istanbul görmemiş insan modeli

dikkatli davranması gereken bir modeldir. elini verirse kolunu kaptırabilir.
istanbullu olmadığı halde otu-boku bahane edip her fırsatta istanbul'a kaçan benim gibi bir bünyeden alacağı nasihat bir an önce gitmesi ve görmesi gerektiğidir. nihayetinde her canlı bir gün istanbul'u tadacaktır.
bu konuda benim sözlerim hayatında hiç istanbul'a gelmemiş olanlara yönelik değil daha çok;
istanbul'a göçmüş göçmesine ama aslında hiç gelememiş olanlaradır. şehirlerin efendisiyle ilgili hiç bir şeyi beğenmez etmez, devamlı eleştirirler.
özünde istanbul'lu kimliği taşımamaları, taşıyamamaları ve bundan dolayı yaşadıkları içsel eziklik yatar.
bence istanbul'a her yeni taşınana valilik vs tarafından bir "istanbul'da yaşam" kitapçığı dağıtılmalıdır.
nelere dikkat edilmelidir, yasak olan şeyler nelerdir, insanlara ve hayvanlara nasıl davranılır, park ve bahçelerin keyfi nasıl çıkarılır, bireye saygı ne demektir, metro, metrobüs kullanımı nasıldır, vapur hatları ile nasıl seyahat edilir ve daha bir dolu başlık eklenebilir.
tabi olay sırf kitapçık dağıtmakla bitmemelidir, açık lise, ehliyet gibi sınavlarda araya karışık istanbul'da yaşam soruları serpiştirilmelidir. gene yetmedi, afişlerle kampanyalar düzenlenebilir.
istanbul'u görmemişse hala bir kurtuluş umudu var demektir; hiç görmesindir, istanbul'u görmemişle olur.