hastasıyım. dün ikinci sezonu bir gecede izledim. nedenlerinden biri sendin daviiiiiid.

tüm her şeyi kabullenmektir. en baştan başladığında bile 1-0 yenik başlarsın duruma, bile bile lades dersin ''son''un ne olduğunu zaten bilirsin. zaten imkansız olan bir şeyin imkansızını istiyorsundur. sevilirsin belki, karşılık bulursun ama o anda kalır. her şey tek başına geri döndüğünde hep ait olduğun yere çıkar. yalnız kaldığında çıkar. hep senden eksilir bazı şeyler. böyle böyle beyninde bir sis ile yaşarsın.

içinde olduğum durumdur. 45-70 yaş arası erkeklerden başka hiç bir yaş aralığındaki erkeklerden hoşlanamıyorum. isterlerse brad pitt olsun. (45'i geçti değil mi o ya bi dakika) güven verir, seni dinler ve iyi yönlendirmelerde bulunabilirler. beyaz sakallı olanları favori olanlarım.

genç olmama rağmen sadece babam, dedem yaşındaki erkeklerden hoşlanıyorum.

son aylarda içinde bulunduğum durum. kaybetme korkusu getirir beraberinde, hiç olmadığı kadar takıntılı yapar. ya beni bırakırsa diye düşünür durusunuz.

tüm marketler kapalıyken son sigaranın bitmesi.

şanssızlıktır kanımca. arada kalmışlığın en kötüsüdür. hoşuna giden kıza, hoşuna giden erkekten ''sadece hoşlandığın'' için haksızlık yapmış gibi hissedersin. hoşuna giden erkeğe de hoşuna giden kız yüzünden net olamazsın. bir şey olmak, bir çok şey olabilmekten iyiymiş, dedirtir.

öyle hiç para, sağlık, iş demeyeceğim. tek istediğim; 50'li yaşlarında, benden uzun boylu, beyaz saçlı ve sakallı biri. ha bir de sağlık.

dibe vurmaya çok yakın ama garip bir şekilde mutlu haldeyim. iki dakika sonra tam tersi olacağım, biliyorum!

bir ara tüm tanıdıklarımın beni benzetmeye bıkmadığı şarkıcı. kendisini severim ama hiç hoşuma gitmiyordu bu benzetme o ayrı.

frightened rabbit - i wish i was sober