living the dream

Durum: 28 - 0 - 0 - 0 - 22.12.2017 22:33

Puan: 412 - Sözlük Kezbanı

10 yıl önce kayıt oldu. 4.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 2

gerçekten aranızda kültürlü eğitim seviyesi yüksek yakışıklı 40+ olgun bir bey yok mu?

yuh! :((

sözlükteki bütün yazarlara random yürüyen yazar

belli ki çok çaba harcıyor.
olgun beyleri bekliyorum beni yormayın pls. kiss kiss

@hazineci,
yok yok istemiyorum :)
evet saygı alakalı bir durum olsa gerek. aradığı kişiyi bulduğunu düşünürken kaybetti ondan böyle oldu heralde. ben aradığımı bulmuş olsam ısrar etmezdim gerçi. şimdi daha da gıcık oldum haha.

@pasif bir direnis,
oww fenaymış. o zaman cevap vermemek çözüm gibi durmuyor ki? keşke insanların delete butonu olsa da seviştikten sonra basıp çıksak :)))

haha kibarca söyledim de yine döşemiş bi paragraf. tekrar girip yazayım mı? ölü taklidi yapmak faydalı mı dersiniz :)

yapışkan insanlardan nasıl kurtuluyorsunuz? adam ısrarla tekrar görüşmek istiyor. telefon numaramı versem nolurmuş diye meraklardayım. ne diyeyim bu adama? lan ilk buluşmada aşkım mı denir :(

ayı sözlük itiraf

kirli sakallı bir adamla sevişmenin sonucu:
(bkz:beard burn) oldum :(

dudağımın yanında 25 kuruş büyüklüğünde. yarın işe gideceğim. soran olursa ne diye cevap versem ki?

bir mesaj kadar yakınım :((

ayı sözlük itiraf

mekanda biriyle kesişirken, karşı taraf "ne bakıyon lan sabahtan beri" diyecek diye çok korkuyorum.

ben bakıyorum diye mi bakıyor, yoksa hoşlandığı için mi içinden çıkamayıp olayın devamını getiremiyorum.

hoşlandıysa gelir konuşurdu diye kendimi teselli edip ortamı terk ediyorum.

bir erkeği tavlama teknikleri

öncelikle gay olup olmadığını anlamak gerekli. zor işler.

sevgilisi olduğu halde profil sitelerinde dolaşan gay

sizden daha iyisini bulmak isteğinden olsa gerek.

şimdiye kadar birlikte olduğum kişiler birilerini aramaktan asla vazgeçmedi. can sıkıcı olan bu kişilerin sizin sadece onlara ait olmanızı istemesi. öyle bir dünya olmadığını açıklarken akp'li ile tartışırkenki ruh halinde bulabilirsiniz kendinizi maalesef.

yapmayın şu açgözlülüğü. her çift sevgili olmak zorunda değil. size daha güzel müesseseler var.

(bkz: fuckbuddy)
(bkz: one night stand)
(bkz: friends with benefits)

zengin gay fakir gay ilişkisi

tecrübe etmek üzere olduğum ilişki türü. bakalım nasıl ilerleyecek?

vücut geliştirme

hiçbir zaman aradığım kişinin vücudu şöyle olsun böyle olsun kafalarına girmedim. girenlere de şekilci derdim valla.

fakaat, başladıktan sonra vücut geliştiricilere hak verdim yav. bir kere ciddi disiplin, acı ve yorgunluk içeriyor. bu kadar acıya katlanan adam ne istese haklıdır diyorum şu an. şekilcilikle alakası yokmuş meğer.

yalnız, kocaman göbekli mc donalds abilerin "fit vücut olsun yoksa olmaz" kafasına anlam veremeyeceğim. belki onları da zamanla anlarım.

unutulmayan film replikleri

"you can't stop fighting for the ones you love."

(bkz: the normal heart)

ilk buluşma

benim için ufak bir kısır döngüsü var. manyak birine kişisel bilgierimi vermek istemiyorum. kişisel bilgi vermeyince de konuşacak konu kalmıyor. konuşacak konu kalmayınca manyak mı değil mi anlayamıyorum.

ilk buluşmadan beklentilerim;
1) eski sevgililerden bahsedilmesin. "bana ne ulaan!" diye çığlık atasım geliyor. 1 saat eski sevgili dinlemişliğim var.
2) kişisel sorular sorulmasın. isteyen istediğini anlatsın ama sorular sorulmasın.
3) tuvalete gitmek bazen sadece tuvalete gitmektir.
4) karşıdan beklentiler konuşulsun, tartışılsın.
5) seks konuşulmasın bence. güvenli seks hakkında konuşabiliriz ama.
6) hesap paylaşılsın.

çok mu :/

sevişirken söylenmesi hoş olmayan şeyler

-ilkinde biraz erken boşalırım.

demeyin böyle şeyler yahu. umrumda değil. sevişiyoruz işte ne güzel.

uzak mesafe ilişkisi

ne yazık ki yaşadım ve yaşattım.

aşamalarını şöyle özetleyeyim:

1) tanışırsınız, hoşlanırsınız. bir şeyler yaşarsınız o sürede.
2) birbirinizi çok seversiniz, ama araya mesafe girer. bunu başta göz ardı edersiniz.
3) bir taraf daha çok sever.
4) diğer taraf sıkılmaya başlar. çünkü dokunmak, öpmek istiyorsunuzdur. yanında olmasını istiyorsunuzdur.
5) sıkılan taraf ilgisizliğini belli ettikçe diğer taraf daha çok bağlanır.
6) sıkılan taraf, artık bunalır ve açıklar, bu şekilde zor olduğunu.
7) sıkılmayan taraf üzülür, ağlar kamera karşısında "yalan mıydı?" der. mal gibi izlersin bir şey diyemezsin.
8) sıkılmayan taraf ısrara başlar ki gitmek isteyen birine kal demesi anlamsızdır.
9) biter.

bitti derken haftalar sonra telefon çalar, sıkılmayan hala sıkılmamıştır. yine aynı açıklamaları yaparsınız, kendinize küfredersiniz böyle boka sarabileceğini tahmin edemediğiniz için. yine telefon kapanır.

birkaç hafta sonra mesaj gelir. bir fotonu yolla bari, özledim der. anlamsız dersin. muhtemelen kalpsiz olduğunuzu düşünür ama söylemez neyse ki.

benim yaşadığım uzun mesafede, arada bir gitmek opsiyon değildi. öyle bir seçenek olsaydı daha uzun olabilirdi, ama bilmiyorum işte. ben beceremedim. umarım siz becerebilirsiniz.

90 larda lubunya olmak

80'lerde lubunya olmak versiyonunu okumuştum. güzeldi gayet. 90'lar versiyonunu da okumak isterim ama pdf şeklinde bulamadım.

ayı sözlük itiraf

skype görüşmesi olumsuz geçince "beklediğimden çok genç duruyorsun, o sebepten uymaz" diyorum. çat diye kapatmaktan iyidir diye kendimi teselli ediyorum.

kız arkadaşın var mı

en sinir edici soru olabilir. daha üst versiyonu için:

(bkz: evlilik ne zaman)

looking

pilot bölüm girişindeki "bear in the woods" ile beni başlar başlamaz kazanan dizi. güzel sahneydi açıkçası.

zengin-fakir, genç-olgun, patron-çalışan arasındaki eşcinsel ilişkileri içermesi güzel. çeşitlilik var, sıkılmadan ilk sezonu bitirdim gitti. darısı 2. sezona.

michael sembello

öhöm yakışıklı bir bear abimiz. eğilimleri konusunda pek bir bilgim yok. maniac şarkısıyla bilinir.

maniac o zaman,

http://www.youtube.com/watch?v=ttdpuam2zi8
  • /
  • 2

sözlükteki bütün yazarlara random yürüyen yazar

alttan alta hatta yer yer aleni yer var, egitimliyim, yalnızım, tipsiz sayilmam, aktifim (ya da pasifim) mesajları ile beslenen durum. acaba böyle düşüyor mu?! hehe

ahmet kaya'nın eşcinsellere yönelik yorumu

gündüz yazamadım, biraz kafa şişireceğim mazur görün.

öncelikle video sayesinde 90'lara dönmek çok hoştu. o ortamın atmosferden yoksunluğu, sunucu ve konukların ucuzluğu, seyircilerin muhtemelen orada ne aradıklarını bile bilmiyor oluşu filan, her şey muazzam. şurada herhangi birinin ağzından düzgün bir şey çıkması mucize olurdu.

gelelim ahmet kaya'ya. kendisini bugüne dek hiç dinlemedim. politik ya da ideolojik bir sebebi yok: yaptığı müzik tarzım değil, hepsi bu. hayatına dair derin bir bilgi sahibi de değilim, son derece genel bir malumatım var. hayatının zorluklarla geçtiğini, anadilde şarkı söylediği ve şarkılarında yasadışı ifadeler kullandığı gibi abidik kubidik sebepler yüzünden linç edilip yargılandığı ve hapse mahkum edildiğini biliyorum. bunları söylüyorum ki kendisine karşı herhangi bir sebepten ötürü sempati duymuyorsam bile son derece nötr olduğum anlaşılsın.

söz konusu videoya gelirsek, ahmet kaya'nın ama'sız ve koşulsuz biçimde homofobik, seksist ve hatta biraz da vasat bir adam olduğu görülüyor. ibne kelimesi şüpheye yer vermeyecek biçimde hakaret olarak kullanılmış, bu homofobik yanı. sakal-bıyıkla erkeklik arasında bir korelasyona inanıyor ve bıyıksız kalması halinde erkekliğinin gideceğini ve bir kadından farkı kalmayacağını düşünerek lafı "oldu olacak entari de giyeyim" noktasına getiriyor. buradaki seksizme daha fazla dikkat çekmeme lüzum yok sanırım. vasatlığı ise "ingilizlerin %99'u ibne" yorumunun altında. "türk halkının %99'u müslümandır" lafı ne kadar götten uydurma ve ucuz bir lafsa bu da öyle. böyle cümleler kuruyorsanız ne dediğiniz konusunda hiçbir fikrinizin olmadığı ve ağzınızdan çıkanı kulağınızın duymadığı gün gibi aşikar. tabii bu noktada konuyu açan hanımefendinin de ahmet kaya'dan aşağı kalır yanı yok. "geçen gün bir yerde okudum bıyıklılar homoseksüelmiş" lafı tam kahvehane ağzı. bilimsel araştırma diyor ama nerede okudu allah bilir. belki de sabah gazetesinin arka sayfasının en altında küçük bir sütunda görmüştür. kim bilir. ama abla inanmış. araştırma demişse kesin öyledir çünkü. gay'lar cemil ipekçi bıyığı bırakır, fatih ürek makyajı yapar, kerimcan durmaz kahkahaları atarlar. araştırmalar öyle diyor!

şu videoya gelen yorumlara da bir iki bir şey söyleyip bitireceğim, çok acayip şeyler okudum çünkü. videoya bakıp "helal olsun, işte ahmet kaya, işte adam gibi adam" cılara diyecek pek lafım yok, homofobilerini kusmak için bir fırsat daha geçmiş ellerine, sevinç çığlıkları atmaları normal. kusmuklarında boğulmaları temennilerimle...

"o zamanın şartları, genel düşünce yapısı öyleydi" diyerek bunu normalleştirmeye çalışanlar da olmuş. böyle düşününce herkesin her söyleyip yaptığı meşrulaşıyor, o yüzden yanlış bir bakış açısı ama benim asıl çarpık bulduğum, olayın sübjesinin ahmet kaya oluşu. kürt olması ve baskılanması ve de bu sebeplerden dolayı gördüğü toplumsal baskı ve devlet zulmüne karşı dik duruşuyla bazı kesimlerce aydın ya da aktivist gibi kabul edildiği malum. ancak videoya bakınca ben, kendisinin sadece kendi içine dahil olduğu azınlıkların-yani kürt halkının- acılarına empati yapabildiği izlenimine kapıldım. oysa ki 20-30 yıl önce de eşcinseller baskılanıyordu. hem de bugünkü teknolojik ve iletişim imkanları elimizde olmadığından birbirimizden de bihaberdik ve kendi aramızda dahi örgütlenemeyerek tamamen görünmez kalıyorduk. gerçek bir aydın, anaakıma kendini kaptırmadan ne olursa olsun bu baskılanan kesimin farkına varabilirdi diye düşünüyorum. aynı şekilde sadece kürt olduğu için kürtlerin acılarını görebilen, eşcinsel olduğu için eşcinsellerin çektiği çilelerden haberdar olan herkese de aktivist diyemeyiz sanıyorum. dışında kaldığınız azınlıklar ve ezilenlerle ilgili ne düşünüp yaptığınız da çok önemli. çok klişe bir benzetme ama kullanmanın tam sırası galiba: hayvanların eziyet gördüğünü fark edip hayvan haklarını savunmanız için hayvan olmanız gerekmiyor. özetle, ahmet kaya'nın homofobisinin benim gözümde özrü yok. kaldı ki kadınları da aşağıladığını yukarıda söylemiştim, homofobiyi "20-30 yıl önce ortam öyleydi" diye mazur görseniz bile kadın hakları konusuna ne diyeceksiniz? video çekildiğinde cumhuriyetle kadın-erkek birbirine eşitleneli en az 70 yıl filan olmuş. hâlâ sakal/bıyık, etek, erkeklik, muhabbeti yapmanın affedilecek yanı yok. hem 30 yıl geriye gidince ortam böyleyken, 4500 yıl geriye gidince bir bakıyorsunuz eşcinselliğin normal karşılandığı medeniyetler ayakta. o yüzden geçiniz bu "o zaman öyleymiş" muhabbetini.

son olarak, ahmet kaya fanı olup da bu videodan sonra şarkılarını dinlemeyeceğini söyleyenler olmuş. gerçekten kendinize bu kadar yüklenirseniz 3 günde kederden yaşlanır ölürsünüz arkadaşlar. ideolojileri ve hayata duruşlarına göre kimi dinleyip kimi dinlemeyeceğimizi seçmeye kalkarsak sanırım elimizde bir tek belkıs akkale filan kalıyor. onu da şimdi uydurdum, eminim o da bir zamanlar bir yerlerde birilerine bir yamuk yapmıştır. demek istediğim, koyverin gitsin. ahmet kaya mı dinlemek istiyorsunuz? dinleyin. "bu zamanında şunu demişti, şu da bunu yapmıştı"nın çetelesini tutacak kadar uzun yaşamayacağız hiçbirimiz.

amma konuştum ha akşam akşam. cumartesimi piç ettiniz yemin ederim sşdild.

Toplam entry sayısı: 28

uzak mesafe ilişkisi

ne yazık ki yaşadım ve yaşattım.

aşamalarını şöyle özetleyeyim:

1) tanışırsınız, hoşlanırsınız. bir şeyler yaşarsınız o sürede.
2) birbirinizi çok seversiniz, ama araya mesafe girer. bunu başta göz ardı edersiniz.
3) bir taraf daha çok sever.
4) diğer taraf sıkılmaya başlar. çünkü dokunmak, öpmek istiyorsunuzdur. yanında olmasını istiyorsunuzdur.
5) sıkılan taraf ilgisizliğini belli ettikçe diğer taraf daha çok bağlanır.
6) sıkılan taraf, artık bunalır ve açıklar, bu şekilde zor olduğunu.
7) sıkılmayan taraf üzülür, ağlar kamera karşısında "yalan mıydı?" der. mal gibi izlersin bir şey diyemezsin.
8) sıkılmayan taraf ısrara başlar ki gitmek isteyen birine kal demesi anlamsızdır.
9) biter.

bitti derken haftalar sonra telefon çalar, sıkılmayan hala sıkılmamıştır. yine aynı açıklamaları yaparsınız, kendinize küfredersiniz böyle boka sarabileceğini tahmin edemediğiniz için. yine telefon kapanır.

birkaç hafta sonra mesaj gelir. bir fotonu yolla bari, özledim der. anlamsız dersin. muhtemelen kalpsiz olduğunuzu düşünür ama söylemez neyse ki.

benim yaşadığım uzun mesafede, arada bir gitmek opsiyon değildi. öyle bir seçenek olsaydı daha uzun olabilirdi, ama bilmiyorum işte. ben beceremedim. umarım siz becerebilirsiniz.

biseksüel

insanları gerdiği bir gerçek. beni geriyor valla. tam bir bağlılık yaşanamaz hissi veriyor. biseksüel olmak isterdim. cahil periler filminde işlenmişti kısmen.

homofobiye ilk maruz kaldığınız an

o ana rastlamadım. homofobik ya da değil. önyargıları olan, kısıtlı insanlar hep itici gelmiştir. çevremde bolca itici insan var evet.

sözlükteki bütün yazarlara random yürüyen yazar

belli ki çok çaba harcıyor.
olgun beyleri bekliyorum beni yormayın pls. kiss kiss

ayı sözlük itiraf

mekanda biriyle kesişirken, karşı taraf "ne bakıyon lan sabahtan beri" diyecek diye çok korkuyorum.

ben bakıyorum diye mi bakıyor, yoksa hoşlandığı için mi içinden çıkamayıp olayın devamını getiremiyorum.

hoşlandıysa gelir konuşurdu diye kendimi teselli edip ortamı terk ediyorum.

sevgilisi olduğu halde profil sitelerinde dolaşan gay

sizden daha iyisini bulmak isteğinden olsa gerek.

şimdiye kadar birlikte olduğum kişiler birilerini aramaktan asla vazgeçmedi. can sıkıcı olan bu kişilerin sizin sadece onlara ait olmanızı istemesi. öyle bir dünya olmadığını açıklarken akp'li ile tartışırkenki ruh halinde bulabilirsiniz kendinizi maalesef.

yapmayın şu açgözlülüğü. her çift sevgili olmak zorunda değil. size daha güzel müesseseler var.

(bkz: fuckbuddy)
(bkz: one night stand)
(bkz: friends with benefits)
Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.