salaklığın tarihi

7 Entry Daha
kadın nezle oluyor. gözler sis, ses çatallı, burun ıslak, boğaz kuru, kalp temiz. uykudaki hormonlar salgılansın diye uyuması gerek. uykunun yaptığı en iyi şey beyinde bastığı "mute" tuşu, bu asosyalizmin aç meyveleriyle aramızda ki bi paravan! diyor. kafa tası yastıktayken. johnny bravo'lar sizi diyor. derken uyuyamıyor. ruhhas tası. delinin biri uçuruma aşık oluyor, uçurum dağın tepesinde. dağa tırmanmak için taşları oya oya merdiven yapıyor. ömrünü veriyor bu işe. sonunda uçuruma geliyor. uçurumla kavuşunca çok mutlu oluyor, öyle mutlu oluyor ki... ''işte aşk!'' diyerek sevinçle ağlaşırken gözü aşağı ba.. kayıp düşüyor. ah bahsetmedi tabii hiç, okuldan yeni çıkmış bir kız "ben evleniyorum yeaa" diye çığlık atıyor. öyle bi dönem oluyor erken yaşlarda. son dakikalarda nabıyorum ben diyip vazgeçecekken, hah işte tam o dakikalar tam başlayacakken, bi kaza oluyor ve: "evlendim ben". sonrası facia tabii. bir tepenin en tepesinde üç adam peyote çiğniyor. önünde uzanan kuş uçmaz, kervan geçmez bir yol. biraz daha peyote çiğniyorlar. sonra arabalar geçiyor, trafik sıkışıyor, kaza oluyor filan. kollarını iki yana açmış bir ambülans bağırarak ve çırılçıplak oraya gelirken, polisler toma'dan su içiyor. derken o curcunanın ortasına güm diye bir uçak çakılıyor. küller küllere...
2 Entry Daha