ayı sözlük itiraf

  • /
  • 181
1 haftadır fizik/kuantum fiziği ya da birazcık temel mantık bilen birilerini arıyorum bir arkadaşım için. çok eğlenceli bir iş ama cesareti olan yok. biralar benden dedim fayda etmedi. artırıyorum! biralar + on numara akşam yemeği! inada bindi bu iş, bir şekilde birisini bulacağım. sözüm sözlükten içeri beyler, bayanlar.
ne zamandır "sevgi, ilgi" istiyorum diye ortalıklarda dolaşırken, aslında bunları benim de yapabileceğimi farkettim. yani ben de sevgi vermek, ilgi göstermek istiyorum, ihtiyacı olanlara. aslında içimde o kadar çok sevgi varki dağıtabileceğim, daha kimse kullanmadı onları, duruyor yani. sevgimi paylaştığım kişinin mutluluğu, bana sevgi gösteren kişinin beni mutlu etmesinden daha önemli bence. ne kadar kötü durumda olanlar vardır, ciddi anlamda bu tür şeylere ihtiyacı olanlar, paylaşasım var sonuç olarak. * *
günde 5-10 özel mesaj geliyor. nedir bu ilgi anlayamadım sözlük, sözlükte fotoğrafım da yok? bazen cevap veremiyorum bazılarınıza affedin çok yoğunum.

* http://inciswf.com/127283744663.swf
bugün bir arkadaşımı kırdım. ama daha önce o benim kalbimi daha kötü bir şekilde kırmıştı
bu akşam elimde grindr la sokak sokak 5 adımda bir refresh ederek gay aradım. sonuç olarak sadece birbirimizden nefret ettiğimiz eski sevgilimi bulabildim.
bi süre daha hayatımda kimse olmazsa gay kurusu ilan edicem kendimi artık
kendimi bıraktım artık. ağladım tüm gün. ne zaman bu kadar depresif oldum bilmiyorum.
1980 lerin ilk yılları . 5 veya 6 yaşlarım.

-az gel hele
diyen komşunun oğlu. 18 yaşında.
tamam -abi- diyorum kendisine.
düşüyorum peşine . bir harabeye gidiyoruz.
güya oyun oynuyor benimle.

-sen uyuyormuş gibi yap. bende senin babanmışım. seni uyandırıp okula götüreyim .

yatıyorum üstü açık harabenin bir odasındaki yeşil çimenlerin üstüne. biraz sessizlik. sonra arkamdan sarılan bir çift güçlü kol. ve belimde hissettiğim sertlik. tam olanlara anlam vermeye çalışırken sertçe aşağı çekiliyor altımdaki eşofman. gerisi malum.
bıraksa çığlıklarım ömür boyu çınlayacak kulaklarında ama sıkıca kapatmış ağzımı. çıkmıyor sesim.

günler sonra bir kere daha.
-gelmezsen annene söylerim .

sonra bir daha.

ve ben 6 yaşındaydım.
şimdi 36 yaşındayım . ve o anki acı halen daha beynimde kazılı.

şu an sana sormak istediğim tek bir soru var komşu oğlu.

hiç ciğerin sızlamadı mı 6 yaşında bir çocuğa bunu yaparken? ağzımı kapattın belki sesimi duymadın göz yaşlarımı da mı görmedin? nasıl bir vicdandı bu.


edit. geçen yaz haberini aldım beyin tümöründen ölmüş bizim komşunun oğlu.
tam olarak önemsemediğim insanların lafı bile çok dokunuyor bana.
şu dünyada, nefes alan herkesin davranışlarından, sözlerinden etkilenebilen bir yapım var lanet olsun ki.
psikoloğa gidesim var ama acayip üşeniyorum. psikolog bana gelebilir mi lütfen?
biyofizik uygulamasındaki asistan çok tatlı bir tip. keşke uygulama hiç bitmeseydi de sonsuza dek karşılıklı kalsaydık.hele bir de benle uğraşman falan of of
yarın trigonometri ağırlıklı bir matematik sınavım var. hiç bir şey bilmiyorum 40 üstü alırsam götüme kına yakacağım
üzerimde arkadaşıma ait pembe üzerine gri puantiyeli bir külot var. * ve giyilmiş. hayır giyilmiş çamaşır fetişım yok. hayır iğrenç de değilim. buna mecburdum. pişman değilim. yine olsa yine giyerim.
zaman zaman ne kadar zor bir hayat yaşadığımı düşünüyorum malum sebeplerden. hemen hemen çoğu evli olan arkadaşlarıma bakıyorum ve ne kadar şikayetçi olsalarda çok şanslı bir hayat yaşadıklarına inanıyorum. hetero olup aşık oldukları insanlar ile evlenip gerek duygusal, gerek cinsel, gerek eğlencesel her türlü ihtiyaçlarını karşılayıp sonra çoğunun durumlarından evlilik zor diye bahsetmeleri ağırıma gidiyor.
saçlarını yeni kestirmiş arkadaşımı görünce gülmeden kendimi alamıyorum . birde babamın misafir gelirse diye aldığı çikolataları bugün bitirdim ama niyeyse bunun gururunu yaşıyorum
sevgili sözlük , 22.03.2013
bugün evde olduğum için yemeği ben yapıyorum ev arkadaşımla beraber yemek üzere ,
fakat ben yemek için evde son kullanma tarihi geçmiş tavuk ciğerlerinin kokan kısımlarını atarak yemek yapıyorum ,
eğer yarın gazetelerin 3. sayfalarında bir irlandalı ve türkün istanbul da sır ölümü başlıklı 3. sayfa haberi okursanız bizi hatırlayın ....
tembelliğimden ötürü 100 metre ilerideki tavukçudan taze ciğer almadığımı itiraf ediyorum buradan..
ne zaman otobüse binsem ya da metro ne bileyim ya da vapur hep birine aşık oluyorum. o kısa dakikalar boyunca çok seviyorum, el ele kırlarda koşuyoruz, beraber yağmurda yürüyoruz sonra ani bir dönme hareketiyle göz göze gelip öpüşmeler filan allah allaaah. sonra o iniyor ya da ben iniyorum beş dakika sonra da unutuyorum aşkı hızlandırılmış ingilizce kursu gibi yaşıyorum. aşk acısı da yok ehe. ama yanlış anlaşılma olmasın tamamen uzaktan fortçu sanılmaktan korktum bi an.
çok kolay ağlıyorum sözlük. ama ota boka ağlıyorum. gün içinde demir leydi gibi geziyorum. gören çelikten sinirlerim var sanır. eve gelip açıyorum televizyonu huzur sokağı'nı izleyip ağlıyorum. senaryo berbat, oyunculuklar rezil. kazma gibi bir adamla zombi gibi bir kızın sahnesine ağlıyorum ben! ben ya! çok utanıyorum çok!
çok uzun olmayan hayatımın en boktan zamanlarını yaşıyorum sanırım. 2012 hazirandan beri olmayan birşeyler var. pişmanlıktan ziyade bıkkınlık yaşıyorum, istiyorum ama yapamıyorum, gözlerimi kapatıyorum ama uyuyamıyorum... bir insanın düşebileceği en kötü durumdayım herhalde şu anda kendimi bile kandırmak için yalnız kaldığımda hala mutluymuşum gibi davranıyorum. güçlü, kararlı bir bireymişim gibi. sonra aynaya bile bakamıyorum kendimden utanmaktan korkuyorum. acımaktan.
bekaret takıntım yoktur ama özel birine verilmesi gerektiğini düşünüyorum. yakın zamanda doğru kişi olduğunu düşündüğüm için bekaretimi bir kadına verdim. ve harikaydı.
yarına büyük umutlarla bakıyorum. istediklerim olmazsa cidden büyük bir hayal kırıklığına uğrayacağım. korkuyorum
tekyöne hiç gitmedim tek başıma da cesaretim yok mesaj alındı sanırım
  • /
  • 181