sen hiç ateş böceği gördün mü

her sahnesi ayrı bir güzeldir bu oyunun
ağlamayı bilmeyenin gülmesinden bir bok olmaz sözünü oturturken,cuk sesini duyuyor insan.

gülserenin ilkokul sahnesi,gülsereni istemeye gelenlerin ve gülserenin babasını kaybettikten sonra tanrı ile konuşma sahneleri akla derin izler bırakan sahnelerdendir

- anladım
- sanmıyorum, anlasaydın yalnızlık çekerdin
bazı geceler izlediğim,bazı sahnelerine hüngür hüngür ağladığım oyundur...

muhabir:anladım...
gülseren: sanmıyorum,anlasaydın yalnızlık çekerdin....
-hem faşist değil ki,kekeme ya o adam!.. <br>+faşistlerde seri konuşma şartı aranmıyor annee!
-sonra,benim yaşıma gelince o fotoğraf albümü bir mezarlığa dönüşür...
kesinlikle izlenmesi gerektiğini düşündüğüm, güldürürken ağlatıp psikoya bağlatan, demet akbağ ve yılmaz erdoğanın neden ve nasıl bu kadar büyük tiyatrocular olduğunu bir kere daha gösterdiği mükemmel ötesi oyun.
- sen hiç ateşböceği gördün mü?
- hayır, görmedim.
- göremezsin, göstermiyorlar ki. herkes de göremez zaten. edison doğayı yendi, hem de kendi sahasında; biz o ara yoğunduk, ediz hun'un filmlerini seyrediyorduk.
- anlamadım?!
- kıymetini bil; anlasaydın yalnızlık çekerdin.

c/p yaptığımı saklamayacağım tabi ki. ama bu oyunu o kadar seviyorum ki... geçenlerde ofiste aklıma esti ve internette bulup açtım. browserı aşağı kaydırdım ve bir yandan çalışıp bir yandan dinledim. oyunculukları gözümde canlandırmakla yetindim. yılmaz erdoğan'ın yazarlığı gerçekten mükemmel.
yılmaz erdoğan ın yazıp yönettiği, çok istememe rağmen bkm oyuncularını bkm de değil televizyonda izlediğim eserdir.
teknolojinin hayatımıza girmesi ile birlikte 90lı yıllarda başlayan insan ilişkilerindeki yozlaşmayı ana karakter gülseren'in doğumundan akıl hastanesine düşene kadar inceleyen ve olayları espirili bir dille anlatırken bir yandan da ters köşe yapıp aşırı duygulandıran yılmaz erdoğan'ın yazıp yönettiği tiyatro oyunudur. izlediğim en iyi oyunlar içerisindedir ve aşırı kaliteli espriler barındırmaktadır.
aynı anda hem güldüren hem ağlatan göndermeleri ile sadece kendi dönemine değil günümüzde ki birçok noktaya da parmak basan ve tabiki demet akbağ'ın yeteneklerini gözler önüne seren tiyatro oyunudur.
ilk yılında orijinal kadrosuyla izleme şansım olan ve kulisine giderek oyuncularla konuşabildiğim yılmaz erdoğan başyapıtı, komediye yedirilmiş dram, hüzne yedirilmiş kahkaha, bzim sizin gibi insanların yaşayabileceği hayatlar, samimiyet... serhat özcan (nam-ı diğer tirbüşon) arkadaşımın dayısı, onun sayesinde izleyebildim.
muhteşem muhteşem muhteşem bir yapıt.
izledikten sonra ateş böceği görmeyi ne çok arzulamıştım. efsane ötesi bir senaryo. demet akbağ veya ecem erkek versiyonu, ger ikiside bir birinden özel ve muazzam.
en son yeni verisyonunu izleyince tekrar izlemeliyim demiştim. buralarda da epey yazıp ettiler güzel diye. sonra izlemedim. yine izlerim diyorum bugün ama emin de değilim. bellki de yarın öbür güne bırakılmış güzel bir şeylerin kalması mutlu ediyordur beni.
belki de tırt bir insanımdır

(bkz:tırt bir insan mısın)
*