ayı sözlük itiraf

2550 Entry Daha
bu başlıktaki itiraflı hikayenin devamını yazıyorum gençler. yoğun istekli pm'ler aldım. başlıyor;


benimkine bile dokunamaz oldum.

sonra bir daha duyduk ki iki kişiyi deşmiş zagor. biri polis. ıkisinin de gırtlağını kesmiş. karakolda 5 gün 5 gece işkence buna. arkadaşlarının öcünü alıyorlar. kaltağa da öyle. önce öldü dediler zagor’a. sonra komalık. ankara’da oluyor bunlar. bizimki bir gün çıkageldi mahalleye. zagor içeride. en iyisinden müebbet. bir sabah dükkana geldim, baktım bu oturuyor. önce tanıyamadım. anlayınca içim cız etti.

cız etti de ne?
tornavida yemiş gibi oldum.

çökmüş, zayıflamış bembeyaz bir surat. ama bu sefer başka güzel orospu. oranın şarkıları gibi. kalktı böyle dimdik, konuşmaya başladı.

dedi “para lazım, çok para”.
zagor’a avukat tutacakmış.

“ıleride öderim” dedi.

esnafız ya bizde, “nasıl?” diye sormuş bulunduk. “orospuluk yaparım” dedi. “ıstersen metresin olurum.” ıçime bir şey oturdu. ağlamaya başladım. ama ne ağlamak. ışte o gün bir inandım orospuya tam 20 yıl geçti.
uzatmayalım,
zagor’a müebbet verdiler. ama rahat durmaz ki piç! ha birini şişledi, ha firara teşebbüs…o şehir senin, bu şehir benim cezaevlerini gezip duruyor. orospu da peşinden.
sonunda dayanamadım ben de onun peşinden. önce dükkan gitti. ardından taksiler. karı terk etti. peder kapıları kapattı. yunus gibi aşk uğruna düştük yollara.
ış bilmem, zanaat yok. bu tınmıyor hiç. ılk yıllar ufak k.hpeliklere başladı. sonra alıştı. gözünü yumup, yatıyor milletin altına. “gel dönelim” diye çok yalvardım.
“evlenelim, pederi kandırırım, zagor’a bakarız.”. yok!
kancık köpek gibi izini sürüyor itin. ne yaptı buna anlamadım. kaç defa dönüp gittim ıstanbul’a. yeminler ettim. doktorlar, hocalar kar etmedi. her seferinde yine peşinde buldum kendimi. bir keresinde döndüm, biriyle evlenmiş bu, hamile. beni, abisiyim diye yutturduk herife. nedense rahatladım. “ohh” dedim. kurtuluyorum. bu da akıllanmış görünüyor.
yüzü gözü düzelmiş. çocuk diyor, başka bir şey demiyor. sinop’ta oluyor bunlar. ben de döndüm ıstanbul’a. doğumuna yakın, zagor bir isyana karışıyor yine. hemen paketleyip
diyarbakır cezaevine postalıyorlar. çok geçmeden bizimki depreşiyor yine. o halinle kalk git sen diyarbakır’a üç gün ortadan kaybol. herif kafayı yiyor tabii dönünce bir dayak buna. eşşek sudan gelinceye kadar. kızın sakatlığı bu yüzden. sonra çocuğu doğuruyor. durum hemen anlaşılmamış.ortaya çıkınca, bir gece esrarı çekip… takıyor herife bıçağı.
çocuğu da alıp, vın diyarbakır’a. zagor’un peşine. allahtan herif delikanlı çıkıyor da şikayet etmiyor. ben o ara ıstanbul’da taksiden yolumu buluyorum. epey bir zaman böyle geçti. yine her gece rüyalarımda bu. zagor’un diyarbakır cezaevinde olduğunu duymuştum o sıra. bir gece, bir büyük ile eve geldim. hepsini içtim. zurnayım tabii. bir ara gözümü açıp baktım karlı dağlar geçiyor. bir daha açtım başımda bir çocuk…”kalk abi, diyarbakır’a geldik” diyor..baktım sahiden diyarbakır’dayım. bir soruşturma. kale mahallesi vardır oranın.
bir gecekonduda buldum…malımı bilmez miyim?görünce hiç şaşırmadı. hiç bir şey demedik. o gece oturup düşündüm.
“oğlum bekir!” dedim kendi kendime. yolu yok çekeceksin. ısyan etmenin faydası yok. kaderin böyle.

yol belli. eğ başını
usul usul yürü şimdi.

o gün bu gün usul usul yürüyorum işte.
1057 Entry Daha