insanları aşağılık kompleksine sokabilen durum. her azıcık dille ilgisi olan kendini bir süreden sonra native-like gibi sanmaya başlayıp 'şakır şakır konuşuyorum lan ben' moduna giriyor anlamakta güçlük çektiğim sebeblerden ötürü. bir de british accent'lardan biriyle konuşmaya çalışanları olmuyor mu; boğmada ne yap yani şimdi?
trajikomik durum. şöyle ki: 'adam kaç zamandır sex yapmıyor ki bu hale gelmiş' diyerek duygulanmanıza da sebep olabilen durum. sex manyağı değilim elbette ki, kes abi onu da ama ya, tamamen kes demiyoruz da arada öyle bir uzluvunun olduğunu hatırlayıp, gerekli özeni göstermen insan ırkına büyük bir iyilik yapabileceğin anlamına gelebilir; geliyor da yani.
yanıltıcılığından ziyade, başlığı görünce geçenler de izlemiş olduğum bir filmin fragmanını anımsattı. sand sharks adlı yılın 2012 olduğunu unutmuş yönetmenler tarafından çığlık atarak gülmenize sebep olan gelmiş geçmiş en saçma ilk 3 film arasına girme yolun da emin adımlarla ilerlemekte olan filmin müthiş anlamsız trailer'ını anımsatan bu başlığa sitemlerimi iletmekteyim an itibari ile.
hala acı çekiyorum, seni görmeye dayanamıyorum diyerekten silme durumu. sildikten sonra da stalker durumun da profili sıklıklı ziyaret edilen kişi konumuna geçiyor bu eski sevgili de malum.
maynard'ın muhteşem projelerinden bir tanesi olmakta bu da. son nefesimi ciddi anlamda maynard dinleyerek vermek istiyorum. hele bir de orestes ile verirsem o son nefesi, gülerek yer yüzünden silinebilirim.
florence and the machine'in her şeyi konumunda ki günümüz dünyasının en güçlü, en muhteşem; aslında anlatmada sıfatların, kelimelerin kifayetsiz kaldığı, inanılmaz ingiliz vokalist. tapılası hatun gerçekten.
ve bir diğer ankara zirvesini yapmış olduk dün. kemikleşen kadroya kemanyayi'da ekenmiş oldu, iyi de oldu. bolca gülündü, eğlenildi falan. * gelen herkese bir kez daha teşekkür edip, diğer zirvelerde; yeni yazarların katılım umuduyla, görüşmek üzere diyerekten zirve sonrası entry girememe becerimi bir kez daha gün yüzüne çıkarmış olayım öyleyse. *
dün itibari ile amerika'da 3. sezonu yayımlanan; benim de an itibari ile gerekli yandaşlarımı * sol kolumun yanına alarak ikinci sezonun aksine pembe dizi formatından çıkıp, ilk sezonunda yaşattığı heyecanı yaşatıp aynı tadı vermesi umudu ile izlemeye başlamak üzere olduğum zombili dizi.
karanfil'den her geçtiğimde hiç aksatmadan aynı kişi tarafından tam olarak dost kitabevi'nin önünde durdurulduğum ve her seferinde 'destekçinizim' diyerek koşar adamlarla kaçtığım kişinin gönüllüsü olduğu oluşum.
bunun söylediğine inanıp inanmamakla alakalı olduğunu anlayamayacak kadar beyinin bazı insanlarda gerekli fonksiyonlarını yeterli düzeyde(ki hatta burada ki örnekte hiç) yerine getirememesi aslında her taşın altından 'faşizm' diye çıkmakla tamamıyla doğru orantılı bir durum. ve görüldüğü gibi bu tür, bi' anda kişisel oynamaya da başlayabilir karşı tarafın sinirlerini bir şekilde ele geçirebilmek için- ki sonrasında 'asjdhasjdhsajd bak sinirlendin hemen, çok faşistsin sen :( :(' diyebilsin diye.