ön yargı

biz insanların ciddi anlamda sorunu olan bir durum.
ayrılıkların,darılmaların...
...hatta ve hatta ciddi konularda ölüme bile sebebiyetlik verebilecek davranış bozukluğu.

kargadan başka kuş,şişhaneden başka yokuş,kendimden başka delikanlı tanımam örneği ile
bu zihniyetli insanların nasıl,dediğim dedik çaldığım düdük olduklarını göstermek isterim.

biz iki ayaklı varlıklar...
yaşadığımız bu hayatı tekbaşımıza yaşamıyoruz,
unutmayınki etrafınızda birileri daha var.
birbirimizi anlayıp dinlemeden yada ne demek istenildiğinin farkına varılmadan kırmayalım birbirimizi.
hayatın gri renkleri o kadar çokki ön yargısız hiç birşey yapamıyoruz
mantıklı bir sebebi varsa kabul edilebilir. sebep yoksa önyargı mantıksız. aslında önyargısız yapamıyoruz lakin, keşke kalıplaşmış önyargılar anlamsızlaştığında kolayca yıkılabilse.
önyargı, düşünmenin, karar vermenin kaçınılmaz, vazgeçilmez bir evresi. ama noktası virgülü değişmeden, düşünmeden, sorgulamadan yargıya dönüştüğünde tam bir baş belası. milletçe (milletlerce) en sık yaptığımız davranış biçimlerinden birisi.
kırılması imkansıza yakın olan, insanların hayatını karartan hede.
yıkılması zor, yapılması çok kolay olan hede hüdedir.

hele gayler arasında ön yargı en derin şekillerde vardır. eşcinseller kendilerini sınıflara ayırılırlar ve türkiyedekiler kendilerini sikmek/sikilmek üstüne tanımlarlar. bu tanımlamaların dışında çok az insan vardır. aktif, pasiflik kurulan ön yargılar cehennemidir bu vatan.
atomu parçalamaktan daha zor olan bunu parçalamakmış beyler. ayık olun.
heryeni durum, ortam, kişi, olayla karşılaşma anında kapıda bırakılması gereken giysi.
gurur yapmaya gerek yoktur, saf ve şeffaf olarak bakmalı yaşadığımız her olay ve tanıştığımız her insana karşı.

(bkz: gurur ve ön yargı)
ön yargı öteki şahıs ve gruplara karşı hoşgörüsüz, haksız ve ayırımcı tutumlardır. dogmatik kanaatleri içerdiği için değiştirilmesi oldukça zordur. bireylerin ve toplumların ilişkisini bozan ön yargılar psikolojik, tarihsel, ekonomik, durumsal ve başka sosyo-kültürel faktörlerden kaynaklanabilmektedir. dindarlık önyargı ilişkisi karmaşıktır. dindarların ön yargılarını din ile değil, başka psiko sosyal motifler ile açıklanmak gerekmektedir.
bırakılması gereken kötü bir alışkanlık gibidir, sade ve sadece zarar verir.
ortak bir niteliği olan bir insan topluluğu hakkındaki düşünce kalıplarımızdır. bunlar, o topluluğa ait gerçek ve doğru kabul ettiğimiz bazı kalıp yargıların gelişmesine neden olur ve o gruba ait olduğunu düşündüğümüz kişileri tanımlamak için elimizdeki bu referansları kullanırız. ancak elbette ki bu referanslar o gruba dahil olan tüm kişilerin özelliklerini temsil etmez. olumlu da olsa olumsuz da olsa önyargı beslediğimiz grubu homojen bir bütünmüş gibi algılama eğiliminde olduğumuzdan, ayrı bireylerden oluştuğunu göz ardı ederiz ve farklılıklarını görmezden geliriz. böyle olunca da, eşcinseller, transseksüeller, ayılar gibi aslında homojen olmayan ama öyle algılanan grupların birer parçası oluruz. oysa hepimiz farklıyızdır, tek bir ortak noktamız olması bizi aynı yapmaz diye anlatılsa da anlaşılmaz. çünkü önyargıları kırmak çok ama çok zordur.
atomu parçalamaktan daha zor olan illet.
daha önceki olumsuz veya olumlu deneyimlere dayanarak oluşturulan bir bakış açısı veya yetiştiğimiz ortamda yıllarca egomuza doldurulan asıllı-asılsız düşünceler bütünüdür.
böyle davranan insanları önce karşıma alıp aslında durumun böyle olmaması ve beynini kullanması için gereken öğütleri verip ardından anlamadıklarını fark ettikten sonra, en keskininden bi' et bıçağı ile en az 50 yerini bıçaklayıp bu da yetmezmiş gibi en ağırından bi' balyoz ile önce hayalarına iki üç darbeden sonra bütün kemikleri kırılana kadar ezmek ve en sonunda beynini yerinden çıkarıp çöp kutusuna atarak kullanamadığı beynine yardım edip topluma büyük bir katkıda bulunmak istiyorum. hepsi bu.