hayat

bizim başlatamadığımız birşeydir.
biz nasıl tanımlarsak, öyle birşeydir.
nasıl bakarsak, ona dönüşür.
nereye sürüklersek, oraya gider.
ne kadar cesur ve tutkulu isek, hayallerimize o kadar yakın seyreder.
her nasıl başlamış ve sürmüş olursa olsun, güzel bitmesi umut edilendir. ama, sonu ölümdür.
yine de, ölümün bile hayırlısı derler ya, hakkaten öyledir...
mahalle maçında kalecinin sinirlenip herkesi çalımlayıp gol atmaya çalıştığında orta sahadan topu kaptırıp kaleye doğru attığı depardır.
adil olmayan, adil olmak gibi bir kaygısı veya hedefi de olmayan ve bize zorla oynatılan bir oyundur!
çoğu zaman ya benzer değişiklikler ya da farklı farklı tekdüzeliklerle yaşanıyor.
hepimizin içinden geçtiği farklı caddelere sahip yol. kimimizin yolları çok benzerken kimimizinki alakasız. kimimizin caddesi direkt uçuruma çıkıp kısa sürebiliyorken, kimimizinki lüks bir arabada seyahat edermişcesine rahat. aslında önemli olan bu yolun nerede, ne zaman bittiği ya da hangi şartlarda geçtiği değil, önemli olan bu yolda nasıl gidildiği. yol boyunca önümüze geleni eziyor muyuz, bize eşlik edenlere neler yapıyoruz, tüm camlarımızı kaldırıp rüzgarı hissedip özgürlüğü yaşıyor muyuz, istediğimiz zaman mola verebiliyor muyuz, yolumuzdaki kontrol bizim elimizde mi, yolda kalmış insanlara yardım ediyor muyuz, yorgunluğa ne kadar dayanabiliyoruz? nasıl olsa er ya da geç bu yolculuk bitecek değil mi. o yüzden hayatı heyhat demeden yaşamak umuduyla.
doğru zamanda ,doğru yerlerde olmamaklardan oluşur her zaman hayat.
gerçek şu ki; saat 12:12 olduğunda kimse seni düşünmüyor, şifreleri 1234 yapan insan hala yaşıyor, noel baba yok, tam karşıya geçerken kırmızı yanacak, istediğini alsan da aklın alamadığında kalacak, az kalan yemek daha lezzetlidir, pastayı kesen pasta yiyemez, gece tırnaklarını kesersen ömrün kısalmaz ve sakın kendini başka dünyadan zannedip triplere girmeye kalkma. ne yazık ki; pizzanın ambulanstan önce geldiği bir ülkenin en nadide vatandaşlarından birisin sende... hayat işte! o bakımdan diyeceğim odur ki; başımız toprak, sonumuz toprak. mühim olan çamurlaşmadan yaşamak
kim ne derse desin hayatı değerlendirirken doğu felsefesi gözlüğü ile bakmak gerekir düşüncesindeyim. ister islam ister, hint felsefesi olsun insanın kendi eksik ve kusurlarını gidererek iyi bir seviyeye kendini getirmesini anlatır. hayat bu bakımdan tekamüldür, gelişimdir, yoldur.

problemsiz insan, sorunsuz hayat olduğuna inanmıyorum. en mutlu görünen kişinin bile hayatında onlarca gündemi, gitmesi gereken bir yolu vardır. bu yolda duyguları dinlemek, olayları değerlendirmek, kendimize bakıp doğruyu yanlışı tartmak gerekir. düzelttikçe, geliştikçe ilerler, olgunlaşır ve yolun sonuna da geliriz.

inancım bunu yaparsak hayatımız güzelleşir yapmazsak cehennemi de bu dünyada yaşarız.
2017 yapımı sci-fi film
  • /
  • 3