sıra arkadaşı

gerçekten çok ilginç bir rol ve çok öğretici bir ilişkidir sıra arkadaşlığı.
sırf bu nedenle bile, örgün eğitim sisteminin, çocukların birey olmasını ve sosyalleşmesini sağladığı ileri sürülebilir.

ilk yaşadığımız bir tür evlilik gibidir.
beraberce geçirilen o saatler, haftalar ve hatta yıllar, ciddi bir bağ oluşturur aramızda.
ilk aşkımızı ve ilk büyük düşmanlıkları da, o ilişkide öğrenme ve deneme şansı yakalarız.
bu nedenle, çok yaşasın tüm sıra arkadaşlarımız!
aslında sıra arkadaşı kavramının biraz abartıldığını düşünüyorum. birinci sınıfta ya da yeni başladığınız bir okulda olduğunuzu farz edin. sınıfa girer, boş sıra yoksa tek başına oturan birinin yanına çökersiniz. tanıyıp bildiğiniz, bile isteye seçtiğiniz biri değildir yani. zaman içinde bu evet, çok güzel bir arkadaşlığa da evrilebilir, mecburen sürdürülen bir evliliğe de benzeyebilir. hele mesela iki sıra önünüzde, arkanızda ya da çaprazınızda oturan bir çocuğun aslında nasıl da kafa dengi bir velet olduğunu fark etmiş ve fakat onunla sıra arkadaşı olma fırsatını kaçırmışsanız...

zorunlu açıklama:
1. bizim okul biraz katıydı, oturduğunuz yeri ve sıra arkadaşınızı değiştirmenize pek kolay izin vermezlerdi.
2. çok mu belli ediyorum bilmiyorum ama sıra arkadaşlarımdan pek memnun olmadım.
3. aslında ben hep tek oturmayı istemişimdir. iki kişilik sıraya yayılacaksın.. oh, mis.
okul yıllarında, en yakın olduğunuz arkadaşınızdan biridir. sürekli sohbet edersiniz falan. yalnız, benim 7. sınıftan sonra kimse yanıma oturmamaya başlamıştı. lise'de sıra arkadaşım yoktu. 4 yılın 4'ünde de kimse yanıma oturmadı. hep dersi tek dinliyordum, yayılıyordum iki kişilik sıraya. niye oturmadılar acaba?*