türkçede kullanılan ingilizce kelimeler

burada bahsedilen kelimeler "wall'una yazdım cevap vermedi" cümlesinde olduğu gibi, cümlelere serpiştirilmiş ingilizce kelimeler değildir. yani o an türkçe'si akla gelmeyen kelimeyi ingilizce kullanmak ya da teknoloji alanında henüz türkçe'de karşılığı bulunmayan kelimeler kullanmaktan bahsetmiyorum. düpedüz ingilizce bir kelimeyi türkçe fonetiğe uydurarak söylemekten bahsediyorum ki bence ingilizce kelimeler kullanmaktan daha rahatsız edici ve iticidir.
(bkz: dezenformasyon)
(bkz: deklare etmek)
(bkz: egzajere etmek) *
zaman zaman'ın düzeltmesi üzerine edit: ben de araştırdım bu kelimeler fransızca'dan gelmiş. ingilizce'ye de türkçe'ye de fransızca'dan geçmiş haliyle. ancak ingilizler bu kelimeleri kendi dillerini oluştururken almışlardır. yani yıllar yıllar öncesinde ingilizce'de zaten 'declare'e karşılık olabilecek kelimeler varken almamışlardır. halbuki bizim dilimize geçmesi tamamen gereksizdir. tabii az önce söylediklerim de kesin bilgi değil tahmin, etimolog değilim.
günlük hayatımızda hep kullandığımız kelimeler de olabiliyor bazen.

(bkz: televizyon)
(bkz: video)
(bkz: walkman)
(bkz: discman)
(bkz: dvd)

(bkz: stüdyo)
(bkz: arena)
(bkz: stadyum)
(bkz: spiker)
(bkz: tribün)
fransızcadan türkçeye geçmiş bir grup kelimenin, ingilizce kökenli olduğunun zannedildiğini anladığımız başlıktır.
bir de ''irrite oldum'' derler ya, işte o an yüzlerini gömçürtmek gelir yüreğimden.
"okey" hatta bazı conconlar "ayhhh şuan çok badsin (beedsınnn)" der .
lider, elemine etmek, boykot, linç, ciklet, gay, islim, kek, gol, market, şut, sperm, çarliston (biber), bot vs vs
okazyon
like etmek
inspirasyon
aforde etmek

baya bi zorlama ama şık örnek olarak;
sen beni handle edemiyorsun ejder..
xx adli kişiyi ''followladım'', ''ay hülya retweet yaptı''