vücut geliştirme

en hoşundan bir adamı çıplak vaziyette uygun bir yere yatırıp çıplak vücudu üstünde çalışmak yani çeşitli şeyler denemek, görmek, ellemek vs. biraz daha uzatırsam aşırı edepsiz yerlere gidecek bu entry. *
fazlası zarar, hafifi vücut için son derece yararlı olan aktivite.
çoğu insan bu ise başladığında eğer ilk -ve en zor- evreyi aştıktan sonra duramaz ve camış gibi kas yapar. bir vücut geliştirici için asla bir `bu kadarı yeter` durumu olmayacaktır, kişinin egoizmini tavana vurduran sporlardan biridir bu.
avrupa'daki eşcinsel kardeşlerimizin başlattığı bir akım, bir tür beden faşizmi, vücudun yapılı değilse olmaz laflarının yakında türkiye'de de duyulması an meselesidir. çünkü türkiye'deki tüm eşcinsel hareket batıdaki eşcinsel hareket örnek alınarak yapılanır.
sağlam kafa sağlam vücutta bulunur atasözünün yanlış anlaşılmış, aşırıya kaçmış bir çeşidi diyebiliriz. bu uğurda alınan ilaçlar (en bilinen çeşidi olarak steroid) sonra fitil fitil acısını çıkartmaktadır.
beynin eşlik etmediği bir faaliyet. zaten halihazırda maksimum % 6sını kullanırken çok da gerekli değildir daha büyük bir beyin.
yurtdışında sadece gaylerin değil straight adamların da vücutlarıyla kafayı yemesine sebep olan spor. fazlasını çok çirkin ve itici bulduğum bu sporu kararında yapan kadın ve erkeklerin vücutlarına bakmaya doyum olmaz pek bir şükela olurlar efenim.
vücut geliştirme, vücudun anatomisine göre kas gruplarına bilinçli ve kademeli olarak gelişim sağlama sporudur. tabi burda bilinçli kelimesinin altını çizmek istiyorum. çünkü tüm sporların ortak bir noktası ve destekleyici unsuru olmasına rağmen direkt kası büyütmek odaklı hale geldiğinde dengesiz, kondisyonsuz, hareket kabiliyetinden ve estetikten yoksun bir vücut ortaya çıkıyor.

başlıca yapılan hatalar simetrik çalışmamak, esneme yapmamak, vücut dengesini bozacak denli irileşmektir. vücut geliştirmenin çok da sağlıklı bir spor olduğunu sanmıyorum çünkü kısa kasları çalıştırıyor, kısa süreli patlayıcı güç oluşturuyor ve yaptıklarınızın size gündelik yaşamda hiç bir faydası olmuyor.

bu kadar revaçta olmasını ise hem arz-talep meselesine hem de erkeklerin testosteron etkisiyle yaşadığı büyüklük rekabetine bağlıyorum.
özetlemek gerekirse (bkz: erkeklerin psikolojik mastürbasyonu)
öncelikle bu sporun yüzde 60'ı yemek yüzde 20'si uyku ve yüzde 20'si harekettir. yani o vücutlar sadece ağırlığın altına yatarak gelişmiyor. tam tersine, uyku ve beslenmeyi yeterli almazsanız ağırlık çalışması sırasında parçalanan kaslarınız onarılmaz ve güçten düşerseniz. evet, ağırlık çalışırken kaslarınızı parçalarsınız. yemek ve uyku ile daha güçlü şekilde onarırsınız.

bir diğer yanlış ise pek çok spor salonunda verilen çoklu antreman programları. bu programların çoğu hiçbir işe yaramaz. neden mi? siz eğer pazartesi göğüs çalışıp haftaya pazartesiye kadar göğsünüzü çalıştırmazsanız doğru düzgün yol kat edemezsiniz. bakın, başlarda vücudu hızla gelişirken zamanla gelişimi duran ve sudak çıkmış ördek gibi salonlarda arkadaşlarına "abi benim vücudum neden artık gelişmiyor yaa" diye dolaşan arkadaşların en büyük sorunlarından birisi budur. çünkü bu spora yeni başlayan birisinin vücudu çok hızlı gelişecektir. bunu programla alakası yok. zamanal kas kütlesi artışı durur. işte sizin yapacağınız çoklu program bunu engeller.
peki çoklu programı kimler yapabilir? jay cutler yapabilir, arnold yapabilir. bu işi meslek haline getirmiş, hayvan gibi beslenip hayvan gibi yaşayan hayvanlar yapabilir. stereoid kullnananlar yapabilir. ancak onlarda gelişim olur.

yeni başlayanların yaptığı en büyük hatalardan birisi ise hemen ağır yüklerin altına girmeleri. okulun salonuna böyle haldır huldur gelen kaç arkadaşı ağırlıkların altından aldım bilmiyorum. vücut geliştirmeye yeni başlayan birinin kasları güçsüzdür. sinir sistemi güçsüzdür. sinir sistemi bu sporda çok önemlidir. bakın haltercilere ve hamallara... hiçbir çok kaslı değillerdir ancak oldukça kuvvetlidirler. neden? çünkü sinir sistemleri çok kuvvetli. sizinde ilk önceliğiniz sinir sisteminizi uyandırmak ve harekete geçirmek olmalıdır. zaten kaslarınız zamanla çalışmaya başlayacaktır. ama sinir sistemi önemli. sinir sistemini kuvvetlendirmek için ne yapmalı? aynı hareketli yavaş ve düzenli olarak yapmalısınız. aceleye gerek yok.

hah, aklıma gelmişken. bir de vücut geliştirme ekolü olarak brad pitt var. fight cluptaki gibi olsam yetercilere gelsin bu paragraf. ben hayvan gibi olmak istemiyorumculara gelsin. bu hatayı bu spora ilk başladığımda bende yapmıştım. spora başladığımda yağlarım vardı. az yiyordum. çünkü çok yersem "hayvan gibi olmaktan" korkuyordum. ama bir türlü doğru düzgün ilerleyemiyordum. sonra anladım ki bu sporu yapmak için "hayvan gibi yemek" gerekiyor. sonuçta o kaslar elma, armut yiyerek oluşmuyor. neler neler yiyorum gene de hayvan gibi olmuyorum. çünkü o hayvan gibi dediğiniz adamlar gerçekten hayvan gibi yiyen hayvanlar. stereoid almaları cabası.

şimdilik aklıma gelen bunlar. daha sonra güncellerim.
bunun bir de evde vücut geliştirme alternatifi vardır ki başlıyacak olan yazarlara camdan halı silkelemeyi tavsiye ederim. fermuar abinize güvenin evin 2 halısını her gün 10 dakika silkelesen 3 ayda omuzlar ve kollar o biçim olur. eheheh denedik yüzde 100 çalışıyor.
türkiye'de pazarlamacıların ve cahillerin elinde ziyan olan spor. eğer kaliteli, size her bildiğini öğretecek bir hoca bulursanız onu elinizden kaçırmayın çünkü sayıları oldukça az. büyük bir kısmı ise bu spora yeni başlayanları kazıklamanın peşinde. sonra her yer birkaç ay ne yaptığını bilmeden salona gittikten sonra hayal kırıklığına uğrayıp vazgeçen insanlarla doluyor.

sosyal medyayı biraz dolaşsanız göreceksiniz; motivasyon içerikli içi boş gönderiler, protein tozu ve fıstık ezmesi reklamları, yulaf nasıl tüketilir gibi saçma sapan beslenme önerileri, 1 ayda nasıl 20 kilo verdim-10 kilo aldım videoları, yeni yayımlanmış bilimsel makalelerden çevrilen üç beş cümle ile bilgi veriyormuş izlenimi yaratmak... yurtdışındakiler hangi anabolik ile peptidi kombine ederim, hangi antrenman sistemini uygularım diye iyice ayrıntıya inerken bizdekilerin kaldığı nokta gerçekten içler acısı. supplement firmalarının "doğal" imajı çizenlerle çalışmak istemesi, steroidlere zehir muamelesi yapılıp sözünün bile edilmemesi, bir şampiyonaya katıldıktan sonra kendine hoca demek de cabası. herşey para etrafında dönüyor ne yazık ki.

bir de vücut geliştirmeyi spordan saymayan, hayatında eli bar tutmamış, vücut geliştirmecileri gerizekalı olarak gören sığ insanlar vardır. örnekleri burada mevcut: (bkz:vücut geliştirmenin bir özgüvensizlik belirtisi olması). bu tiplerin nasıl göründüğünü tahmin edebilirsiniz. bir boka yaramıyorum, kıskanıyorum, şekilsizim de bari; doğruyu söylemek zor değil. kimse de bu sporu zorla yaptırmıyor sizlere.

siz siz olun, böyle insanlardan uzak durun ve dürüst olmayı unutmayın. her duyduğunuza inanmayın, farklı kaynaklardan doğruluğunu kontrol edin. bilgi almak için yabancı kaynakları tercih etmeye bakın.

(bkz:rant over)
spor değildir. 500 gr daha kas yapmak spor sıfatını hak etmez. tıpkı boks, tekvando, judo vs gibi.

şimdi kimse boks ingilizlerin saygo oyunu, judo savunma sanatı falan diye ötmesin. sporun temelini oluşturan şey şiddet değildir.
boyuna bakmadan hulk'a dönenler cep herkülünden başka bir şeye benzemiyor, baya komik.
hiçbir zaman aradığım kişinin vücudu şöyle olsun böyle olsun kafalarına girmedim. girenlere de şekilci derdim valla.

fakaat, başladıktan sonra vücut geliştiricilere hak verdim yav. bir kere ciddi disiplin, acı ve yorgunluk içeriyor. bu kadar acıya katlanan adam ne istese haklıdır diyorum şu an. şekilcilikle alakası yokmuş meğer.

yalnız, kocaman göbekli mc donalds abilerin "fit vücut olsun yoksa olmaz" kafasına anlam veremeyeceğim. belki onları da zamanla anlarım.
ilk bakışta "bu ne canım, hayatını spor salonunda geçirmiş bu" diye yargılamamak lazım. şahsım gibi okumayı öğrenmeden çeşitli sporları manyak disiplinle almaya başlayanlar için zorunlu hale geliyor. çocukluğundan beri antrenör disiplininde yaşıyorsun. yaşıyorsun diyorum bak, çalışmıyorsun. çünkü adam her şeyini yönetiyor. interdisipliner geçişler olsa dahi disiplin baki kalıyor. bu bir.

ikincisi; vücut önceden kaldıramayacağı bir şartı kaldırması gerektiğini anladığında kendini yenilemeye ve iyileştirmeye çalışıyor. pratik ve gelişim, her ne alanda olursa olsun bunun üzerine kurulur. bu gelişme ve değişim olmayınca durağanlık devreye giriyor. memnuniyetsizlikler, buhranlar vs.

ezcümle; hem bu disipline alışmışsan, hem de egzersiz yapmadığında kötü hissediyorsan; olayı ulaşılmaya çalışılan muazzam bir vücut yerine bir süreç olarak görmek lazım. keza ben hayatımda korkunç buhranlara, varoluşsal krizlere giren sporcu görmedim.
geyler arasında daha yaygın olan spor.çünkü ortada rekabet ve kendini geliştirme ,beğendirme amacı var.ama bu konuda burda da bir atağa kalkma durumu var.
bu arada gerçekten zor ve meşakkatli bir iş olduğunu belirteyim.çikolatalı kek gayet güzel anlatmış zaten yukarda.