15 haziran 2013 taksim gezi parkı baskını

içlerinde bebek ve kadınların da bulunduğu yüzlerce kişinin yaralanmasına yol açan, vali mutlu'nun 29 yaralı var açıklaması ile ne denli büyük bir müdahale olduğu gözler önüne serilen baskındır. ispanya, almanya gibi pek çok avrupa ülkesinde ve dış basında bir numaralı gündem konusu olarak haberi geçen baskın; yine valinin bu ülkeleri yalanlaması ile sinir bozucu bir sonuca ulaşmıştır.

gezi parkının içi insanlarla doluyken bomba ve tazyikli suyla girilmiş, bazı direnişçiler tokatlanmış ve dayak yemiş; bazıları gözaltına alınmış, çadırlar sökülmüş ve yakılmıştır. divan otelin içine biber gazı atılmış, otel müşterileri tahliye dilmiştir. dayak yiyen ve müdahaleye maruz kalan bazı profesör ve millet vekilleri halk tv'den canlı yayına bağlanmıştır. alman siyasetçi claudia roth de bizzat cehennemi yaşamış biri olarak yaşadıklarını infial ve gözyaşı içinde dünya basınına aktarmıştır. rte verdiği tüm sözleri tutmama noktasında nasıl bir tutum sergilediğini de gözler önüne sermiş olup, baskın 16 haziran 2013 akp kazlıçeşme mitingi için ön yatırımdan başka bir şey değildir.

vali mutlu'nun baskınla eşzamanlı yaptığı açıklamalar yönetim kademesinde, yerel yönetim ve yerinden yönetim ayrımının tamamen kalktığının ve ülkenin tek elden yönetildiğinin delili olmuştur. istiklal caddesinde 2 dakikada bir patlayan bombalar müdahalenin ne denli sert olduğunun göstergesidir. müdahalenin sinyalleri rte'nin bugünkü mitinginde verilmiş olup, vali mutlu bunu övünç kaynağı haline getirmiştir. demokrasi dersi vermesi ayrıca ironiktir.
daha en başında dememişler miydi: gezi parkı'na müdahale yok, diye? bir kez daha kanıtlamış oldular ikiyüzlülüklerini.