en yakın arkadaş

ilki aynı apartmanda aynı kattaki aynı yaşta çocuklar olarak iki yaşımdan beridir arkadaşımdı, beraber büyüdük sayılır. lise dönemi civarında eşcinsellik belirtileri göstermeye başladığımı görünce araya mesafe koymaya başladı, üniversite döneminde zaten kafalar da ayrılmaya başlayınca bayağı az görüşür olduk ama yine de arada bir hal hatır için telefonlaşıyorduk. sonra 25 yaş civarında telefonlarıma artık çıkmamaya başladı, çok merak ettim, annesini aradım, ayşe teyze metin'e ne oldu arıyorum arıyorum açmıyor, başına birşey mi geldi dedim, kadın şaşırdı, birşey yok ben bi sorayım dedi, bir süre sonra metin dingili aradı ama nasıl isteksiz konuştu anlatamam, çok merak ettim seni falan dediğim halde hımmmpf falan yapınca anladım bu benle artık görüşmek istemiyor, iyi hadi bay, ardından o sinirle facebooktan sildim (en büyük intikamım bu oluyor). ondan sonra aradan yıllar geçti, bu metin dingili ortak bir başka arkadaşımızla facebook grubu kurmuş beni de dahil ettiği, oradan geyik bana çeviriyor, mimar niye cevap vermiyor diye laf atıyor hatta falan, dedim sikerler, sallamadım piçi zira çok kırılmıştım çünkü hayatımdaki tüm arkadaşlarımdan farklı bir yerdeydi o, bebeklik arkadaşımdı, bu aradaki zamanda evlenmiş falan hatta, öyle geçti, sittirdi gitti.

iki numara ilkokul arkadaşım, aynı zamanda mahalle arkadaşım, ve öyle böyle değil can parçam, kan kardeşim, uğruna ölürüm falan modunda acaip çok sevdiğim, aramızdan su sızmadığı, müthiş yakın olduğum, yanında müthiş eğlendiğim çocukluk arkadaşım. ben bu herifle böyle bir arkadaşlığım olduğu için gurur bile duyuyorum, romanlardaki sağlam arkadaşlıklar gibi. üniversite döneminde başka bir şehre gitti, hemen bi kız arkadaş edindi, gene iyiyiz ama bununla, bu üçüncü sınıftayken ben bunu ziyarete gittim ıspartaya. bana çok değer verdi o gezide, gezdirdi tozdurdu, ama sonra kız arkadaşıyla ilgili bir durumu oldu, beni döneceğim gün sap gibi ortada bıraktı, hani kıza bi bok olduğu da yok, kız zaten ankarada ailesinin yanında, bu kendini odaya kapattı kızla konuştu bütün gün, inanılır gibi değil. ben de buna sitem ettim artık dayanamayıp kaç saat sonunda, kapıyı kapattı suratıma, sonra kızla içeriden "bana bunu nasıl yaparrrrr" gibilerinden bağırtılar geliyor (bu arada kızı da tanıyorum iyi de anlaşmışlığımız vardı), ben üstüme alınmıyorum, kendi aralarındaki bağrışmalar diyorum, sonra odadan çıktı bu bi saat kadar mı ne sonra, yüzü gözü şişmiş, yanıma geldi, ben kitap okuyorum, hayrola dedim, ben öyle kızgın falan da değilim bu arada, sadece içim sıkılmış ve otobüs vakti gelse de siktirsem gitsem diyorum, yanıma oturup "ben artık seninle bir daha görüşmek istemiyorum" dedi gözleri dolu. olay bu. açıklama yapmadı ben de duyduklarım karşısında şaşkına döndüm ve birşey soramadım. on senelik arkadaşlık da böyle saçma sapan şekilde sonlandı. dört beş yıl sonra düğününe çağırdı, azıcık topladık gibi oldu ama, yani bu kadar saçma bir olaydan sonra bir daha birşey toplanamadı.

benim en yakın arkadaşlarımın hikayeleri bunlar. her ikisinin de amk. yemişim ben bunların arkadaşlıklarını.

bir tane en yakın arkadaşım diyebileceğim kişi var hala, üniversiteden arkadaşız, onbeş senedir devam ediyor, bak o çocuk sağlam çıktı allahtan. iyi ki o var.

sonuç: çok güvenmeyin bu en yakın arkadaş martavallarına.
yeni nesilde dönemden döneme değişiklik gösteren arkadaştır maalesef. ilkokulda ayrı, lisede ayrı, üniversitede ayrı idi en yakın arkadaşım dediğim insanlar ve her biri de süreç tamamlandığında son buldu. bi hatırladığım okul öncesi dönemde komşunun oğlu şahin vardı. onunla bir görüştük birkaç sene evvel ama arayıp sormayan o oldu. verdiğim değeri görmeyince elimi ayağımı çekiyorum ben de.