sabah ezanı

sevgiden , ibadetten , dayanışmadan ve en önemlisi estetikten birinciliğe oynayan dini ritüeldir
sabah ezan sesine uyanıp dinlemek bana huzur veriyor. dinlemeyi de çok severim. o vakit o sokağın sessizliği güneşin doğma çabaları ve elimdeki sigara ile kahve birlikteliği en sevdiğim zamanlardan bi tanesidir
rahatsız olabilirsiniz herkesin sevmesi gibi bi durum yok ortamda ama homofobiklikten yakınıp da islamfobikliğe bayrak kaldırmak da bana tuhaf geliyor. her zaman derim sorun toplumdaki saygı eksikliği.
nar kabuğunu tarçınlı suda bi müddet bekletip sonra balla içerseniz vücudunuzdaki eksikliği giderirsiniz .
(bkz: komiklik yaptım )
(bkz: gülsenize lan )
iğneyi kendine çuvaldızı ele batıran gerçek müslümandır diye biliriz...
başkalarının rahatsız olduğunu beyan ettiği birşeyin rahatsız edici olmadığını ve saygı göstermek gerektiğini iddia etmek, çok mu saygıdeğer bir tutumdur acaba? dedirtir...
evdeki namazdan, mekkedeki hacdan veya bireysel oruçtan rahatsız olmak başka birşeydir. ona islamofobizm denilebilir.
ancak, islamiyetin kimliğiyle alakası olmayan gerçek bir gürültüye saygı beklemek de ayrı bir ironidir!!!

*
berekettir. eğer güzel okuyan bir imama denk gelmişseniz uykudan kalkıp oturur dinlersiniz ve ilahi duygulara kapılırsınız. sabah ezanında meleklerin herkesin rızkını dağıttığına inanılır, camınızı açıp şöyle bir o sakin havayı içinize çekin (mecazi anlamda rızkınızı alırmışçasına) ve huzurla uykunuza geri dönün.

-keşke saati biraz daha ileri saatlere alınsa
-keşke imamın sesi daha sevimli olsa, ürkütmese
olurda bir yaz sabahı sevgilinizin yanında yatarken bu sesle uyanırsanız yerinizden yavaşça kalkın ve pencereyi aralayıp bir süre serin yaz havasını içinize çekip sokağın sessizliğini dinleyin. sonra pencereyi bütünüyle aralık bırakarak yavaşça çarşafın altına sevgilinizin kollarına sokulun.
(bkz: seksten daha çok keyif veren anlar )

musluman degilim ama rahatsiz da olmuyorum. hatta seviyorum, tinisi hos geliyor. en azindan turkiye'de okunaninin. birlesik arap emirlikleri'ndeki muezzinler cok farkli okuyor mesela. hic buradaki gibi ezgili degil.
her duyduğumda içim ürperiyor. insanın içini ürperten bir sesi var. diğer vakitlerdeki ezanlardan bu şekilde etkilenmemekle birlikte sabah ezanlarından oldum olası korkmuşumdur. ne zaman onun sesine uyansam yalnız, boş ve depresif hissediyor; ölümü hatırlıyorum.
sabah sessizliğinde hem korku, hem huzur. aynı zamanda hüzün ve umut. geçici bir dine yakınlaşma hali, aciz hissetme durumu; es-salatu hayrun mine'n-nevm'in gizemli tınısı, belki güvenebileceğin bir varlığın olduguna inanma isteği. eğer uyanmıssam pencereyi açtırır gayrı ihtiyari, dinlerken hafif gözlerim dolabilir bile.
sabahın o vaktinde su lavaboya degil de süngere aksın, ses olmasın alt komşuya diye abdest alırken lavabo giderine sünger koyan annemi hatırlatır sonra, anneannemi hatırlatır, fakültede çizim masası başında sabahladığım geceler gelir aklıma.
ve hayat geçer.
inanan biri olarak ezan sisteminin doğru olmadığı kanaatindeyim. nasıl ki ateizm ya da herhangi bir ideolojinin kamusal alanda propagandasının yapılması doğru değilse inanmayan insanlar için de günde beş vakit ezan üzerinden propaganda yapılmasını doğru bulmuyorum. dini bir gereklilik var ise hoparlör sistemi kullanılmadan yapılması sanırım daha doğru olur. bunun dışında bu vatanı bize hediye edenlerin de ezan dinmesin, bayrak inmesin diyerek canı pahasına müdafaa eden insanlar olduğunu unutmamak gerek.
aşırı seks içeren rüyamın son bulmasına sebep olan şey. şu şeyin erteleme tuşu yok mu ya?
  • /
  • 2