kırılmak

samimiyetin tozpembe sürdürdüğü ilişkilerin beklenmeyen bir hareket karşısında yapıbozumuna uğraması. hassas yanlarınızın incinmesi gibi düşünülse de sonuç olarak düpedüz aptalca bir durum. iyi niyetli bir kırılmada sözler devre dışı kaldığından derdinizi (kırılma gerekçeniz) hareketlerle anlatma çabası hüküm sürer. bu da anlaşılamamayla beraber daha çok kırılma sebebidir. niyeti bozduran kırılma ise kırık parçaların onarım çabasını karşı tarafa yükler; farkedilme adına bilinçli/bilinçsiz onu kırar. karşılıklı kırıklar can yakar. niyetsiz kırılmalarsa yıllara yayılan zaman diliminde ortadan ikiye ayrılmış bir siz yaratır; bir yanınız kırılırken diğer tarafınız kırıklarla beraber sarılmaya çalışır. ama bu bilinçsizce bir yaralama girişimidir; belki anlaşılma, belki derdi paylaşma adına.

insan galiba kırıklarla yaşamak zorunda; aksi taktirde geçmişe sünger çekerken gerçek bir an yakalayamayıp her şeyi silmek zorunda kalacaktır.
zaman içerisinde bir çok insana kırılırız. mesela gördüğümüz çifte standartttan, haksızlıklardan dolayı... * ama bunları düşmanlık, taraftarlık ve kin boyutuna gelmesi ve yaşanması korkunçtur!. herkes için farklı farklı uygulamalarda bulunmak bunu getirecek sebeplerden biri elbette. insanın inancını kaybetmesine yol açar. yandaş olan kepçeyle götürsün, düşman olan orakla biçilsin ve tarafsız olanda bertaraf edilsin gibi yaklaşımların sonucunda insanları kırmak kolaydır ama açıklamasını yapmak dahi zordur. kırılmanın sonucu kırmak, aşağılamak ve dahi yıkmak hatta yok etmek bir bahane olmamalıdır. belli yaptırımlar kırılmanın algısına ve boyutuna göre olacaktır elbette ama küçük düşürücü olmamalıdır. özelliklede kendimizi...

saygılarımla...

(bkz: kontrolsüz güç güç değildir)