babam arkadaşıyla bir defasında balık tutmaya gitmiş, eli boş dönüp bize "pantolon balığı tuttuk" demişti. 7-8 yaşındaki dünyadan habersiz salak ben de akşam misafirliğe gelen komşulara "babamlar da bugün balığa gitti, pantolon balığı tutup dönmüşler" diye anlatmıştım... :p
aynı gerekçeyle daha önce idam edilen iki çocuğun yaşları 18 ve 16 imiş. şimdi 14 yaşındaki bir melek gitti... böyle böyle kundaktakine kadar iner bu kahrolasıca yobazlar... :'(
aslında sıra arkadaşı kavramının biraz abartıldığını düşünüyorum. birinci sınıfta ya da yeni başladığınız bir okulda olduğunuzu farz edin. sınıfa girer, boş sıra yoksa tek başına oturan birinin yanına çökersiniz. tanıyıp bildiğiniz, bile isteye seçtiğiniz biri değildir yani. zaman içinde bu evet, çok güzel bir arkadaşlığa da evrilebilir, mecburen sürdürülen bir evliliğe de benzeyebilir. hele mesela iki sıra önünüzde, arkanızda ya da çaprazınızda oturan bir çocuğun aslında nasıl da kafa dengi bir velet olduğunu fark etmiş ve fakat onunla sıra arkadaşı olma fırsatını kaçırmışsanız...
zorunlu açıklama:
1. bizim okul biraz katıydı, oturduğunuz yeri ve sıra arkadaşınızı değiştirmenize pek kolay izin vermezlerdi.
2. çok mu belli ediyorum bilmiyorum ama sıra arkadaşlarımdan pek memnun olmadım.
3. aslında ben hep tek oturmayı istemişimdir. iki kişilik sıraya yayılacaksın.. oh, mis.
anası olsam evlatlıktan reddeder, çocuğu olsam soybağının reddi hakkımı kullanır, eşi olsam boşar, bir daha da suratına bakmazdım... şimdi de bakılacak gibi değil ya..(not: mesele erdoğan falan da değil bu arada)
"bir kadın için yakışıksız davranışlar" ifadesine fena halde takık vaziyetteyim. yakışıksız davranış, yakışıksız davranıştır, kadına göre'si, erkeğe göre'si yoktur. önce oradan başlamalı...
aslında sıra arkadaşı kavramının biraz abartıldığını düşünüyorum. birinci sınıfta ya da yeni başladığınız bir okulda olduğunuzu farz edin. sınıfa girer, boş sıra yoksa tek başına oturan birinin yanına çökersiniz. tanıyıp bildiğiniz, bile isteye seçtiğiniz biri değildir yani. zaman içinde bu evet, çok güzel bir arkadaşlığa da evrilebilir, mecburen sürdürülen bir evliliğe de benzeyebilir. hele mesela iki sıra önünüzde, arkanızda ya da çaprazınızda oturan bir çocuğun aslında nasıl da kafa dengi bir velet olduğunu fark etmiş ve fakat onunla sıra arkadaşı olma fırsatını kaçırmışsanız...
zorunlu açıklama:
1. bizim okul biraz katıydı, oturduğunuz yeri ve sıra arkadaşınızı değiştirmenize pek kolay izin vermezlerdi.
2. çok mu belli ediyorum bilmiyorum ama sıra arkadaşlarımdan pek memnun olmadım.
3. aslında ben hep tek oturmayı istemişimdir. iki kişilik sıraya yayılacaksın.. oh, mis.