özdemir

yeni sözlük yazarı. aramıza hoş geldin.

(bkz:askk)
ya çok mutsuzum. kullanıcı adı yerine soyadımı yazmışım yanlışlıkla.
sözlükte sıkça ve farklı konularda yazan yazarlardan. entry ve konu başlıklarını okurken bazen eğleniyor ** *, bazen şaşırıyor, yer yer de hayret ediyorum.
yahu yazmayayım diyorum. kendi haline bırak, zaten okuduklarını işine geldiği şekilde anlayan biri için yazılacak her kelime de ziyan olacak. ancak, görüyorum ki kendi haline bırakınca daha da bir sivrilmeye başladı.

ilk olarak ayı sözlük formatı konusunu ele alalım; elbette ki insanız, hepimiz yazarken ya formatın dışına çıkıyoruz ya da tanım ve bilgi içermeyen, eğlence amaçlı başlıklar açıyoruz. şimdi yazmış olduğu tanım içeren etry leri ayrı tutarak söyleyeceğim bunları. sözlük formatına çoğunlukla uymadığını gözlemliyoruz bu yazarın. olay sadece tanım yerine başlık ile ilgili bir hayat hikayesi içeren entryler yazması değil sadece. bunun yanı sıra bir çok entrysine iliştirdiği ve ayı sözlük formatı başlığında kullanılmaması gerektiği açıkça belirtilmiş olan chat ifadelerini de unutmamak lazım. ayrıca "yicem" tarzı ufak tefek yazım hataları da var. ancak o hatalar herkes tarafından yapılabilir.

şimdi gelelim. bu ortaya çıkardım ettim. tarzı atarlı yazılanlara. ne gizliydi ki ortaya çıkardın? sanırsın fbi ile iş birliği içinde gerçekleştirdiği bir operasyonla bulmuş yazdığımız entryleri. * bu neyin kafası dostum?* nasıl bir kurgu dünyası içerisinde yaşıyorsun? böyle bizim erişilmesi çok zor olan(!) kirli çamaşırlarımızı ortaya döküyorsun falan.*

(bkz:teksoy görevde)

bir de açtığım her başlıkta linç yiyorum serzenişi vardı. onu da unutmuş değilim. sen böyle yazılan her şeyi kişisel bir kan davasına dönüştürüp insanlara sataşırsan* ve ayrıca entrylerin içerisinde belirli gruptan insanları hakir gören ifadelere yer verirsen "ne anlar? allahın köylüsü." gibi. tabi ki buradaki yazarlar da seni antipatik bulacaktır. şunu hemen ekleyeyim. sakın şuranın adaleti buranın adaleti gibi lakırtılara başvurayım deme. burada tabi ki düşüncelerini ifade etmekte özgürsün. fakat, bazı yazdıklarından rahatsız olan insanlar da aynı ifade özgürlüğüne sahip. o yüzden yazdıklarının tepki görmesini normal karşılaman lazım.

bir diğer husus da "herkes ayağını denk alacak ulan."* ay nasıl korktuk anlatamam. neredeyse altıma kaçıracağım.* ayağımızı denk almazsak ne olacağını merak da etmiyor değilim hani. en fazla geçmişte yazılmış bir iki entryi "gün yüzüne çıkartarak." bizi rezil ettiğini falan hayal edip kendi kendini tatmin edersin.

son olarak sana şunu hatırlatmak isterim. sen şu sözlük içerisindeki bir çok yazardan sadece bir tanesisin ve sözlükten çıktığım dakikada yok oluyorsun. o yüzden hakkımda yazdıklarınla benim hayatıma olan etkin, sıcak yaz günlerinde tepemde uçuşup duran bir kara sineğin yarattığı etki kadar bile olamaz.
bazen kurgu bazen trol tadı veren entryleri aslında hoştu ama sanırım yazmaktan vazgeçti. benim kendisini kastederek yazdıklarım sadece format konusunda biraz daha özen göstermesi konusunda uyarmak içindi. diğer arkadaşların da niyetinin o olduğunu zannediyorum ama maalesef bir iletişim kopukluğu oldu.
tanım: hemen küsmemesi istenen yazar.
yazmaktan vazgeçmeyen sadece birkaç gün sözlüğe girmeyen yazar.
hepimiz ilişkilerini kurtarmak adına masum yalanlar söylüyoruz ama bunu dürüstçe yazdığım için hedef tahtasına konuyorum. ilk taşı masum olanınız atsın desem ben daha masumum diye birbirine girecek adamlar...
edit: böyle yazarlar diye kategorize edildim demin. ben hiçbir entrimi silmedim silmem. ökaryot beyniniz yazdıklarımı beğenmeyecek diye gocunsam daha ilk baştan yazmam dürüstçe. o yüzden herkes rahat olsun. biliyorum ağır işsizsiniz ama yine de screen shot falan uğraşmayın.
ne yazarsam yazayım ahmet necdet sezer'in 18 yıl önce ecevit'e fırlattığı anayasa kitapçığı gibi olacak...

onun dışında beyin hücreleri ergenlik döneminde ölmüşçesine eleştiri sınırını aşanlara karşı, savunma sistemi fazla gelişmiş yazar. görmezden gelmeli/gelinmelidir.
...sanki ben 2 liranın derdindeyim. gerçi birkaç tane alsam yine farkediyor neyse bakacağım artık. *
çok sıradan şeylerle güldürme becerisi var bu çocuğun.
'you don't know me' ki. buraları boş görünce çakallar aslan olmuş bakıyorum. rooftop festival dediğin de çatıkatı şenliği. bu özentilik ne zaman havalı oldu amk. özünüze dönünüz. klimasız evde büyüdüysen lütfen öyle davran. kavruk yaz dediğin yerde geceleri götümüzü buz keserdi. klimalı gibi olurdu her yer. ateş yakar üzerinden atlardık ısınmak için. bilmezsin. mecburiyetten damda yatma lafın da güldürmedi değil.
ben ve ekibimin yaptığı araştırmalar neticesinde:

- kendisi gamlı baykuş değildir.
- gamlı baykuş'un aşireti ile uzaktan yakından alakaları yoktur.
- uşaklı triportör sahibi bdsm severler derneği asil üyesidir.
- yakın gözlüğü 1.50 uzak ise 3.00'dır. astigmat 0.50'dir
- hafif ülser, eser kaşıntı, şöyle böyle sinüziti vardır.

gözlerimiz üstünde. (robert de niro takibi)

entelllllektüel
what the tuck! reis burada neler olmuş böyle. belli ki actual proof beni hiç anlamamış. ben de onu anlamamışım. bu üzdü şu anda. ağbi, öyle bir çağda yaşıyoruz ki at izi iti izine karışmış. (bkz: bıyık büküle büküle gaytan,insan sikile sikile şeytan olurmuş ) ne diyeyim daha bilemedim. şeytan olmuşsunuz hepiniz.

seren ve gülbene gelince, ünlü olma serüvenine üçüncü sınıf iç çamaşırı defileleriyle başladığın gerçeklerin ne olacak. neydin ki ne oldun canısı. geldiğin yeri unutma gülben hanım. benim tecrübelerim senin muhafazakar ruhuna ağır gelir tatlım.
gerçek hayatta nasıldır bilemem ama bence sözlüğe karşı çok dürüst bir yazar.
ismime başlık açtığınız için teşekür edrim.
sol framede görünce öldüm sandım.
özdemir benim olmak isteyip olamadığım gömülü sosyopat karakterimdi. pandemide ortaya çıktı ve kısıtlamaların kaybolması ile azalarak kayboldu.