizi tanımıyor gibi yapıyoruz falan. salak gibi söylenenlere sırıtıyorum...
eksi oy verenleri tahmin edebilmek
benim de söyleyeceklerim var
artılamak konusunda pinti olmayan bu yazarın profilini bir ziyaret edeyim dediydim. tü tü tü maşallah! - inşallah tükürükler yüzüne gelmiştir- bütün girdileri bir günde okuyup bitirmeyeyim diye çıktım. güzel şeyler uzasın ister ya insan, ondan.
yazım kurallarına muntazaman dikkat edilmiş. karikatürlerle yer yer anlatım güçlendirilmiş. faydalı entryler gelsin, komik entryler gitsin... valla bravo, ben yazarlığımdan utandım.
sanırım orta yaşların biraz üzerinde, kültürlü ve hukuklu. evet hukuklu.
ayı sözlük yazarlarının twitter sayfaları
https://mobile.twitter.com/sevenyearsold_
yeni açtım takipleşelim
gürcistan
ay buradan bir sigara getirmişti ablamın geziye giden arkadaşları. ama o nasıl bir sigara: bitmeye yakın bir sakinleşiyorsunuz, kibarlaşıyorsunuz, ayda yürür gibi yürüyorsunuz falan. lakin feci mideniz bulanıyor ve en az yarım saat geçmiyor. sanırım içine başka şeyler de katıyorlarmış. bizim içtiklerimiz bunun yanında safi duman. ve evet paketi 5-6 lira gibi bir şeydi. bazısını sigaradan soğuturken bazısını iyice bağımlı yapan bir meret. bazısını da önce soğutup sonra da kendini aratan.
şarapları için de aynılarını söyleyebilirim.
x kuşağının bir arkebakteri türü olması
evet arkadaşlar biz y -özellikle son yıllarında doğanlar- ve z kuşağı olarak sözde hayatımızın baharında cehennemi yaşarken ve sürekli tutunamayanları oynarken, bu x kuşağı denen arkebakteri türü her hal ve şartta hayata olağanüstü bir bağlılık gösteriyor. yalnızca yaşamak, nefes almak, bir güne daha uyanmak için bile her şeye katlanıyorlar. misal benim dedem yaşına başına bakmadan son evre kanseri yendi. ya senin eşin ölmüş, çocuklarınla-torunlarınla aran iyi değil, ülke ekonomik krizde... seni bu hayata bu kadar bağlayan ne? ben 22 yaşında kanseri yenebileceğimi düşünmüyorum mesela.
cidden x kuşağını x kuşağı yapan şartlar iyi araştırılmalı ve çocuk yetiştiren herkes bunları göz önünde bulundurmalı. tabii ki sadece hayata bağlılık bakımından.
edit:noldu hep siz mi z kuşağına sataşacaktınız? hıh!
duyguların latentleşebilme özelliği
var böyle bir şey. misal ben 8 ay boyunca ara ara biriyle konuştum. başlarda az, sonrasında fazla da olsa her zaman ona karşı bir şeyler hissediyordum. ama gel gelelim bu süre zarfında başkalarıyla da konuştum. hatta bir şeyler hissettim. çünkü ona karşı hislerim gizildi o süre zarflarında. ne zaman ki diğerlerini hayatımdan çıkardım ona karşı hislerim tekrardan uyandı. gerçi bazen başkalarıyla konuşurken de ona olan hislerim tecessüm etmedi hatta pişmanlık uyandırmadı değil ama yine de bu kuralı değiştirmez zannımca.
bu da böyle garip bir gerçek.
yazarların şu anki ruh halleri
sözlük,
şapkadan çıkmıştı o, sürprizdi benim için. yoksa gönül ilişkisi arayışında falan değildim. gerçekten ödevine yardım etmek için yazmıştım. sonraki konuşmalarımızda da arkadaşça sevmiştim. gel zaman git zaman ilgisi çekti beni. git gide çekildik birbirimize ve açıldık. açıldık ve bitti. daha önce de yaşadım aynısını dedi, ama ben bir erkekle duygusal ya da cinsel bir şey düşünmüyorum, ha olmaz mı olur ama toplumun kabul ettiği şeyleri yaşamak varken neden bunu isteyeyim dedi. sadece konuşsak bile bir beklentimiz olacak dedi. peki dedim, konuşmayız da...
hayatım boyunca beni en çok etkileyen iki ilişkiden biriydi. çünkü ikisi de arkadaşça başladı. ikisinin de ilgisi çekti beni. ikisi de hiç başlamadan bitti.
evet biraz üzüldüm. ara ara konuşmalarımızla 8 ay olmuş. ama hayat işte tam da bu. tek tesellim hayatı yalnızlığımla ve anlamsızlığıyla kabullenmiş olmam.
hoşça kal.
psikolog
yaygın yanlış kanaatin aksine sorunlarınızı çözmez, sorunlarınızla daha iyi başa çıkabilmenizi sağlamaya çalışır. yani bir nevi elinize balık tutuşturmaz, size balık tutmayı öğretir hesabı. ve yine yaygın yanlış kanaatin aksine bu alan klinik psikolojiden ibaret değildir. belki de hayatın tümüdür. bu alanda kendini gerçekten yetiştirmiş birine gönül rahatlığıyla "aydın" payesi verilebilir. bir diğeri için (bkz:
sosyoloji)
ilk tanışmada sevişmek
bir zamanlar sıkça yaptığım bir şeydi. çünkü dahasını yaşayamayacağımı biliyordum. en azından seks fırsatını kaçırmayayım diyordum. ama şu an çok iğreniyorum kendimden. dahasını yaşıyor muyum? hayır. yaşayacak mıyım? kuvvetle muhtemel hayır. ama yine de dahasını yaşamadan hiçbir şey yaşamamaya kararlıyım.
aşk acısı
anlamsız bir dünyada tek başımızayız arkadaşlar, zaten ne olsun istiyordunuz ki? sürekli yanımda olsun, hayatıma anlam katsın, birbirimize destek olalım, birbirimizi anlayalım, sevelim, sonsuza dek sürsün falan mı? sizi ancak siz sevebilir, anlayabilir, kendinize en büyük desteği bizzat kendiniz verebilirsiniz. ve bu anlamsız hayata da yaşayışınızla siz anlam katabilirsiniz. o yüzden bu dünyadan da, bu dünyadaki insanlardan da hemen hemen hiçbir şey beklemeyin. yok bekler de hayal kırıklığı yaşarsanız bu sizin tercihinizdir ve sorumluluğunuzdadır.
neden ayı sözlük
taşrada kendimi kabullenme aşamasındayken aynı kaderi paylaştığım insanları - ki bunların çoğu kendini kabullenmiş insanlardı- bir platformda bulmak bana çok yardımcı olmuştu.
iyi ki varsın ayı sözlük.
yazarların şu anki ruh halleri
platonik aşk başlığında bahsettiğim çocukta gerçekten de bir şeyler varmış. dün birbirimize açıldık. fakat yine aynı gün bir erkekle duygusal bir şey yaşamak istemediğini söyledi. tamam dedim, arkadaş olalım, arada sırada yazışırız, hal hatır sorarız falan. ama arkadaş olursak bile yine de bir beklenti olacak, bir gün yan yana gelince mutlaka bir şeyler yaşayacağız falan diye itiraz etti. bu arkadaş da olamayız demeye geliyor. e dedim, ne istiyorsun? ne istediğimi bilmiyorum ama ne istemediğimi biliyorum falan... e kardeşim geriye zaten ne kalıyor? arkadaş olmayacağız, konuşmayacağız, daha ötesi zaten olmayacak... yanılıyor muyum sözlük, yoksa bu arkadaş benden olmayan bir seçeneği yaratmamı mı bekliyor?
sınav haftasında bu kara delik gibi sohbeti yapmak istemiyorum dedim ve sınavlardan sonrasına iteledim kendisini. tabii ki aslında bu kendisini baştan savmaktı. tekrar yazacağım falan yok.
şu an muhabbeti kestim ama hala gerginim. of!
ayı sözlük yazarlarının depresyondan kurtulma taktikleri
depresif ataklarımda bu ruh halinin geçici olduğunu hatırlatırım kendime. belki birkaç saat sonra, belki de birkaç güne normal hayatına döneceksin, derim. en son yaşadığım depresif atağı ve ondan sonraki normal süreçte ne hissettiğimi hatırlatırım kendime. yoksa depresifken geleceği düşündüğümde sanki hep o anki depresif ruh halimle olacakmışım gibi hissediyorum ki, eğer siz de böyle hissediyorsanız, çok yanlış bir histir bu. bu histen kafanızı kaldırdığınızda depresyonda bir yarık açmış olacaksınız.
rüyada suyun gelmesi
vajinamın olduğunu ve bununla ilişkiye girdiğimi gördüğüm rüyayla artırdığım başlıktır. zevk de almıştım hani.