insanları aşağılık kompleksine sokabilen durum. her azıcık dille ilgisi olan kendini bir süreden sonra native-like gibi sanmaya başlayıp 'şakır şakır konuşuyorum lan ben' moduna giriyor anlamakta güçlük çektiğim sebeblerden ötürü. bir de british accent'lardan biriyle konuşmaya çalışanları olmuyor mu; boğmada ne yap yani şimdi?
trajikomik durum. şöyle ki: 'adam kaç zamandır sex yapmıyor ki bu hale gelmiş' diyerek duygulanmanıza da sebep olabilen durum. sex manyağı değilim elbette ki, kes abi onu da ama ya, tamamen kes demiyoruz da arada öyle bir uzluvunun olduğunu hatırlayıp, gerekli özeni göstermen insan ırkına büyük bir iyilik yapabileceğin anlamına gelebilir; geliyor da yani.
yanıltıcılığından ziyade, başlığı görünce geçenler de izlemiş olduğum bir filmin fragmanını anımsattı. sand sharks adlı yılın 2012 olduğunu unutmuş yönetmenler tarafından çığlık atarak gülmenize sebep olan gelmiş geçmiş en saçma ilk 3 film arasına girme yolun da emin adımlarla ilerlemekte olan filmin müthiş anlamsız trailer'ını anımsatan bu başlığa sitemlerimi iletmekteyim an itibari ile.
hala acı çekiyorum, seni görmeye dayanamıyorum diyerekten silme durumu. sildikten sonra da stalker durumun da profili sıklıklı ziyaret edilen kişi konumuna geçiyor bu eski sevgili de malum.
maynard'ın muhteşem projelerinden bir tanesi olmakta bu da. son nefesimi ciddi anlamda maynard dinleyerek vermek istiyorum. hele bir de orestes ile verirsem o son nefesi, gülerek yer yüzünden silinebilirim.
isveç'in böğründen kopmuş avant-garde tarzda müzik icra eden grup. dinlenesi ve dinlettirilesi. senfoni ve metali bir araya bu kadar iyi getiren nadir gruplardan bir tanesi olmaktalar. 2003'ten bu yana aktifler ve şu ana kadar 2012'de ki son albümleri olan pandora's piñata ile birlikte toplam 3 albümleri bulunmaktadır. diğer albümleri ise the butcher's ballroom ve sing along songs for the damned & delirious'dur. kimi zaman jazz etkileri bile görebiliyoruz parçalarında. her eve lazım türden, muhakkak müzik arşiviniz de bulundurmanız gerektğini düşündüğüm şahane bir topluluk daha kanımca.
insanları aşağılık kompleksine sokabilen durum. her azıcık dille ilgisi olan kendini bir süreden sonra native-like gibi sanmaya başlayıp 'şakır şakır konuşuyorum lan ben' moduna giriyor anlamakta güçlük çektiğim sebeblerden ötürü. bir de british accent'lardan biriyle konuşmaya çalışanları olmuyor mu; boğmada ne yap yani şimdi?
bunun söylediğine inanıp inanmamakla alakalı olduğunu anlayamayacak kadar beyinin bazı insanlarda gerekli fonksiyonlarını yeterli düzeyde(ki hatta burada ki örnekte hiç) yerine getirememesi aslında her taşın altından 'faşizm' diye çıkmakla tamamıyla doğru orantılı bir durum. ve görüldüğü gibi bu tür, bi' anda kişisel oynamaya da başlayabilir karşı tarafın sinirlerini bir şekilde ele geçirebilmek için- ki sonrasında 'asjdhasjdhsajd bak sinirlendin hemen, çok faşistsin sen :( :(' diyebilsin diye.
şu sıralar james bond filmi için yapmış olduğu yeni single'ı skyfall'la bir kez daha 'ortalık malı' olmuş olan çok güçlü vokal. keşke dolmuşlarda çalacak kadar popüler olmasaydı.*
oduncu gömleği olarak adlandırılan gömleklerin sebep olduğu durum. kışın daha bir sabırsızlıkla beklenmesine sebep oluyor sanırım bu gömlekler, seviyorum sizleri.