salaklığın tarihi

6 Entry Daha
"adam tokalaşmak için elini uzatarak: 'ahmet...' dedi.
kadın: 'hayııır... esra!'
adam gülümsedi: 'ahmet ben'...
kadın: 'demin de bana dediniz. deli misiniz siz?! gidin başımdan.'
adam olduğu yere çöktü ve hıçkırarak ağlamaya başladı: 'normalim ben'

***

yaşlı adam bankta oturmuş güvercinleri yemliyordu. güvercinlerden biri yaşlı adama 'amca bak ne yapacağım şimdi' dedi ve havalandı. yaşlı adam ağzını açmış güvercini seyrediyordu. güvercin yaşlı adamın tepesinde iki takla attı ve pisledi yaşlı adamın üstüne. yaşlı adam: 'bana düzenli bir hayat yaz evladım, bu aksiyonlar yoruyor beni.' dedi..sonra güvercin ağlamaya başladı: 'normalim ben'... 'anlıyorum ızdırabını' dedi yaşlı adam.


***

kızılderili ve soluk benizli, nehirden geçiyorlardı.
soluk benizli, kızılderiliye sordu: 'yere kulağını dayayıp bakar mısınız acaba, bufalolar geçecekler mi?'
kızılderili: 'tabii...' dedi. az daha boğuluyordu. soluk soluğa kaldırdı başını ve soluk benizliye dönerek: 'senin betin benzin atmış.' soluk benizli özür diliyor ve hıçkıra hıçkıra ağlıyordu..: 'normalim ben'

***

adam güneşi göstererek 'sakın bakma! gözlerin bozulur.' dedi kadına.
kadın gülümsedi ve 'ne kadar incesin sen.. benim göz sağlığımı düşünüyorsun.' dedi.
sarıldılar... yazar ağlıyordu: 'normalim ben'...

***

bankta otururken yaşlı adamın yanına bir adam oturdu, 'merhaba' diyebildi yorgun bir şiveyle. elini uzattı ve 'osman benim ismim' dedi. 'peki efendim, memnunum' dedi yaşlı adam nazik bir tavırla. diğer adam gülümsedi. dişleri güneşte fazla kalmıştı galiba, bronzlaşmıştı. ve arasında çimenler çiçek açmıştı ya da maydonos yemişti, kim bilir...
'lanet olası osman' dedi bizim yaşlı adam diğer adama. 'lanet olsun bee' diye bağırıp durdu, durup bağırdı. 'osmaaaan' diye... 'lanet olsun' dedi ve osman'ı yumruklamaya başladı. osman, yaşlı adam kendisine vurdukça daha da coşuyor, daha bir güzel oluyordu hikaye.
'noluyor çocuğum, beni seslendirmişsin yine?' dedi yaşlı adam yazara.
'evet beyamca... canım sıkılıyor, aksiyon istiyorum' dedi yazar.
'amaan sende..' deyip çekti gitti yaşlı adam... peki neyi çekti gitti? hmmm, elbombasının pimini çekip gitti yaşlı adam. sonra yığğılıp ağladı: 'normalim ben'...


***

'ho ho ho' dedi noel baba...
'hadi be sende... ne oyuncağı! yara bandı var mı ondan haber ver. bak bombalanıyor her yer.' dedi küçük çocuk. sustu noel baba... ve hıçkırarak ağlamaya başladı: 'normalim ben'...

***

'gördün mü gökkuşağını... güneşi görünce nasıl da renkten renge girdi...' diye gülümsedi adam. kadın hüzünlendi ve
dudak büktü.
adam kaşlarını çatarak: 'dudak bükme... etim acıyor' dedi. sarıldılar... ayrılmaları gerekiyordu.

'neden çocum?'
'ayrılsınlar beyamca.'
'hasta mısın sen?'
'hayır. tecrübeliyim.'
'kötü tecrübe evlat, kötü tecrübe...'
'ya tamam bi sus amk, yazamıyorum.'
'afedersin çocum ama, skime yaaz, dşaama yazma... çok da umrumdaydı.'
'sktin ilhamı, yazasım kalmadı.
'güvercinler?... güvercinleri yazabilirsin.'
'güvercinlerini skiim, çık hikayemden.'
'hadi hadi... sen de beni yazmak istiyorsun aslında ama...'
'ama'?
'veya köte... ne fark eder. sen istedikten sonra...'
'la bistr git ya...'
'sen bilin...'


***

'yaşlı adam?'
'efendim?'
'ceplerime bakar mısın... gömleğimin üzerinde olacaktı.'
'aah evet... buradalar.'
'içinde bir akrep olacaktı.'
' neyin?'
'saatin.'
'aah evet.'
'kaçı gösteriyor?'
'0'
'aslında saatlerde sıfır bulunmaz.'
'hmmm... yani?'
'çünkü zaman sadece bir kere sıfırdan başlamıştır. daha fazla bilgi veremem, beni asarlar.'


***

öğretmen sınıfa girdi, büyük bir sessizlik koptu aniden. nasıl oluyorsa ...neyse, her neyse.
'merhaba arkadaşlar açın ellerinizi, cetvelle vuracağım...' dedi ve sonra olduğu yere çömbeld (ben uydurdum, çömeldi gibi bir eylem işte) ve ağlamaya başladı: 'normalim ben'...

***

adam son bir kez kadının gözlerine baktı. gözleri doldu. bir ses, sadece bir ses, bir kelime dökülseydi kadının dudaklarından.. yeterdi.
kadın tam adama güzel bir şeyler söyleyecekti ki, yazar mani oldu.

'ne şerefsiz insansın sen evladım!'
'insan mıyım be... hadi sarılıp ağlayalım.'

adam yavaşça arkasını dönüp çıktı hikayeden. yazar gözlerini kadına belertti.(ahahaha şık) gölge gibi sessizce yaklaştı,
kadının omuzlarına ellerini koydu.

'koydu itici.'
'bıraktı?'
'eh.. daha sempatik.'

***

yaşlı adam denizin kenarına gitti utana sıkıla. yanakları al al olmuştu. tatlı bir tebessümle yavaşça
fermuarı aralayıp suya işemeye başladı.
'niye böyle yapıyorsun bana anlamış değilim.'
'seviyorum seni, anlamıyor musun.'
bir kaç saniye sonra su fokurdamaya başladı ve bir denizkızı çıktı su yüzüne..
'bu denizkızı benim mi yoksa evladım?'
'hayır denizanası senin... bu deniz kızı benim. bekler misin iki dakika.'

***

'yalnızlık...' diye bağırdı son mohikan.
'hadi oğlum
git, tut onu paçasından
sürüye sürüye bana getir

ahahahaha'

***

'ne iş yapıyorsunuz' dedi alımlı kadın.
yakışıklı bey: 'efenim ben kiralık katilim' dedi. gülüştüler... kahkahalar yükseldikçe yükseldi... ikisi de gülüşme krizine girmişlerdi. kahkahalar yerini kahkahaya bıraktı. adam güle güle kalktı masadan, kadın da gülmekten öldü. yan masaya yöneldi adam. masadaki bey: 'ne iş yapıyorsunuz?' dedi. adam: 'kiralık katilim.' gülüştüler... bir çift kahkaha patladı, kahkahalar yerini kahkahaya bıraktı. adam güle güle ayrıldı masadan.

***

yaşlı adam bağıra çağıra uyandı. ama nasıl uyanmak... 'yeter be' diye bağırıyor, ortalığı kırıp geçiriyordu. ağzından takma dişlerini çıkarıp duvara fırlattı. gözlüğünü yere atıp ayaklarıyla ezdi. piposunu kırdı. çukulata kokulu tütünlerini de saçtı etrafa. havaya yükselerek duvara bir uçan tekme fırlattı.
'aman evladım bir tarafımı kıracağım, sakin yaz olur mu...''
hmmmm, peki.
yaşlı adam ağır ağır gözlerini araladı. 'yeter be!' diye haykırdı.. 'yine mi aynı tavan'... sırt üstü yatmaktan bıktım be!... lanet olsun yahu...' dedi.

***

açın kapıyı, polis! sizi tevkif edeceğim.
ama böyle söylerseniz açmam kapıyı. lütfen...
açmazsanız kapıyı kıracağız
pencereden kaçarım o zaman? : )
....
gümüş mü bu kelepçeler peki?"
3 Entry Daha