lost soul

bakıyoruz; neler yazabiliriz diye...

ilk girimi 2011 yılında ağustos ayının 14'ünde akşam 5'te yazmışım ayı sözlük'e.
o günün üzerinden 5 yıldan fazla vakit geçmiş.

zaman, pekâlâ, hiç de acımadan patır patır ilerliyor işte.

ben, yeri geldiğinde, gayet duygusal bir insan olabiliyorum sanırım.
gerçi, bazı zamanlar oluyor, dünyanın bütün dertleri omuzlarıma birikmiş gibi hissediyorum
sonra
bazı zamanlar oluyor, dünyanın en huzurlu insanı benmişim gibi hissediyorum.

biz insanlar, bu girift ruh hâllerinden uzaklaşamıyoruz içinde yaşıyor olduğumuz dünya, dünyaya geldiğimiz zaman, zamanı harcadığımız olaylar hasebiyle.

son dönemde hem sözlük içre, hem de içinde yaşıyor olduğumuz ülke içinde olan bitenler beni ziyadesiyle etkilemiş durumda. bu yüzdendir ki uzunca bir süre kendimi soyutlamak niyetindeyim bazı mecralardan.
sözlük de bu mecralardan bir tanesi.

ülkenin içinde bulunduğu ahval dahilinde akıl sağlığımı korumanın en iyi yolu olarak bunu görüyorum:
kendimi müziklere, kitaplara ve filmlere hibe edeceğim.
"insanlardan buz gibi soğudum." diyor cahit külebi,
vardır bi' bildiği.

şu 5 yıl boyunca güzel insanlarla konuştum, güzel insanlarla tanıştım, çirkin insanların yazdıklarını okudum, çirkin insanlardan uzak durdum.
hali hazırda peyderpey konuşuyor/mesajlaşıyor olduğum iki-üç kişi var.

hayatım boyunca, franz kafka ile akıl ve ağız birliği etmişçesine, çevremde hep birkaç insan oldu zaten.
ne demiş: "huzur mu istiyorsun? az eşya, az insan."
şu iki-üç kişi benim için 5 yıl 3 ayın getirisidir; yüreğime basmış, özümsemişim.
kâfidir benim için.

"insan ne için yaşar?"
peki,
"insan ne için yazar?"

ilk sorunun cevabı nezdimde değişmekle beraber,
ikinci sorunun cevabı benim için bellidir:
hayat gailelerimden bir tanesi dünyaya bir iz bırakabilmektir.

o yüzden girilerimi silmiyorum.
burada kalsınlar, okunsunlar.

ingeborg bachmann şöyle yazar pek güzel bir şiirinde*:
"hiçbir şey gelmeyecek bundan böyle."

kapanışı güzel bir müzikle yapayım.

"like little puffs of smoke
we're here and then we're gone"



ayı sözlük'e yolunda başarılar dilerim.
güzel günler görmek dileğiyle.


*bu arada,
olur a iletişime geçmek isteyen yazar ya da okurlar olabilir.
mail adresi şudur:
_________________
[email protected]
_________________
istediğiniz herhangi bir şey hakkında yazabilirsiniz.
okumaktan keyif alırım.

güzel günlere...
6 ay sonra görüşmek üzre.

eurovision 2012 başlığında (bkz:#52652) entrysiyle ibretlik bir paylaşıma imza atmış yazardır. gönlümde taht kurdun helal olsun hocam. *
vatani görevini yapmak üzere bu akşam yola çıkmış yoldaşımız ve yazarımızdır.
yolu açık olsun, işi-gücü rast gitsin!
güle güle gidip, güle güle dönmek nasip olsun!
gizemli karaoke performansındaki yüksek veriminden mütevellit kem gözlerin nazarına maruz kalan ve yatak döşek hasta olan yazar.* iyileşecek toplum olarak buna inanıyoruz.
"tiocfiadh ar la"
bobby sands'e ait olan bu sözü çok severim.
" bizim de günümüz gelecek" diyor. karanfilleşen, cenazesi doğduğu topraklara iade edilmeyen bir karanfilin de çok sevdiği bir sözmüş.
bizim lacivert ülkemiz neresi sence diye sormuşsun ya; bizim lacivert ülkemiz olsa olsa hüzündür.

günün ve karanfilin hakkı verilene dek öyle kalması muhtemel.
yine dinlediğim şarkıyı beğenmiş diye yüzümü güldüren yazar. müzikten, mizahtan iyi anlayan adam. kendisine iyi bakmasını dilediğim, bu sözlüğün değerlilerinden...
sohbet ederken keyif aldığım ince düşünceli ve pusulası vicdanı olan yazarlardan biri. hangi ortam( ortamdan kasıt sanal-reel) olursa olsun böyle insanlara (ki siyaset,şiir, müzik ve edebiyat konuşabileceğiniz insan sayısının azlığını düşünecek olursak) denk geldikçe çok seviniyorum gerçekten.
bir yerlerde iyi insanların var olduğu düşüncesi mutlu ediyor.

kıssadan hisse; hisli yazar.
dağlarına yedi
çarşılarına bir kez kar yağan doğu
durup beklemenin durup beklemekle devam ettiği günler
uyanınca da süren rüyalardan geldim ben buraya
diyelim fesleğen vardı
durup fesleğen çalıştım buralarda
diyelim fesleğen çalışmış kadar yoruldum ben dünyada
bil dedim
ilk kez ekmek ve gül geçecek yanımızdan
ilk kez ekmek ve gül geçecek adımızda
yalvarırım bizi dünyaya bulaştırma

(bkz: kalp)
niyeyse gece gece aklıma murathan mungan ın bizler için hala biryerlerde çalınan sis çanları var, belki bir gün buluşur diye aynı ormanda kaybolan çocuklar. dizelerini düşüren, takipçisi olduğum sözlük yazarı.
bazen sadece fotoğrafına bakmak için uğradığım profil. çünkü bazı sözler çok güzel.
açılan başlığın kendisine ait olduğunu tanıyabildiğim nadir yazarlardan.*
seni, entrylerini özleyecek çok kişiyiz. diyarbekire geldiğimde ki muhtemelen sen vegan olma yolunda epey yol kat etmiş olacaksın; beni ciğer yemeye götür.* geldiğimde terası güzel evin duruyorsa manzaraya karşı bir demlik çay ve bol sohbet. iyiki tanımışım sözlüğün hayatıma kazandırdığı güzel insan.. yolun hep açık olsun.
müzik zevki oldukça dikkat çekici yazar.
hangi şarkı ile ilgili birşeyler karalayayım desem, mutlaka ilgili entry'sine rastladığım güzel insan!
entrilerini özlediğim yazar tekrar gelmiş hoş gelmiş.müzik zevkimiz aynı radyoda da görmek isteriz senin gibi arkadaşları.*
ayı sözlük kitap fuarı zirvesi ne katılımıyla mutlu eden yazar. muazzam samimi ve içten bir gülümsemesi var. çekingen bir yapıya sahip olmasının dışında aslında bir o kadar sıcak kanlı. aldığı ingilizce eğitimlerinin ardından fuar alanında ingilizce eğitim broşürünün 6 kişi arasından ona uzatılması fuarın unutulmaz anlarındandı. fuar çıkışı eve dönmesi gerektiği için tam anlamıyla istediğim iletişimi kuramamış olmamız üzüldüğüm konulardan biri oldu. yeni zirve ve buluşmalarda bu açığı kapatmayı umuyorum. katılımın için teşekkür ederim.


bir arkadaşa bakıp çıkacaktım.*
sözlüğü açtığımda kendisini online görmediğim zamanlarda hafif bir burukluk yaşadığım yazar.
  • /
  • 3