anne

özlemim, hasretim. sevgi kucağım, rüyalarım.
susadığım ''su'', burnumun aradığı ''koku''.
ellerimin aradığı, gözümün bulamadığı.
o benim kalbimde, o benim beynimde.
aklıma geldiğinde hem göz yaşım hem gülümsemem.
ellerimle uğurladığım, dönüşünü beklemediğim...



özlenendir. kokusu, elleri ve sevgisi ve sıcaklığı; her şeyi özlenendir.

uzaktadır kilometrelerce ötede. bir telefon gelir mesela. heyecanla açılır. "annem" denir. huzur ve hüzün verir sesi. başını dizlerine yatırasın ve onun dilinde güzelim ninniler dinleyesin gelir... olmaz. sesin titrer. ama güçlü olmak zorundasın. üzüldüğünü, yorulduğunu ve -belki de- korktuğunu bilsin istemezsin. yeterince üzmüşsün ya zaten... daha ne edesin?

çok uzun sürmez konuşmalar telefonda. uzun sürsün istemezsin. sesini ne kadar duyarsan, o kadar batarsın hüzne. öper sonra kapatmadan telefonu. duyarsın öpüşünü. iki kere: bir sol yanağa, bir tane de sağ göze. sarılırsın kocaman sen de. içine çekersin kokusunu çekebildiğin kadar. saklarsın bir kenara. dizlerinde ninnileriyle uykuya dalarsın sonra.
tanrının kullarına hediye ettiği koruyucu melektir.
anneye mektup yazmak dünyanın en zor şeyidir. benim annem hala kalem, kağıtları sever çünkü. birinin ona yazarken elinin nerde titrediğini bilmek ister. bu yüzden hep kızar bana her şeyi bilgisayarla yaparım diye.

annemin aklıma yüzüme kazınmış bir görüntüsü var. okuldayım. bir suçun içinde bulunmuşum her zamanki gibi. müdürün odasında oturuyorum. herkes derste. suçumu da bilmiyorum aslında. belki de tek suçum çocuk olmak. bilmiyorum. sadece annemi beklediğimi biliyorum ve korkuyorum.

bir topuk sesi duyuyorum. sonra köşeden dönüyor annem. topuklu ayakkabıları, uzun boyu, siyah pançosu, siyah pantolonu ve sarı saçları ile olduğum yere doğru yürüyor. ellerimi birleştiriyorum önümde. annemi hayal kırıklığına uğrattığım için çok üzülüyorum. korkuyorum çünkü beni sevmekten vazgeçmesinden endişeleniyorum. annem beni görür görmez gülümsüyor. kimseye belli etmediği belli belirsiz bir gülümseme. sadece ikimizin arasında. sır.

özür dilerim anne.

odaya giriyor. parfüm kokusunu duyuyorum. çocuk aklımda işte bir daha duymazsam bu kokuyu diye ürküyorum. gözlerimle özür diliyorum annemden. bakmıyor bana artık. müdürün masasının önündeki koltuklarından birine oturuyor. müdür konuşmaya başlıyor. annem sakince dinliyor dinliyor. gözlerim yaşarıyor.

özür dilerim anne.

müdür anlattıkça anlatıyor. yaptığımdan fazlasını anlatıyor üstelik. karşı çıkmaya çalışıyorum. annem böyle öğretti bana çünkü. ne olursa olsun haklıysan hakkını koru diye. müdür susturuyor beni. sen karışma çocuğum diyor. annem bakışlarını duvardan çekiyor. bana bakıyor.

özür dilerim anne.

sakin bir sesle konuşmaya başlıyor. beni kimsenin susturamayacağını söylüyor. konuşmak istiyorsam konuşabileceğimi söylüyor. müdüre çıkışıyor. annem beni koruyor.

teşekkür ederim anne.

benim çocuk olduğumu söylüyor. bunların normal olduğunu söylüyor. eğer yapmazsam yanlış olduğunu söylüyor. annem kahramanım oluyor. bir kez daha.

teşekkür ederim anne.
en çok sesini özlediğimdir. anımsayamamakta en çok koyandır.
en kötü anında hep yanında olan kutsal kişi. onun gibi yar olmaz.
  • /
  • 2