kütüphane huzuru

ne zaman bir kütüphaneye girsem kafamdaki sis bulutları saklanacak yer arayıp yerini usulca huzura bırakıyor. bu kitapla alakalı bir huzur değil... öyle olsa aynı huzuru caddelerin en görkemli kitap dükkanlarında da bulmaz mıydık? fakat yok. bu kütüphaneye oluk oluk akan iyi enerjinin etkisi muhakkak. ince ruhlu, naif insanların ardında bıraktığı büyülü bir iz adeta.
başka insanların da tüm gün kapanıp envai çeşit sınavlara, dillere çalıştığını görmek insanı hem çalışmaya motive eder.

bir yandan da hala ilmin, bilginin, kalemin gücüne inanan bu amaçlar uğruna aylarını veren insanları görmek iyi hissettirir. tabi bir yandan da "ulan bu zavallı gençlerin geleceğini sikip attınız" minvalinde amcalar gibi küfür eder hayıflanırsınız içinizden.

ayrıca kütüphaneye sadece kitap okumaya gelen insanın bu çabasına pek anlam veremiyorum.
etrafınızdaki insanların çoğu araştırma yapıyor, ders çalışıyor, kitap okuyorsa motivasyonla birlikte hissedilen huzurdur. ama çevrenizde arkadaşıyla fısıldaşanlar, telefonu sessize değil de titreşime alanlar, mouse ve klavye tuşlarına hunharca basanlar varsa o huzur hissi yerini küçük çaplı bir sinir krizine bırakır
bazen çok tatlı tipler oluyor. onlara bakmaktan huzursuz oluyorum.
okuldaki kütüphanenin bir kokusu vardı.güzel bir kokuydu.yeni kitap kokusu yoksa yeni boya yapılmış oda kokusu muydu emin olamamıştım.