uluslararası türkçe olimpiyatları

uluslararası türkçe olimpiyatları veya eski adıyla yabancılar için türkçe yarışması, ilki 2003 yılında yapılan ve tüm dünyadan öğrenci ve öğretmen alanlarında katılımcıları bulunan yarışma. ana dili türkçe olan ve olmayanlar için farklı yarışma kategorileri bulunmaktadır. katılımcı öğrenci ve ülke sayısı her geçen yıl artmaktadır. yıllara göre katılımcı ülke sayısı;

(2003) 1. uluslararası türkçe olimpiyatları’na 17 ülke katılmıştır.
(2004) 2. uluslararası türkçe olimpiyatları’na 24 ülke katılmıştır.
(2005) 3. uluslararası türkçe olimpiyatları’na 41 ülke katılmıştır.
(2006) 4. uluslararası türkçe olimpiyatları’na 83 ülke katılmıştır.
(2007) 5. uluslararası türkçe olimpiyatları’na 100 ülke katılmıştır.
(2008) 6. uluslararası türkçe olimpiyatları’na 110 ülke katılmıştır.
(2009) 7. uluslararası türkçe olimpiyatları’na 115 ülke katılmıştır.
(2010) 8. uluslararası türkçe olimpiyatları’na 120 ülke katılmıştır.
(2011) 9. uluslararası türkçe olimpiyatları’na 130 ülke katılmıştır.
(2012) 10. uluslararası türkçe olimpiyatları’na 135 ülkenin katılması beklenmektedir.

uluslararası türkçe olimpiyatları bir final niteliğindedir. finale kadar birçok aşamadan geçilmektedir. öğrenciler, sınıf ve okul seçmelerinden sonra ülkelerindeki veya bölgelerindeki "türkçe olimpiyatları" seçmelerinden geçerek bu olimpiyatlara katılmaya hak kazanmaktadırlar. bir eğitim yılı boyunca olimpiyatlara yaklaşık 10.000 öğrencinin hazırlandığı düşünülmektedir.

türkiye’deki finallere katılmaya hak kazanan öğrenciler, ülkelerini türkçe olarak tanıtan stantlar hazırlayıp ülkesini tanıtmakta ve kültürlerin kaynaşmasına katkıda bulunmaktadırlar. geleneksel bir keyfiyet kazanan olimpiyatların ödül töreninde her yıl, türk diline ve kültürüne hizmet eden devlet büyüklerine, siyaset adamlarına, basın yayın, eğitim ve sanat camiası mensuplarına özel hizmet ödülleri verilmektedir.

not: alıntıdır. *
benim yazabileceğimden daha iyisini ifade etmiş arkadaşımın sözleriyle:***

--- spoiler ---

türkçe olimpiyatları zırvalığı nedir? sumatru, çad ve zambiya gibi ülkelerden getirilip, çayda çıra oynattırılan 8-9 yaşında çocuklar karşısında tam olarak ne hissetmemiz lazım? göğüs kabarması mı? kendi insanına dahi istihdam ve refah sağlayamayan bir ülkenin, hiçbir uluslararası geçerliliği olmayan dilinde, artık söylenmeyen türküler ezberletilmiş küçücük çocuklar karşısında şahsen ben yabancılaşmayım yabancılaşmayım dedim, yine tek hissedebildiğim yabancılaşmak oldu.

--- spoiler ---
bu yıl türkmenistan ın kazandığı yarışma.
gana ile kıran kırana rekabette olan nijer, bu sene de başarı sağlayamayınca halk hükümete karşı isyan başlatmış.

http://www.zaytung.com/haberdetay.asp?newsid=178761

(bkz: üçüncü dünya savaşının nedenleri)*
dakika başı amerika diyarlarındaki büyük insan, harikulade varlık, dünyaüstü kişilik, melek üstü melek bey'e saygı duruşlarının yapıldığı; selamlar, mum kokulu öpücükler yollandığı organizasyondur bir de. canım ya. teletabisler sizi.
bir fethullah gülen ve nur talebeleri icraatıdır. gelen çocuklar da muhtemelen yurt dışındaki nur okullarının öğrencileridir. açıkçası sırf nurcular düzenliyor diye organizasyona bok atacak değilim. sadece türkçenin bir dünya dili olamadığını ve bunun için 39 fırın daha ekmek yemek gerektiğini yüzüme çarpıyor bu organizasyon.
dün akşamki kapanış programında rte'nin organizasyon sahibi fethullah güleni türkiyeye dönmeye çağırdığı olimpiyattır. *

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/20764557.asp
aman allahaşkına ne olimpiyatı yahu? daha kendi ülkende 12 yıl öğretim verip, ana dili türkçe olan çocuklara doğru düzgün okuma yazmayı öğretebildin de 3. dünya ülkelerinin çocuklarına öğretmek eksik kaldı. her boku geriden takip ettiğimiz için kültürel emperyalizm yarışını da dünya çoktan bitirmişken yakalamaya çalışıyoruz. aman eksik kalmayalım tabii.

tabii güzel durumlara da vesile oluyor. her fırsatta fetoya düşman kesilen, laf geçirenler, söz konusu milli hassasiyetler olunca*birden methiyeler düzmeye başlıyorlar. eee! tabiki, birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde hep birlikte hamaset seksimizi icra etmek vatan borcudur. ha ne demiştiniz: feto mu? şu olimpiyatlar geçsin de yine saydırmaya devam ederiz canım bir şey olmaz.* ***
olimpiyatlarda o kadar kötüyüz ki; türkçe olimpiyatlarını bile yabancılar kazanıyor.
(bkz: yaran facebook iletileri )
cemaat okulları sene sonu müsameresi, devlet görevlilerinin ağlamaları eşliğinde cemaat propagandası.
her sene fetullah gülen ve cemaati'nin ne kadar nüfuslu, ne kadar güçlü olduğunun altını çizmek için düzenlenen müsameredir. kutlu doğum haftası 19 mayıs'a, 23 nisan türkçe olimpiyatları'na itelendi... kemalizm'in kendi gücünün altını çizmek için stadyum tipi gösteriler düzenlemesiyle dalga geçenler nedense bu tür pespayelikler konusunda sessizler. türkiye'de demokrasiden anlaşılan şey kendi fikri cumhriyetini kurmak, diğerlerini yoketmekten ibaret... bakalım bu sene hangi afrikalı çocuk ankara'nın bağlarını söyleyecek ve biz de bülent arınç'la birlikte ağlayacağız?

ps: ankara'nın bağları türküsü zinhar olmaz. sözlerinde sarhoş oldum lafı geçiyor... ayranla değiştirsinler...
"türkçe" ve "olimpiyat" kelimesinin yan yana oluşu neye hizmet ettikleri konusunda şaşırtmak için yapılan bir oyun gibidir.
kabul edilir ya da edilmez ama ben şunu anlamakta zorlanıyorum. bir insanı kendi dilinden koparır gibi "türkçe" öğretmeye çalışmak, bununla gururlanmak çok da fifi *.
bununla birlikte "olimpiyat" değil de neden "yarışma" dememişler ciddi anlamda merak ediyorum.
yarışmaya katılan çocukları teker teker öpüp koklarım bağrıma basarım ama o çocukların bile duygularıyla oynandığını düşünmekteyim ve bununla birlikte hükümetten ve onun tayfalarından nefret etmekteyim.
çünkü asıl özgürlük, asıl müslümanlık kula kul olmamaktır. farklı düşüncelere ve yaşantılara da aynı hakları sunmaktır. ama bu hükümetle biraz zor. *
aynı dili bilince bir bok olmuyor.
an itibarıyla prova mı yoksa gerçekten gösterinin mi yapıldığına anlam veremediğimiz, mahallecek stadtan gelen gümbür gümbür horon havası, türküler, çığırıntılarla yataklarımızda hop oturup hop kalktığımız, resmen zorla dahil edildiğimiz etkinlik. anfiler iyi onu anladık be kardeşim saate bakın. aramızda 600-700 mt olmasına rağmen şu an resmen kulağımızın dibinle gümbürdüyor*. türkler emperyalist olma peşinde başlıklı, dünya için küçük türkler içinse büyük mesele haline getirilen, son yılların modası işte. dünya türkçe konuşsun ama türkiye saatine göre yapın şu işi.

not: komşularla konuşup polisi aradık. meğersem bu daha provasıymış. valilik emri ile sabaha kadar çalışma izinleri varmış. sonra hepimiz tek tek etrafta rahatsız olanlara polisi aramalarını tembihledik. şimdilik işe yaramış gibi gözüküyor bakalım...
dünya'nın en az bir asır evvel hallettiği şeye mal bulmuş mağribi gibi sarılmak da ayrı bir ruh hali istiyor tabi. merak ettim, neden hep 3. dünya ülkeleri? istismara daha açık oldukları için mi?
cemaat ile ters düşüşünden sonra rte nin son açıklamalarına göre; "artık türçe olimpiyatı molimpiyatı yok".