aussiebum

Durum: 1108 - 0 - 0 - 0 - 05.11.2020 21:50

Puan: 17072 - Sözlük Kaşarı

15 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Yazar.

oh, by the way which one is pink?
  • /
  • 56

another night on my side

biraz indie biraz country nasıl bir tad verir sorusunun cevabı. <br> <br>

ayı sözlük yazarlarının şu an okuduğu kitaplar

cemal süreya - sevda sözleri

hero of war

yaklaşık 3 gündür sıkılmadan dinlediğim harika bir rise against parçası.

http://kisalt.be/0k7l7z

welcome to the machine

kahpe düzene karşı yazılmış sözleriyle, mükemmel analog synthesizer ile insanı kalbinden vuran pink floyd parçası.

welcome my son, welcome to the machine
where have you been? its alright we know where youve been
youve been in the pipeline, filling in time,
provided with toys and scouting for boys.
you bought a guitar to punish your ma
and you didn like school, and you know you e nobodys fool
so welcome to the machine

welcome my son, welcome to the machine
what did you dream? its alright we told you what to dream
you dreamed of a big star, he played a mean gituar
he always ate in the steak bar. he loved to drive in his!

have a cigar

pink floyd’un wish you were here albümünden bir parça. sözler roger waters’a aittir. şarkıda geçen ’’oh btw, which one’s pink?’’ dedikodulara göre bir zamanlar gerçekten de gruba sorulmuştur.

come in here, dear boy, have a cigar.
you e gonna go far, you e gonna fly high,
you e never gonna die, you e gonna make it if you try;they e gonna love you.
well ıve always had a deep respect, and ı mean that most sincerely.
the band is just fantastic, that is really what ı think.
oh by the way, which ones pink?
and did we tell you the name of the game, boy
we call it riding the gravy train.
we e just knocked out.
we heard about the sell out.
you gotta get an album out,
you owe it to the people. we e so happy we can hardly count.
everybody else is just green, have you seen the chart?
ıts a helluva start, it could be made into a monster
if we all pull together as a team.
and did we tell you the name of the game, boy
we call it riding the gravy trail.

wish you were here

pink floydun birbirinden mükemmel albümlerinden yalnızca bir tanesi. albümde yer alan aynı isimli parça aynı zamanda. sözler syd barretta ithafen yazılmıştır. david gilmoura göre pink floyd un en iyi albümü.

(bkz: shine on you crazy diamond)
(bkz: welcome to the machine)
(bkz: have a cigar)

sultans of swings

sonundaki gitar solosu ile yardıran harika dire straits parçası.

mark knopfler

pena kullanmadan gitar çalabilen dire straits in aşmış gitarcısı. konserlere takım elbiseyle çıkar genelde. gençliğinde konserlerde kafasına taktığı bant takardı. sultans of swings dinleyip bu adama hayran kalmamak nasıl mümkündür? nasıl?

karnivol

1997, avusturalya çıkışlı progressive - alternatif rock müzik grubu. başlangıçta bir okul grubu olarak nirvana, carcass gibi grupların parçalarını yorumlayan ve hatta değişik formatlarda mixleyen grup, ian kenny’nin katılımıyla tamamen format değiştirmiştir. ardından drew goddard ve andrew brown’ın katılımıyla kendi parçalarını yapmaya başlaması, ismini karnivool olarak değiştirmesi ve hızlı bir çalışmayla 4 parçalık bir ep çıkarması söz konusu olmuştur. 2000 yılında bas gitarist andrew brown, yerini jon stockman’e, baterist brett mckenzie’de ray hawking’e bırakmıştır. 2001 mart ayında persona isimli ep’sini yayınlayan grup, fear factory’nin desteğini arkasına almıştır. 2003’de mark hosking gruba ikinci gitarist olarak katılmış, 2004 yılında baterist ray hawking yerini steve judd’a bırakınca, grubun bugünkü kadrosu oluşmuştur. 2008 yılında piyasaya sürülen sound awake ile gayet iyi bir dinleyici kitlesine ulaşan grup, şu sıralar avusturalya’da turnededir. bir yandan da üçüncü stüdyo albümleri için çalışmaktadırlar.

this is the warning

dead letter circus

avustralyalı süper ötesi bir rock grubu. 2010 yılında this is the warning isimli ilk albümlerini çıkarmışlardır. karnivol tadındadır.

jim parsons

namus

kafada başlayıp kafada biten olgu. ancak yurdum insanı iki bacak arasında aramakta ısrar eder.

türk erkeklerinin seks hakkındaki yalanları

hayatımda hiç pasiflik deneyimi yaşamadım.*

parik age 1.5

isveçte eşcinsel bir çiftin hayatlarına heyecan katmak için evlat edinmesiyle başlayan olayları anlatan güzel bir komedi. boş vaktiniz varsa izlenebilecek filmler arasındadır.

http://www.imdb.com/title/tt1067733/

fuckyouverymuch.dk

efsane bir sitedir. kesinlikle bakılması gerekir. ama uyarayım alışkanlık yapıyor birkaç ziyaret sonrası...

http://fuckyouverymuch.dk/

ayı sözlük yazarlarının facebook sayfaları

http://www.facebook.com/metemuo

feyk meyk değil. 4 senedir düzenli olarak kullanıyorum. eklemek isteyen ekleyebilir...

jorge luis borges

jorge luis borges, 24 ağustos 1899da buenos airesde doğdu. babası jorge guillermo borges, avukat ve psikoloji öğretmeniydi. babasının annesinin ingiliz olmasından dolayı evde hem portekizce hem de ingilizce konuşuluyordu. borges bu sayede bu iki dili de çok iyi öğrenmişti. 1914 yılında kalıtsal bir hastalık yüzünden babasının görme yeteneğinin bozulması üzerine ı. dünya savaşı
ın başlamasından kısa bir süre önce tedavi için cenevreye taşındılar. bu döneme kadar borges eğitimini özel dersler ve hocalarla devam ettirmişti. borgesin eğitimine önem veren babası onu, satranca ve okumaya yönlendirmişti. borges, daha küçük yaşlarda iken zamanının çoğunu evin bahçesinde ve büyük kütüphanesinde geçiriyordu.
1914 yılında cenevreye taşınmalarından sonra borges eğitimine buradaki calvin koleji
de devam etti. okulda fransızca, latince ve almanca öğrenme fırsatı buldu. 1919 yılına kadar ailesiyle cenevrede kaldı. ardından 1921 yılına kadar barselona, seville ve madrid gibi şehirlerde kaldıktan sonra tekrar arjantine döndüler. borges, avrupada kaldığı süre boyunca birçok yazarı tanıma şansına erişti. yazmaya olan ilgisi bu dönemde başladı. walt whitman
in tarzından etkilenerek "hymn to sea" adlı şiirini yazdı.

yazar olmaya karar verdikten sonra birkaç edebiyat grubuna girdi. bu gruplardan bir tanesinde endülüslü şair rafael cansinos-asséns ve ramon gomez de la serna ile tanıştı ve kısa sürede briçok şey öğrendi. rafael cansinos-assénsin etkisiyle "ultraistler" grubuna girdi ancak kısa bir süre sonra ayrıldı. borges bu dönem rus devrimi gibi konularda düşüncelerini belirttiği iki kitap yazsa da ispanyadan ayrılmadan önce onları yayınlamaktan vazgeçti.

arjantine döndükten 2 yıl sonra "fervor de buenos" adlı ilk şiir kitabını yazdı. ardından 2 sene sonra ikinci şiir kitabı "luna de enfente" yayınlandı. arjantinde babasının arkadaşı olan macedonio fermandez ile uzun edebiyat sohbetleri yapıyordu. fermandez ile olan sohbetlerinde schopenhaur, hume ve berkeley gibi kişilerin düşüncesinden etkilenmeye başlamıştı. bu dönemki yazılarında eksentrik ve şüpheci tarz ortaya çıktı.

1929 yılında "san martin defteri"(cuaderno san martin) adlı kitabı basıldı. ardından 1934 yılında ise critica adlı dergide "alçaklığın evrensel tarihi" adlı öykü dizisi yayımlanmaya başladı. bu hikaye serisi borgesin daha önce yazdığı hikayelerinin yeni oluşturduğu kurgu ile birlşemesinden oluşmaktaydı. bu dizide "otantizm"in etkileri görülmekteydi. ancak kendi stilini oluşturması 1935 yılında yazdığı "al-motasime bir bakış" adlı öyküsü ile ortaya çıktı. borgesin oluşturduğu yeni tarzı " büyülü gerçekçilik"liğin ilk örneklerinden sayılacaktı. ardından 1936 yılında denemelerini topladığı "sonsuzluğun hikayesi" adlı kitabı yayınlandı. maddi sıkıntılar çekmeye başlayan borges, 1937de miguel cane
in asistanı olarak belediye kütüphanesi
de çalışmaya başladı. bu dönemde virgina woolfun ve wiliam faulknerin kitaplarını ispanyolcaya çevirdi.

1938 yılında babasının beklenmedik ölümü ile sarsıldı. başını vurup baygın düşmesinden sonra kendisine septisemi (kan zehirlenmesi) teşhisi konuldu ve uzun bir süre hasta olarak yattığından bir süre yazma çalışmalaraına ara verdi. iyileştikten sonra "pierre menard, don quixoteun yazarı"nı kaleme aldı. ardından da "tlön, uqbar, orbis tertius" geldi. her iki öykü victoria ocampo
un "sur" adlı edebiyat dergisinde yayınlandı. bunların başarısının verdiği motivasyonla babil kütüphanesi
in çalışmalarına başladı. 1941de bu öykülerin toplandığı "yolları çatallanan bahçe" basıldı. aynı öyküler toparlanarak "artifices" adlı kitabına eklendi ve 1944 yılında "ficciones" adıyla yeniden basıldı.

borges 1942 yılında yazar adolfo bioy casares ile birlikte "bustos domecq" takma adı altında "don isidro için altı problem" adlı polisiye hikayeler yazmaya başladılar. el-hogarda yazdığı eleştirel makaleler onun tanınmasını sağladı. 1946 yılında juan peron
un iktidara gelmesinden sonra kütüphanedeki işine son verildi. peron
un iktidar döneminde baskıcı rejim yüzünden kendisi de ailesi de zor günler yaşadı, annesi ve kız kardeşi hapse girdi. işine son verilmesi dolayısıyla özgür kalmıştı ve ülkedeki baskı rejiminden uzaklaşma ve dünyayı gezmek için 1955 yılında peron devrilene kadar birçok ülkeyi ziyaret etti. bu ziyaretleri sırasında "alef" adlı kısa hikayelerinin bulunduğu kitabı yayımlandı.

1955 yılında arjantine döndükten sonra arjantin ulusal kütüphanesi
de müdürlüğe getirildi. bu onun için çok iyi bir fırsattı çünkü buradaki nadide eserleri inceleme fırsatı bulacaktı. ancak ailesinden gelen kalıtsal bir hastalık yüzünden görme yetisi yavaş yavaş kayboluyordu. 1956 yılında buenos aires üniversitesi’nde ingiliz ve amerikan edebiyatı profesörlüğüne atandı ve 12 yıl bu görevi yürüttü. 1961 yılında samuel beckett ile birlikte uluslararası yayımcılar ödülü
ü (formentor ödülü) kazandı. bu ödül ona gecikmiş bir uluslararası ün kazandırdı. abddeki birçok üniversitede dersler verdi.

1973 yılında peron, arjantinde görevine geri dönünce ulusal kütüphanedeki işinden istifa ederek cenevreye gitti. birçok şehir gezerek ders verdiği bu dönemde kısa hikalerinden oluşan "kum kitabı" adlı kitabı yayımlandı. görme yeteneğini tamamen kaybeden borgesin yanında bulunan maria kodama, yaptığı dünya gezilerinin notlarını tutuyordu. bu gezileri anlatan "atlas" adlı kitap 1984 yılında yayımlandı. hayatı boyunca edebiyat dünyasına birçok eser kazandırmış olan jorge luis borges, 86 yaşında iken 14 haziran 1986da cenevrede karaciğer kanserinden hayatını kaybetti.

kaynak: biyografi.info

anlar

mükemmel bir jorge luis borges şiiridir.

eger,yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
ikincisinde daha çok hata yapardım.
kusursuz olmaya çalışmaz,sırtüstü yatardım.
neşeli olurdum, ilkinde olmadıgım kadar,
çok az şeyi
ciddiyetle yapardım.
temizlik sorun bile olmazdı asla.
daha çok riske girerdim.
seyahat ederdim daha fazla.
daha çok güneş doguşu izler,
daha çok dağa tırmanır,daha çok nehirde yüzerdim.
görmedigim bir çok yere giderdim.
dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım.
yeniden başlayabilseydim eger,yalnız mutlu anlarım olurdu.
farkında mısınız bilmem. yaşam budur zaten.
anlar,sadece anlar.siz de anı yaşayın.
hiçbir yere yanında su,şemsiye ve paraşüt almadan,
gitmeyen insanlardandım ben.
yeniden başlayabilseydim eger,hiçbir şey taşımazdım.
eger yeniden başlayabilseydim,
ilkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
bilinmeyen yollar keşfeder,güneşin tadına varır,
çocuklarla oynardım,bir şansım olsaydı eger.
ama işte 85indeyim ve biliyorumn...
ölüyorum....
arjantin-1985

ideal yaş aralığı

  • /
  • 56

Toplam entry sayısı: 1108

3 kasım 2020 abd başkanlık seçimleri

donald trump'in erken sevinip sonunda kuskuyu alacagi secim.

göksel

depresyondayım şarkısı son zamanlar winamp listemde en üst sıralarda. bende göksel ben de..

poles apart

did you know... it was all going to go so wrong for you
and did you see it was all going to be so right for me
why did we tell you then
you were always the golden boy then
and that youd never lose that light in your eyes

hey you... did you ever realise what youd become
and did you see that it wasn only me you were running from
did you know all the time but it never bothered you anyway
leading the blind while i stared out the steel in your eyes

the rain fell slow, down on all the roofs of uncertainty
i thought of you and the years and all the sadness fell away from me
and did you know...

i never thought that youd lose that light in your eyes

yolcu

yillar once sayesinde ali guven abimizin sukse yaptigi parca.

liverpool fc

son 21 sezondur şampiyon olamamasına rağmen geçtiğimiz sezon manchester united tarafından şampiyonluk bakımından ancak geçilebilen tarihi başarılarla dolu,kalbimde çok özel bir yeri olan premier lig ekibi.

ingiltere liglerinde; 18 lig şampiyonluğu, 4 tane ikinci lig şampiyonluğu ve 1 tane lancashire lig şampiyonluğu bulunmaktadır.
ingiltere ulusal kupalarında ; 7 tane fa cup , 7 tane lig kupası ve 15 tane fa charity shield / fa community shield (-ki 5 tanesi paylaşılarak) bulunmaktadır.

avrupa kupalarında; 4 adet şampiyon kulüpler kupası, 1 adet şampiyonlar ligi kupası, 3 adet uefa kupası, 3 adet uefa süper kupası, 1 adet kupa galipleri kupası var..

formasını en çok terleten futbolcusu 857 maçla ian callaghan, formasıyla en çok takip ağları sarsan 660 maçta 346 gol atan ian rushdır.
ligde en çok gol atan oyuncusu 404 maçta 245 gol atan roger huntdır.

takımın en uzun süre menajerliğini 18 yıl 8 ay 19 günle tom watson yapmıştır.
liverpoolun efsane menajeri bill shankly liverpoolun başında 783 maça çıkarak bu alandaki rekorun sahibidir.

liverpool ilk maçını 1 eylül 1892 de rotherham town f.c. ile yapmıştır. dostluk maçında liverpool 7-1 galip gelmiştir.
ilk resmi maçını ise (lancashire ligi) 2 gün sonra 3 eylül 1892 de higher walton ile yapmış ve 8-0 kazanmıştır.
ilk avrupa maçlarını 17 ağustos 1964de izlanda
ın reykjavik ekibine karşı yapmış ve 6-0 kazanmıştır.

ingilteredeki iki ezeli rakibiyle yaptığı maçlarda;

manchester uniteda karşı 183 maçta; 61 galibiyet, 51 beraberlik ve 71 mağlubiyeti var...

evertona karşı 216 maçta; 86 galibiyet 64 beraberlik ve 66 mağlubiyeti bulunmaktadır.

sevgili 17 yaşımdaki halim

23. doğum gününü göreceksin. önünde rahat daha 6 sene garanti var, tadını çıkar. seneye ailene dişilerden hoşlanmadığını açıklayacaksın. hayvani tepkiler alacaksın elbette ama kararının arkasında dur. o tıraş makinesini yerine koy. zamanı gelince sakalın zaten çıkacak. iki kulağını deldirip saçlarını 3 numaraya vurdurma. asla bir david beckham olmayacaksın. otur biraz derslerine çalış. facebook, twitter hayat kurtarmıyor. gerçi sen bilmiyorsun onların henüz ne olduğunu ama yakındır tanışacaksın. sayısalı seçme. allah belanı verir. dile kabiliyetin var. o alanda bir mesleğe yönel. mühendislik sana göre değil. değil işte. beni dinle sen. sana sigara uzatan arkadaşlarının yanına uzun bir müddet uğrama. ilerde elektro gitara falan merak salacaksın. bence şimdiden başla. her önüne gelene sırrını verme. kendi içinde yaşamayı öğren bazı şeyleri. seneye cillop gibi bir sevgili yapacaksın. sana çok şey katacak. o adamın değerini bil, ağzını yüzünü kırarım senin. üzme onu. richard wright yakında ölecek pampa, kendini hazırla yavaştan. justin bieber diye bir bebe müzik piyasasının kökünü kurutacak. pink floyd dinlemeye devam et. zaten onun dışında bir boku beceremiyorsun.

en çok boş alanlar

sözlüğün istatistikler kısmında bir hede. ama merak ediyorum acaba sözlük kimin en çok boşaldığını nerden biliyor? acaba dark bear evlerimize gizli kamera mı döşedi?

evli bir erkekle ilişki yaşamak

karısını sizinle aldatıyor cümlesi yeterli sanırım.

ben buraya boşalıyorum dark bear gelir temizler

dark bear ortalarda yokken yaptığımız eylemler bütünü. ne kadar imlaya, yazıma, entry mantığına aykırı düşmemeye çalışsak da dark bear bir şekilde bir hatamızı bulur.

dark bear: ama tatlım tire kullanmıyoruz.

aussiebum: darkım bearım, tamam bir daha kullanmicam.

2 gün sonra,

dark bear: lan yosma aussiebum bu sefer de kesme işareti kullanmışsın.

aussiebum: mmm şey ya...* ya bebeğim ben uyuyordum arkadaşım girmiş kasmış o entryleri. valla bak!

ironinin allahıdır.*

bu su hiç durmaz

bülent ortaçgil'in oyuna devam albümünden leziz bir parça.

kar gibi örttün üstünü
içinde tüm çiçekler
birer birer titrediler
uykusuzluğundan belliydi
kafanda birikintiler
teker teker döküldüler
sen hep kendine önlemler aldın
ben kendime yasaklar koydum
önümüzde barajlar var
bu su hiç durmaz

yaşamak dop doluydu
akan pınarlar gibi
inanmayanlar beklediler
umutlarını borç verdin
cebinde hiç kalmadı
dostların anlamadılar
sen hep kendine önlemler aldın
ben kendime yasaklar koydum
önümüzde barajlar var
bu su hiç durmaz

nar gibi güzelliğin gizliydi
vereceklerin fazlaydı
insanlar inanmadılar
sustun sustun konuşmadın
sonra kaçtın arkana bakmadan
insanlar şaşırdılar
sen hep kendine önlemler aldın
ben kendime yasaklar koydum
önümüzde barajlar var
bu su hiç durmaz

gay olduğu için ayrıcalık bekleyen gay

konu eşitliğe gelince avaz avaz bağıran hemcinslerimizin askerlik çağında girdikleri tripler vesvelesi. kusura bakma kardeşim sen straightlerle eşit haklara sahip olmak istiyorsan her straight birey gibi gidip askerlik görevini yerine getireceksin. yok ben ayakları kokan erkeklerin bulunduğu ter kokulu o koğuşlarda yatamam edalarına giriyorsan bülent ersoy taktiğine başvuracaksın. şöyle ki, otuzbin lira ödeyip bedelli yapmak sana çok mu geliyor? onbin liraya kestirip yirmibin lirayı cebe atacaksın. kapiş?

mustafa kemal atatürk

100 kusur yasinda hala iti kopegi korkutuyor.

mustafa kemal atatürk

130 yaşında hala iti köpeği korkutmaktadır.

greenpeace

her hafta arayıp şu eyleme katılıyoruz bize bağış yaparmısınız diye dilenmekten bıkmayan örgüt. hayır yapmıyorum. hangi sorunu çözdünüz de bağış istiyorsunuz anlamadım ki?

pink floyd

beatles dan her zaman bir gömlek üstündür.
Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.