ayı sözlük itiraf

  • /
  • 13
öğrenci evinde kalırken, ev arkadaşımın eşcinsel olduğunu öğrenmiştim. iki sene aynı yurtta kaldıktan sonra dört arkadaş eve çıkalım dedik. aynı laptopu ortak kullanıyorduk evde. bir gün öylesine çöp kutusuna tıklayınca msn yazışmalarını gördüm. adam cross dresser?dı. hesabında tangalı fotoğraflarını görünce şok oldum. kendisine tek kelime dahi etmedim konu hakkında. zaten mezun olmasına üç ay vardı. memlekete dönecekti. uzun zamandır görüşmüyoruz, hakim olmuş. evi ziyaret ettiğinde annemin gözdesi olmuştu. "çok efendi çocuk."
gündelik hayatlardan çok ünlü insanları arzuluyorum. böyle bir şey neden var bende onu da bilmiyorum.

üstüne üstlük başkalarıyla ünlü erkekler hakkında konuşmak direk azdırıyor beni.

(bkz: yaran ayı sözlük entryleri )
zaman acılı ama iyi bir öğretmen.zaman geçtikçe daha güçlü oluyor insan.misal bundan daha önce eşcinsellik durumlarıma bile çok takıyordum açıkçası nasıl görünüyorum acaba kimse benden hoşlanıyor mu o çok tatlı acaba eşcinsel mi?acabalar acabalar...sonuç ne mi oldu?baktım bu iş böyle gitmiyor artık umursamıyorum.artık ümidim bitti gibi ve benzeri şeylerde yazmıyorum doğa böyle kurallar böyle.kendimi üzmektense ümit etmeyip ortama ayak uydururum...
üzerimde arkadaşıma ait pembe üzerine gri puantiyeli bir külot var. * ve giyilmiş. hayır giyilmiş çamaşır fetişım yok. hayır iğrenç de değilim. buna mecburdum. pişman değilim. yine olsa yine giyerim.
dün gece hiç tanımadığım bir erkeğe sırf sana benziyor diye usulca sokulup "götsün oğlum" dedim,adam eve kadar kovaladı beni elvan abeylegesseden daha hızlı koşuyordu.
babam gay olduğum için dışarıya çıkartmıyor beni gece. hapis hayatı yaşıyorum. abim geziyor tozuyor. 10'dan sonra çıkmak yasak. bu arada eğer tanıdık bi ilkokul arkadaşım dışında dışarı çıkarsam sabah da izin vermiyorlar.
genç olmama rağmen sadece babam, dedem yaşındaki erkeklerden hoşlanıyorum.
galiba hiç öpüşmedim ben ya ,o değil tanıştığım adamların benle kanka olmasından çok hoşnut değilim.yani hepsi mi kanka olur , evet olur.ben çok mu çirkinim ya da çok mu sıkıcıyım diyorum bazen kendi kendime.
sen kalk vatan için canını ortaya koy, sonra dümbük yobazın biri gelsin sana vatan haini desin.
şişman erkeklere zaafım var... zaman zaman kamera açıyorum.
kendimi yıllarca lezbiyen bir kadın olarak tanımlamışken an itibariyle bir erkekle görüşüyorum, öyle böyle değil düşüyorum adama arkadaşlar.
e-5 e çıkıcam sözlük. ufak bir hesaplama yaptım, bu alemin enayisi benmişim gibi hissediyorum, ne paralar dönüyormuş meğerse hem hafta sonu tatilin var hsm de günde sadece bir kaç saat çalışıyorsun, kalan vaktinde ne yaparsan yap. aklıma yattı gibi.
şu an itibariyle insanlardan nefret ettiğime karar verdim. duygusal, cinsel her anlamda.
keşke elfler gerçek olsa ve elfseksüel olsam. elflerle şarkı söylesem, kuyutorman köşelerinde sevişsem...*
izlediğim dizideki çatışma sahnesiyle aynı anda dışarıdan üç el silah sesi ve bağrışmalar geldi, sesi açıp izlemeye devam ettim.
edit: üzerine ocakta sigara yakarken saçımı yaktım. galiba bu gece ölüyorum.
hoşlandığım çocuk, sürekli kız resimleri beğenip duruyor. azmış herhalde. sinir oldum. sen görürsün, oyun yapımcısı olup kendi oyun motorumu yazdığım zaman yalvarırsın nolur sevgilim ol diye. pis.
abim iphone'un videoyu yavaşlatma özelliğini gösterdi. benim ilk düşündüğüm şey, "sperm çıkarken yavaşlatsak nasıl olur acaba" oldu. ne kadar iğrencim.
kimseyi sevememek bitik bir duygu değilmiş aslında.yalnızlık en erdemli yaşam biçimi...en sevdikleriniz en büyük hatalarınız olduğunda - sürekli kazıklar silsilesi altında kaldıysanız sadece allah'a dönüyorsunuz yüzünüzü ve tek mutluluk bu yolda.son iki haftadır çok mutluyum sözlük...entrylerinizden öpüyorum ^^
merhaba. ben 25 yaşında sabahları mühendis, geceleri de çilingir olarak çalışan, çevresine göre yakışıklı olarak kabul edilen, hafif yapılı, atletik ve biraz kıllı bir vücut sahibi birisiyim.

o gün gece yarısı bir telefon aldım. yine; "birisi anahtarını unuttu veya düşürdü, bize uyku yok" diye diye, olacaklardan habersiz yola çıktım. adrese geldiğimde kapı açıldı. o ne sütyen giymemişti. aslında hiç bir şey giymemişti. "uslu bir çocuk olursan, sütyenimi de görebilirsin ihihihi" dedi kapıyı açınca.

o esnada alt taraftan, sonradan adının şaziye pekmez olduğunu öğreneceğim, orta yaşlı, pek de alımlı olmayan bir kadın seslenmişti. aman tanrım, o da ne, o da sütyen giymemişti. sadece sesini duymuştum ama sütyen giymediğine eminim.

içeri girdiğimde yatakta 2 kişi vardı. birisi yüzüstü yastığın üstüne yatmış, diğeri elleri kelepçeli halde idi. ikisi de sütyensizdi. önce yastığa piercinglenmiş olanı kurtardım. sütyensiz olduğunu söylememe lüzum yok umarım. diğeri, kelepçeli elleri ile bana bakarken, pantolonumun arasında bir el hissettim. benim 17cm'lik ufaklık kalkmıştı.

kelepçeleri çözerken, alt komşu bu sahneye tanık oldu. ona; "insanlık hali, daha sonra senin de çilingirini açmaya geleceğim" dedikten sonra o sevinçle aşağı inerken, biz 4lü halde devam ettik. çift kişilik yatakta 4 kişi olduğundan, yatağı da kırdık. aynı anda patlamalar yaşadık... titreyip, sarsılarak.

o günden sonra sürekli buluşup, deliler gibi seviştik.

kişisel itiraf ; işi bırakabilirim.
köpek gibi halı saha maçı yapasım var. gaylerin en nefret ettiğim yönü futbol sevmemeleri. futbol seven gay görünce sevinçten deli oluyorum. ama ciddi ciddi anlayıp seven. sözde değil.
gündelik yaşamın telaşı yeterince zorlarken uzun zaman sonra derinden yoruldum, bu öyle bir yorgunluk ki geçmişimden bugüne her şeyi teker teker önüme serdi. varoluşum bir yana üstüne yıllardır fiziksel bir rahatsızlıkla boğuşuyorum ki insan kendini cennetin krallığı filmindeki kudüs kralı baldwin gibi hissediyor. ötekiyim, bulunduğum her yerde çevremdeki herkesten daha başarılı olmak zorundayım, herkesten daha fazla çabalamak ve herkesin gözünde yine herkesten daha "iyi" bir insan olmak zorundayım, aksi halde ben "öteki" olanım, en ufak hatamda bu halim yüzüme çarpılacak ama aynı zamanda bu halimle karşısına çeşit çeşit engeller koyulanım. dışarıda kimsenin empati yapmasını da beklediğim yok, çünkü mümkün değil dahası yaşamı boyunca "düz" ve makbul varoluşa sahip insanların yaptığı basit tavsiyeler midemi bulandırıyor, ne de olsa "bekara karı boşamak kolay". yaşadığım süreçte her zaman daha iyisinin hayalini kurdum, özellikle daha iyi, adil ve merhametli bir dünya ancak gerçekte var olanı da biliyorum, kendimi sıklıkla karanlık bir ormanda kurtlarla koşturan birisi olarak hayal ediyorum, sürüden biriyim ama aynı zamanda değilim çünkü biliyorum ki yeterince zayıf düştüğüm anda ben bu kurtların akşam yemeği olurum. hangi ortama ve kimlerin yanına gidersem gideyim ben onlardan birisi değilim, daha çok orada olan ve sessizce etrafını seyreden biriyim. ve bazen düz normal bir insan gibi yaşamak istiyorum, ne zaman bu derece gevşesem ve kendimi diğerleri gibi hissetmeye kalksam başıma en kötü belalar geliyor adeta toplum bana kim olduğumu kafama vura vura anlatıyor, rezil kepaze oluyorum, ne zaman tüm bunların farkında olan birisi olarak ayağa kalksam bu seferde adeta ss subayı gibi bir tipe bürünüyorum ve olmaktan tiksindiğim kişiliğe bürünüyorum çünkü karşımda duran herkes potansiyel bir düşman olarak beliriyor. başta dediğim gibi yoruluyorum.
  • /
  • 13