telefon kaybetmek

insanı çileden çileye sokan durum. geçen başıma geldi, arkadaşımın antrenörlük yaptığı salona gittim tabi rahat durur muyum öğrencileriyle basketbol oynamaya başladım. sonra sen al başını çık git. salon kapandı, herkes evlerine dağıldı. eve bir geldim telefon yok. telefon listesine mi yanarsın, o günler içinde katılacağın etkinlikler sebebiyle ulaşman gerekenlere mi? sim kartlarına mı yanarsın, içindeki erotizm cümlecikli mesajlara birinin ulaşabileceği korkusuna mı? bir koşturma bir telaş. tabi kimsenin telefon numarası da aklında yok. çıldırma modu resmen. nesyeki arkadaşımdan şirkete, şirketten ev telefonuna haber geldi, "telefonun bende şurada seni bekliyorum gel al" o anki mutluluk paha biçilemezdi. şimdi artık telefonuma daha bir özenle sahip çıkıyorum.
2 defa yaşadığım olaydır. birini evde kaybettim ve 4 yıldır hala ortaya çıkmışlığı yok. * daha sonrakini dolmuşta ya kaybettim, ya çaldırdım. ama sanırsam çaldırdığına dahi bir sürü belge, onay gerekliymiş ve en önemlisi de düzgün bir dille ispat edilmesi lazımmış. durum böyle olunca ben de vazcaydım ve şu anki telefonuma gözüm gibi bakıyorum. * *
korktuğum bir durum olduğu için oturduğum bir yerden kalkarken, toplu taşımadan inerken vs. sürekli cebimi kontrol etmeme sebep durumdur.
sildiğin numaralardan birisinin arayıpta, siz kimsiniz yha çektikten sonra, tanımadın mı beni? sorusu üzerine uydurulabilecek en makul yalan olabilir...