ayı sözlük itiraf
biraz önce ilginç bi rüya gördüm. istanbul'daydık ve kuzenlerden ikisi de oradaydı. herkes ağlıyordu. kuzenimden birisi bi deri bi kemik kalmıştı. ben istanbul'da bir holding'de iş bulmuştum ama nedense kırıkkale'ye gitmeye çalışıyordum. her yerde dağ vardı. istanbul'da dağ olmaz ki. çok ilginçti.
konu cisden açılmışken, toronto bugün çok soğuk, bu ay zaten deli gibi soğuktu, habire tuvalete gidiyorum, idrar torbam patlayacak. laptop'i vs. kafede bırakamıyorum çalıyorlar, öyle bir memleket yani, goz kulak diye rica etsen miy miy tipler. neden geldim felan diyorum bazen. soğuk, cisim var, ha bir de barista ile kesişiyorum. seksi bişi. iyi ki gelmisim diyorum bazen. kafam mi karisik ne.
yalnız olduğumu itiraf edemiyorum bu da benim sırrım.
ayaklarım beni o kafeye yine getirdi ama kızardığımı fark edince içeriye giremedim, 2 sefer önünden geçtim, umarım beni görmüş ve tanımıştır. bir sonraki sefer içeri girebilmeyi umuyorum.
şapşal gülüşünü ve kısık gözlerini çok özlüyorum...
en ufak sorunları bile gözlerinde büyütüp kendi çözemeyen, karşısındaki insanlardan da onların sorunuymuş gibi "ah vah" etmesini bekleyen kişilerden haz almıyorum.
herşeyi anlatmak istiyorum ama olmuyor.
seni takdir ediyorum, sana güveniyorum ve seninle birşeyleri paylaşmaktan hoşlanıyorum, kimseye vermediğim tavizleri ve kimseye için almadığım insiyatifleri senin için tükettim, umarım beni yarı yolda bırakmaz, insanlara olan güvenimi bitirmezsin. aklımdaki tek düşünce bu işin sonunda dost mu olacağız düşman mı merakla bekliyorum. bu işin sonun beni de şekillendirecek, bundan sonraki hayatımla ne yapacağımı belirleyecek, bu sorumluluğu kimseye vermezdim ama sen istedin.
allahım neden bu kadar namusluyum? tam bi namus kumkumasıyım.
bir gün yine okuldan çıkarken , evimiz okulun arkasında olduğu için , arka kapıya doğru yürüyordum. tam köşeyi dönerken mıç mıç sesler gelmeye başladı. kafamı döndüğüm gibi kolonların arasında yiyişen birilerini gördüm. ama harbi yiyişiyorlardı çünkü erkek kızın kafasını ağzına alacak gibi öpüyordu. neyse bunlar beni fark etti. ben bir iki saniye duraksadım orada. bunlar boş gözlerle bakıyor. gitse de devam etsek, der gibi. ee napayım devam edeyim yoluma, dedim. biraz uzaklaştıktan sonra gülmeye başladım ve eve varana kadar kahkahalarla güldüm. ertesi gün de ne kadar samimi olduğum kişi
* varsa hepsine anlattım. duysunlar da utansınlar diye. okulda yiyişmek yani... ayıp ayıp.
edit:imla
uzun zaman sonra edit: neden yazmadığımı hatırlamıyorum ama bunlar kanka olarak takılıyorlardı. herkesi de inandırmışlardı.
otobüste sürekli kafamda bir şeyler ve birileriyle kavga ediyorum. laf kavgası ya da fiziksel. şimdi şuarda şöyle bir şey olursa ne yaparım? gibisinden. çoğunda yeniyorum hatta, ama gerçekleşse muhtemelen kafamı bile kaldırmam...
bayadır dengim biriyle tanışmadım. :(
oturup ağlasam dinlenebilicem. kasılıp kaldım. devam etmek zorunda olmak, zorunluluklar içinde yaşamak. hay amk yaa
aramızda dağlar kadar duvar, duvarlar kadar yalanlar, yalanlar kadar tutarsızlıkların vardı. ben vardım bana sorunun ne olduğunu söyleyebilirdin. sadece hayatımdan gitmeni istiyorum. farklı yollara. bir daha karşılaşmamak üzere..
yardım edin sözlük kafayı yemek üzereyim..
çok uzun ve çalkantılı bir ilişkim oldu bilenler bilir. birbirimize deli divana aşık olmamıza rağmen bitirme kararı almıştım ben.
neyse bitirdikten 4 5 ay sonra görüştük dışarıda uzun bir sohbet oldu bu sohbette ilişki hakkında hiç konuşulmadı bir arkadaşla yapılan mubabbetten farkı yoktu.
ayrıldıktan sonra kendime bir cinsel perhiz uygulama kararı almıştım. başka birisinin bedeninde onu yaşamaya çalışacaktım çünkü. bu hem eski sevgilime hemde takıldığım kişiye büyük saygısızlıktı. kendimden emin olduktan sonra (3 gün önce) birisiyle tanıştım. tanıstıktan sonraki gün evine davet etti. normalde katiyen atmayacağım bir adımdı ama verdiği güven, tavrı kesinlikle kusursuzdu. velhasıl kelam gittiğim günün gecesi onda kaldım. ikimizde aşırı şaşkındık, inanılmaz bir bağ oluştu aramızda. inanılmaz bir şekilde eğlendik, vakit geçirdik. gözlerime bakıp zamanı durdurmak istiyorum dedi ve bunu o kadar samimi söyledi ki o inanç tüm ebedenimi, ruhumu kavradı.
yolda gelirken mesajlaşmalarımız devam etti hani bilirsiniz ya ulan bu sefer olacak hissini işte tam o hissi yaşıyordum. hala aklımdan atamadığım, hayatım boyunca kimsenin yerini alamayacak dediğim eski sevgilimle yaşadığım o hissiyatları tekrardan ve ona özel olacak şekilde bana yaşattı ve o da yaşadı.
eve geldim sözlük olanlar oldu.
eski sevgilim bugün attığım hikayelerin hepsine bakmıştı (ki her gün istinasız bakar takipleşmediğimiz halde) ben ise bakmıyorum, hatırlamayayım, unutayım diye kıvranıyorum. girip baktım sözlük. hikayelerinde hep benden bi parçalar bırakmış, hep bana özel kimsenin anlayamacağı göndermelerde bulunmuş. daha önemlisi her sabah ona attığım en sevdiğim şarkıyı paylaşmış. daha aklımın karışmasına izin vermeden mesaj attı "nasılsın" diye.
öyle şeyler yazdı ki sözlük her şeyi bırakıp yanında soluğu almayı istedim. belki de hayatımda bu kadar bir şeyi istemedim. gel oturup konuşalım, eskisi gibi olalım, biz olalım dedi- tamam diyemedim.
nasıl derim yahu yaklaşık 3 saat önce o adamla çok güzel bir gün geçirmişken, yanında uyuyup sımsıkı kollarımın arasına almışken.
-birisi var değil mi dedi var diyemedim.
alkollu olduğumu doğru bir karar veremeyeceğim bahanesiyle erteledim ama ben hiç bu kadar kirlenmiş hissetmedim, hiç bu kadar düşük görmemiştim kendimi..
yeni bir sayfaya mı? yoksa eski defterin kokusunumu istiyorum bilmiyorum. ben artık ben değilim onu biliyorum ama.
aşkıma ihanet ettim.
bir adamın o saf duygularına ihanet ettim
kendime ihanet ettim sözlük.
keşke balkondayken her aşağı baktığımda kendimi atmayı düşünmesem, bu yüzden balkona çıkamaz oldum. bunca zaman uğruna didindiğim uğraştığım şeylerin elimden bir bir kayıp gitmesi çok canımı yakıyor. kendimi çok severdim, halen daha seviyorum ama kendimle savaş veriyorum. ben buyum neden beni kabullenemiyorsunuz ? ne yaptım size? bunca zaman uğruna savaş verdim. yetti artık. bunun sonu yok mu?
bakirim sözlük ama benim canımı sıkan biriyle cinsel ilişki yaşamadığımdan değil yalnızlık hissi verdiği için
tilki, kürkçü dükkanında gerek.. ha bu sefer dükkan sahibi eskisi gibi değer biçer mi bilinmez..
bacaklarımın arasında aldığım kuyruğumla online'ım..