insanın kendi olabilmesi

çok ünlü yazarlarımızdan birinin kitabında bir bölüme konu ediliyor "insanın kendi olabilmesi" anlatım oldukça çarpıcı. kendi gibi olmak ne zor dedirtiyor.
.......
askerliğimin ilk gününde silah arkadaşlarım benim öyle biri olduğuma karar verdiler diye, bütün askerliğimi ' en zor durumda şaka yapmaktan vazgeçmeyen biri' olarak geçirdiğimi hatırladım. vakit geçirmekten çok serin bir karanlıkta yalnız başına oturmak için gittiğim kötü filmlerin 'beş dakika ara'larında sigara içen işsiz güçsüz kalabalığın bakışlarından beni 'çok anlamlı işler yapmaya aday değerli bir genç' olarak gördüklerine karar verdiğim için 'çok anlamlı hatta ulvi düşüncelere boğulmuş bir dalgın' gibi davrandığımı hatırladım. bir askeri darbenin hazırlık planlarına ve iktidarı ele geçireceğimiz günlerin hayallerine gömüldüğümüz sıralarda, askeri darbe bir gecikir de, milletimin çektiği sıkıntılar daha da uzar korkusuyla, geceleri uyuyamayacak kadar milletini seven biriymiş gibi davrandığımı hatırladım. kimselere gözükmeden gittiğim randevu evlerinde, orospular öyle daha iyi davranıyorlar diye, yakın geçmişte başımdan korkunç ve umutsuz bir aşk macerası geçmiş bir umutsuz gibi yaptığımı hatırladım. kaldırım değiştirecek vaktim yoksa, polis karakollarının önünden iyi uslu bir vatandaş gibi gözükmeye çalışarak geçtiğimi hatırladım. sırf yılbaşı denilen o korkunç geceyi tek başıma geçirecek cesaretim olmadığı için gittiğim babaannemlerin evinde, herkese katılmak için tombala oynarken çok eğleniyormuş gibi yaptığımı hatırladım. hoşuma giden kadınların yanında kendim gibi olmayıp da onların hoşuna böylesi gider diye, kimine evlilikten, hayat mücadelesinden başka bir şey düşünmeyen biri gibi, kimine memleketin kurtuluşundan başka hiçbir şeye vakit ayırmayan kararlı biri gibi, kimine de ülkemizdeki yaygın duyarsızlıklardan ve anlayışsızlıktan bıkmış duygulu biri gibi, hatta bayağı bir deyişle 'gizli şair' gibi gözükmeye çalıştığımı hatırladım.....

uzun bir günün, hatta akşamın ardından insanın yalnız başına kalıp, kendi koltuğuna oturup kendisi olabilmesi, yıllar süren uzun ve maceralı bir yolculuktan sonra yolcunun kendi evine dönmesine benziyor.
birçoğuna göre hatta en önemlisi birçoğumuza göre zor bir durumdur. iş, sosyal, aile gibi çevrelerimizde olamadığımız durum. kendimden örnek vermek gerekirse resmen samimiyetsiz bir şekilde kendim gibi olamıyorum çoğu zaman, çoğu zaman hetero taklidi yapmaktan kendimden rahatsız oluyorum. artık insanların, sanki evde kalmışım hiç yüzüne bakılmaz biriymişim gibi sürekli birilerini bulup evlendirme çabaları yeminle kanımı emdi.

buna bir nevi rol diyip kalıba sokabiliriz bir çok kulp da takabiliriz, toplum baskısı, ataerkil toplum, dindar aile, geleneksel vırt zırt... fakat kendisi gibi olamayıp maske takıp kişiliğinin aksi kendini ortaya koyan insanlara ne demeli? gerçekten korkunç! bu insanlar hayatınızı tersten sikebilir, bu insanların kendisine hayrı yoktur ki sana olsun. kimisi fena taklit yapar anlayamazsın, anladığında yaşadığın şok her bir yerinden batar 95 defa dibe girip çıkarsın ve kan kaybından o bahsi geçen duyguların ölür, bir süre varlığını hissedemezsin. o kadar antremanlıdır ki bu insanlar zamanında kendilerine davranıldığı gibi davranırlar ve bunun farkında değillerdir.

o yüzden insanın kendi olabilmesi zor bir zanaattir. *tanrı ayı sözlük yazarlarını korusun
herkesleşmeden kendi olabilmek güzel tabi. en kötüsü de kişinin aslında olduğunu sandığı kişi olmaması.