öğretmene aşık olmak

lise dönemlerimde okul müdürüme vurulmuştum ben de. 45 yaşlarında, kısa boylu, ufak tefek bir şey ama mizacı çok sert biriydi. adam okulun kapısından girse, 4. kata kadar ahmet hoca (gerçek ismi değil) geldi diye yayılır, herkes sırasına geçer sessizce otururdu o kadar ki korkuyorlardı ondan. bir gün kavga ettim diye odasına çağırdı. niye yaptın niye ettin falan deyip beni bekletiyordu. araya başka işleri girdiği halde beni göndermeyip boş kalınca yine bana dönüyordu. hocalarımın isimlerini sorup, sınıf hocanı çağır dedi. sınıf hocama benim hakkımda sorular sordu. her neyse çıkış zili çaldığı için gönderdi beni.

o gün, gece boyunca aklımdan çıkmamaya başladı. bazen etkilendiğimi düşünüyordum bazen de böyle bir şey imkansız diyordum.adam tipim değildi çünkü. şu an gelse yine tipim değil ama bir şekilde kaptırmıştım kendimi.

ilk aşkım olmasına rağmen çoğu şeyin bilincindeydim. platonik aşktaki yanılgıları hesaba katarak bütün hareketlerini tartıyordum beynimde. yanılma ihtimalimi en yüksek derecede tuttuğum halde yine bana ilgisi olduğu kanaatine varıyordum. bana ilgisi olduguna dair aklımda kalan anılar şöyle:

- çok sert biri olduğu için milet onun yanında çok sessiz ve korku ile durduğu halde ve aynı şekilde millete kızıp bağırdığı halde ne ben ondan korkardım çok rahat bir şekilde muhhabet eder, ne de onun bana bağırıp kızdığını görmedim.

-bi keresinde koridorda karşılaştığımızda, gülümseyip yüzüme dokunur gibi hafiften tokat attı.

-istiklal marşı töreninde onca insan arasında gözlerini bana diktiğini farkederdim.

- okulda genelde odasında otururdu, dışarı pek çıkmazdı ve denk gelemiyorduk hiç. biz bununla görüşelim diye yaramazlık yapar hocanın beni ona şikayet etmesini sağlardım. bi gün arkadaşlarla beraber odasına çağrıldık. beni kenara çekip, biraz kendinden bahseder misin, neler yaparsın genelde gibi sorular sordu. diğerleriyle toplu halde konuşuyordu. işte klasik şeyler neden uslu durmuyorsunuz, hocalarınızı dinleyin derslerinizi çalışın tarzı şeyler. ve o gün bana bundan sonra bi hoca sana bir şey dedi mi yanıma gel ben bakarım icabına dedi. bu laftan sonra emin gibi olmaya başladım.

sonuç olarak bunun ötesine gidemedi.başta iyi hoş gidiyordu ama sonradan her şey rutine bağlandı. zaten bi dönem sonra da başka okula geçti. ondan sonra dershanedeki türkçe hocama vuruldum. onun karşılıklı olduğu inancındaydım hala da oyle olduğunu düşünüyorum. tabii biz her karşılıklı ilgiyi direk aşk olarak algılıyoruz ama karşı tarafın size kanı kaynamış olabilir, sempati duyuyor olabilir her şey olabilir. biz sadece istediğimiz sekilde yoruyoruz.