sözlükçülerin nick hikayeleri

  • /
  • 7
"bana haplo derler.
adım tek, yalnız anlamına gelir. bu isim bana ebeveynlerim tarafından bir tür kehanet gibi verilmişti,
..............
öğrendiklerim karşısında hayretler içinde kaldım. keşiflerim yaşamımı değiştirdi -daha iyi yönde değil. yola çıktığım zaman, tüm yanıtları biliyordum. şimdi yalnızca sorular var kafamda."

diye yazmış margaret weis ve tracy hickman.
hypnogaja'dan here comes the rain again şarkısını dinlediğim an türettiğim bir nick olmuştur.
günümüzde yalama olmuş olsa da halen aşkın sembolü.
önceki üyeliklerimde araştırdığım mitolojik tanrı isimlerinden aklıma en kaykılan tanrı adıdır.
merlin dizisinin hayranı olaraktan çoğu yerde kullandığım nick genelde merlin i denerim o olmazsa bu olur
aslında çok basit biraz çocukça. okunuşu berabere. o kadar basit.
artık nasıl bir haleti ruhiye içerisindeysem bu rumuzu seçtim. sözlüğe ilk üye olduğum zamanlarda madem böyle bir rumuz seçtim, hakkını da vermem gerek diyerek hey gidi hey dedirten giriler girmiştim. 90lar tematiği bile kasmıştım bir gece. bu sebepten bir çok kişi beni ihtiyarın teki zannetti ya, hiç girmeyeyim oraya.
bozo snn . aslında bozo bear olacaktı da yanlış oldu. boz ayı.
star wars serisini bilmem kaçıncı kere izlediğim bir günün sabahında müge anlıyla tatlı sert programında ekrana 'dıırşşş' trajedi diye yazı gelmişti. kendi kendime ' ihihihihi travesti ceday ihihihihi ne kadar komik' diye aptal aptal gülmüştüm. zaten sözlüğü okuduğum bir dönemdi. cesaretimi toplayıp bu rumuzla hesabımı açtım. iyi de yapmışım.
kızlarla dolu bir sülalede tek erkek olunca * ismim kısaca pipiydi. küçük pipi, pipican, pipicik, aptal pipi, pipili börek ... neden başına yorgun koymuşum o anki ruh halimle. ne bileyim işte. çoğu kişi sikişmekten yorgun düştüğümü düşünebilir, ama değil, benimkisi daha çok miskinlik. kış uykusu bende kronik işte. içimde 100 yaşında bir amca yaşıyor. o yüzden yorgun pipi.
o meşhur tekerlemenin ürünüdür. * * ayrıca sonu ayı ile bitiyor. daha ne olsun. *
sürekli beni anlatacak, benimle özdeşleşecek bir rumuz arıyordum. bugüne kadar kullandıklarım asla tam olarak içime sinmiyordu. fransızca ve yunanca'ya ilgim olduğu için o dillerden kelimeleri incelerken birden yunanca olan εύθυμος (eftimos) kelimesini buldum. bunu yazmak zor olacağı için ingilizce telaffuz edilişi olan eythymos kelimesinde karar kıldım. türkçe olarak ise eftimos olarak okunuyor ve neşeli, şen, içten, şakacı, güleryüzlü, zevk ve sefahat düşkünü ve gay.
küçükken kaç kere izlediğimi hatırlamadığım ve hala oturup izlediğim, küçükken üzerinde çok düşünmesem de şimdilerde felsefesini de anlamaya başladığım, sevdiğim filmlerden biri. çoğu yerde de bu nicki kullanırım alınmamışsa şayet.
nickim, henüz 5 yaşında iken yüzmeyi öğrenmiş, 9 yaşına geldiğinde ise gitar çalmaya başlamıştı. ailecek takip ediyoruz kendisini..
özetle: bi hikayesi yok.
hiçbir zaman birisi (somebody) olmaya çalışmadığımdan olsa gerek
nick bulmayı beceremedim, mecburen adımı kullandım!
ruhumun kişilik analiz sonucu.
  • /
  • 7