kadın arkadaş

bir tane erkek ve bir sürü kadın arkadaşıma eşcinselim diye açıldım, bütün arkadaşlarım da çok iyi karşıladılar ve bana destek oldular ama kadın arkadaşlarımın bazılarıyla ilişkilerim boyut değiştirdi, çok daha yakınlaştık. benle bir sürü özel hayatlarından durumlarını, hislerini paylaştılar, ben de onlara kendi özel hayatımın detaylarını, yaşadığım ilişkileri, hislerimi, hayal kırıklıklarımı paylaştım ve tüm bu paylaşımlar bana acaip iyi geldi. her biri bir terapi niteliğinde o konuşmaların. kadın arkadaşlarım benle özellerini paylaşmaktan çok derin bir keyif ve fayda aldıklarını söylüyorlar, keza aynı şeyi ben de onlar için hissediyorum. erkek olan arkadaşımla aynı yakınlık artışı olmadı, gene aynıyız. ona artık özel hayatımı anlatabiliyorum rahatça, o güzel oldu tabii, ama kafayı yedirten bir değişiklik yok. ama kadın arkadaşlarıma bayılıyorum ve onlarla yaptığım her derin muhabbet sonrasında, iyi ki açılmışım diye tekrar tekrar şükrediyorum. yok böyle bir rahatlık. yaşasın kadın arkadaşlar. bir de onların sorunlarının detaylarına vakıf oldukça, heteroseksüel olunca da hayatın sorunsuz ve muhteşem mutluluklarla dolu olmadığını görüyorum ve bu da eşcinselliğimle ilgili yaşadığım sıkıntıları dünyanın merkezinde görmemi engelliyor, hatta bazen “iyi ki de eşcinselim de bu tip sorunlarla uğraşmıyorum hiç” demeye başladığım bile oldu, ki bu benim gibi eşcinsellik konusunda çok depresyon yaşamış biri için çok ciddi bir sıçrama. açılmak bir eşcinselin kendine yapabileceği en büyük iyilik bence.
solcu erkek arkadaşlardan sürekli duyulan bir tamlama. bir yandan özerk bir varlık gibi adının konması iyi hissettiriyor ve kadın kelimesi kullanılmış oluyor. diğer yandan erkek arkadaş gibi bir mantık olmadığından sözlerin marjinal kaldığı gibi bir his yaratıyor. bir de cinsiyet kimliği mevzusu var ki kafalar duman.