bu konudaki ilk beyanatımda da belirttiğim gibi. her insanda bakıldığı gibi ne menem bir şey olduğu önemlidir. kendi adıma söylemem gerekirse şöyle anlatayım. bir insanın aklının bir karış havada olmasındansa boyu kadar köklerinin olmasını tercih edenlerdenim. ben köklerim sağlam diye iddia edemem. beni tanıyanlardan bunu duymak gerekir ama kendi adıma buna özen gösterdiğimi söyleyebilirim. bu sebepten maharet piliç olmakta değildir zaten. asıl maharet oksijeni verimli ve akılcı kullanıp kök salmaktır. kısacası aradaki fark köy tavuğu ile besi tavuğu arasındaki kadar barizdir aslında *

not: genel geçer deneyimler çerçevesinde bodurların daha fırlama olduğu da bir başka gerçektir.

kaynak: ayna *

kısa boyluların seksüel avuntusu.

minyon bir yapının kendini genç olarak yutturabilme kapasitesiyle ilişkilidir. yoksa boyla gençlik/genç göstermek arasındaki ilişkiyi kurabilmek zor. ne kadar mecaz olsa da bir piliçle tavuk arasındaki boy farkını insana uyarlamak çok anlamlı değil gibi, bir tavuk en fazla ne kadar kısa olabilir ki.

(bkz: züğürt tesellisi)